Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '18

 
Kategori
Siyaset
 

Bir Lokma Siyaset

Bir Lokma Siyaset
 

 5 Mayıs Cumartesi günü çok ilginç bir olayla karşılaştım. Aslında olayın ilginç olan tarafı şekliydi; onun dışında yabancı olduğumuz bir durum yoktu ortada. Hemen konuya gireyim: Bir siyasi parti (ismini vermeyeceğim), İstanbul’un en kalabalık meydanlarından birinde yaklaşan seçim nedeniyle “Demokrasi” ve “Gelecekteki Yeni Türkiye” konuları üzerine tanıtım ve bilgilendirme amaçlı küçük bir miting düzenliyordu. O esnada arkadaşımı beklediğim için ben de meydanın çok yakında bulunuyor ve kalabalığı gözlemliyordum. Yaklaşık olarak 200 – 250 kişilik bir grup oluşturuyordu bu kalabalığı. Söz konusu siyasi partiyi temsilen şık giyimli ve diksiyonu düzgün birkaç hanımefendi ve beyefendi, meydanın hemen önünde oluşturulan giriş kısmından gelen geçen vatandaşlara davette bulunuyor, onlarla kısa kısa sohbet ediyorlardı. Konuya duyarlı olan vatandaşlar ise miting alanındaki konuşmalara katılıyor, sorular soruyor, cevaplar alıyorlardı. Kısacası Avrupa’daki ilaç reklamlarındaki gibi “küçük” ama “etkili” bir planlama gerçekleştiriliyordu. Buraya kadar her şey tamam… Ancak işin enteresan tarafı bundan sonrasıydı…

Yarım saatlik bir bekleyişten sonra nihayet arkadaşım yanıma gelmiş; fakat ben biraz daha kalmak istediğimi kendisine iletmiştim. Beni kırmadı ve gözlemlemeye birlikte devam ettik. Miting devam ederken lokma dağıtan küçük bir kamyonet meydanın sağ tarafındaki caddeye yanaştı ve oraya park etti. Kamyonetten inen iki kişi birtakım hazırlıklar yapmaya başladılar. Ardından biri kamyonetin önünde, diğeri ise lokma dağıtılan bölümde yerini aldı ve kulakları tırmalayan tiz bir ses duyuldu. Kamyonetteki mikrofonun ses denemeleri yapılıyordu. “Acaba” dedim içimden! Mikrofonu eline alan adam ise Türkiye’deki tüm ideolojik fikirleri çöpe atacak cinsten efsane bir cümle kullandı: “Vatandaşlarımıza bedava lokma dağıtıyoruz. Herkes buyursun…” Bu cümleyi duyan vatandaşların birçoğu “bedava lokma” yemek için kamyonetin önünde sıraya girmeye başladı; hatta uzun kuyruklar oluşturdu. Tahminimde yanılmamıştım; çünkü bu lokma dağıtan küçük kamyonet de bir siyasi partinin hamlesiydi. Diğer partinin planına göre “daha küçük” ama “daha etkili” idi. Kamyonetin önünde duran adam ise bedava lokmasını almaya gelen tüm vatandaşların eline bir broşür tutuşturuyordu. Bu da muhtemelen onların seçim planıydı. Fotoğrafa genelden bakacak olursak Türk insanının kara kutusunu bilerek hazırlanmış kurnazca bir hamleydi bu. Az önce miting alanında bulunan 250 kişilik gruptan geriye sadece 50 – 60 kişilik bir insan topluluğu kalmıştı. Ayrıca mitinge katılmayı düşünmeyip kenarda köşede vakit geçiren insanlar da kuyruğa girmişlerdi. Mitingin tanıtım çalışmasında bulunan tüm temsilci ve görevliler ise neye uğradıklarını şaşırmışlardı.

Bu durum, Türkiye’de alışılagelmiş toplumsal bir hastalığın basit ve sık görülen bir türüydü. Bundan önceki seçimlerde insanlar, orta ve uzun vadedeki geleceklerini Haziran ayında dağıtılan bir torba kömüre, bir kilo patates ve soğana, ücretsiz götürülen bir geziye, döner ve ekmeğe nasıl tercih ediyorsa şimdi de aynısını yapıyordu. Zaman, suretler, özneler, nesneler değişiyor; fakat netice değişmiyordu. Sonuç olarak yakın geleceğimiz bir lokma siyasete yine kurban gidiyordu.

Toplum olarak bir yerlere gelmek istiyorsak, çocuklarımız için güvenli ve huzurlu bir hayatın hayallerini kuruyorsak, ülkemizin ve topraklarımızın tehlikelerden ve uçurumun kenarlarından uzakta kalmasını umut ediyorsak alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz.

 

 
Toplam blog
: 3
: 188
Kayıt tarihi
: 30.04.18
 
 

1988'de Elazığ'da doğdu. 2012 yılında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilim..