Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '11

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Bir mankenin içler acısı ruh hali

Bir mankenin içler acısı ruh hali
 

Tuğçe kazaz


Tuğçe Kazaz, biraz kaşı gözü yerinde basık suratlı zayıf bir manken. Güzellik göreceli bir kavramdır, kimine göre güzel olan kimine göre güzel değildir. Fakat esas olan yürek güzelliğidir. Bu yürekte Tuğçe Kazaz da yok. ve hala daha bu yaşamıyla medyada kendine yer bulmakta. Hele birde bu medyatikliğe din alet edilmişse olay farklı bir boyuta gider. 

Herkes inanç özgürlüğüne sahiptir ancak toplum olarak inancına duyarlı halk tarafından Tuğçe’nin zavallı hallerine bir tuhaf bakılmaktadır. Kişiliği oturmamış ne yapacağını bilemeyen, bir yunanlı Yorgo’yu sevdiğinde aşkı uğruna Hıristiyanlığı seçen ( aşk ve din değiştirme paralelliği ne alakaysa) vaftiz edilen eşiyle ayrılınca da seçtiği Hıristiyanlık dininden vazgeçen tükürdüğünü yalamamak için İslam lafını ağzına alamayan, başka dine sığınma ihtiyacı duyan sonuç olarak ruhsal bunalım geçirip boşluğa düşen ve arayışa geçen Tuğçe Kazaz boşanma davası açınca dininden de vazgeçmiş, en son budizm dinine yanaşmış!. Budist olmak için Kalamış’ta toplantılara katılmış? Dikkat buyurun Kalamış’ta!. Buda misyoner faaliyetleri adına başka bir konu. 

Başlamış kullara hizmet etmeye çay, kahve servisi yapmaya hani bir söz vardır bizde bilhassa siyasette kullanılır bu cümle ‘’ İdealim uğruna çayda yaparım, paspas da’’ veya biz bu işin basamaklarını çıkarken çaycılığını da yaptık böyle söylenir ne hikmetse oysa birçoğumuz bilir çay yapmayı paspas temizlik yapmayı kim yapmadım veya bilmiyorum dese yalan söyler. Öyle hor görülecek bir meslek ya da bir eylem değildir yani çay, paspas yapmak! 

Tuğçe hanım isyan etmiş bu hizmete ve üç günde pes etmiş hizmetçi değilim demiş ve Budizm macerası da bitmiş. Ezan sesi duyunca müziğin sesini kısıyormuş. Ooo!. bu Müslümanlığı taa yüreğinde hissediyor yahu, öyle ya ezan okunurken müziğin sesini kısmayan, nüfus cüzdanında İslam yazan ne çok insan var değil mi? Acaba İslamiyete kabul edilse mi Tuğçe hanım? Bu manevi işler kayıtla belgelenince mi dine mensup olunur yoksa yüreğinde hissederek ve yaşayarak mı? Kesinlikle tedavi görmesi gereken bir vaka gibi görünüyor. Benden bu ucubeye bir tavsiye Bundan sonra içinde yaşadığı malum ortamlar da tepki görmese de, toplumda pek yer bulacağa benzemiyor. Kendi adıma ilk karşılaştığım yerde eleştirebilirim de (!), bu çarpık ruhsal durumunu medyanın zaaflarından yararlanıp kendini gündemde tutmayı başardığı için tebrikte edebilirim. Biraz karışık bir duygu benim ki! O zaman şöyle söyleyelim Tuğçe’ye bir tavsiye ‘’Ne olursan ol yine gel’’ diyen Hz Mevlana’ya gitsin. İslamiyete geri dönüş için uygun bir kapı. Korkmasın sema yaptırmazlar bu defa da ben dolap beygirimiyim diye yine islamiyeti terk edebilir aman incitmeyin Tuğçe hanımı, zira algısı böyle hatunun. Haber yapın, röportaj yapın gündemde tutun yeter. 

 
Toplam blog
: 181
: 1067
Kayıt tarihi
: 07.03.08
 
 

1957 Eskişehir doğumlu, Esk.A.Ü İşletme, İşbankası emeklisi, İstanbul Büyükçekmece de yaşayan, ST..