Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '11

 
Kategori
Siyaset
 

Bir maruzatım var Sayın Savcım…

Bir maruzatım var Sayın Savcım…
 

Bundan tam dört sene önceydi Sayın Savcım…

Tarihler 20 Mart 2007 idi…

O gün de size “bir maruzatım var” demiştim, ne var ki cevap alamamıştım.

O günden bu yana mağdurum… Mağdurum da mağdurum, mağdurum da mağdurum…

Diyeceğim ama bu kez de bir televizyonun meşhur ettiği bu sözü kullanıyorum diye telif hakkı isterlerse diye korkarak sözümün o tarafını geri alıyorum…

O tarihte Sayın Savcım size başvurmuş ve…

“Yazıyorum ve yazabiliyorum… Ammaaaaaa…

Gel gelelim bu güne kadar bir türlü MEŞHUR olamadım… Televizyonlara çıkamadım, gazeteler benden bahsetmedi. Mahkemeye verilmedim. Ama hep yazdım durdum. Olmadı bir şey…

Şimdi diyorum ki, ahir yaşıma gelmişken artık ben de meşhur olsam. Da…

Nasıl olsam?

Fikir özgürlüğü arkasına sığınarak…

Devletimin aleyhine olamam…

Atatürk’e hakaret, vatana ihanet edemem…

Dinime küfür edemem…

Genç değilim ki “Biri bizi gözetliyor” oyununa girip meşhur olayım, yada her gün sabah televizyonlarda kadın programlarına çıkayım… Şimdi geriye bir tek şey kalıyor benim aklıma gelen ama… İşte o işin de bir “Ama” sı var…

Hani diyorum ki hakkımda bir dava açsanız… Ama… Verilecek cezanın içinde “Hapislik” olmasa. Bu yaşta dayanamam… Yine verilecek cezanın içinde “Para” muhabbeti olmasa, çünkü ödeyemem.”

Demişim, bir cevap alamamışım.

Bakın, şimdi bir fırsat daha geçti elime…

Hani şu “İmamın ordusu” diye bir kitap taslağı var ya… Hani “Örgütsel doküman” diye el konulan…

İşte o taslak hakkında karar veren mahkeme, avukatları dâhil kimin elinde bulunursa “Örgüte yardım ve yataklıktan” içeri alınacak…

İşte o taslak, bir sürü internet sayfasında yayınlanmaya başladı. Hani milletin ağzı torba değil ki büzesin gibisinden. İnternet çağında, internetin kablosunu kessen, devletin de işi var o kabloyla, maazallah “Terörist” diye adamı içeri alırlar, o yüzden kabloları da kesemesin.

Yargı da karar vermiş “Kimde bulursam…” diye…

Şimdi Sayın Savcım, akıl verir misiniz bana…

Ben bunu internetten indirsem, 298 sayfayı kitap gibi yapsam, -Tabi bilgisayarımda da bulundurmak mümkün de, orada okurken radyasyon alabilirim belki, Japonya’dan gelecek radyasyona yer ayırdım dı, yer kaplamasın yani vücudumda- mahkeme kararına muhalefet etmiş olur muyum?

Bu biiir…

İkincisi, indirsem, kitap haline getirsem, yakalanınca da “Sivil itaatsizlik yapıyorum” desem… Hani onlara dokunmuyorlar ya, popomu kurtarabilir miyim?

Ve tabi ki bu arada esas amacım olan “Meşhur adam” olabilir miyim?

Haaaa…

Avukatıma mı sorayım?

Amaaaan Sayın savcım.

Avukat dediğin ne ki?

Benim Kayseri’de noterden tasdikli vekâletname ile iki avukatım var, tanırsınız kerataları, ikisi de cevvaldir aslında…

Sorsam onlara diyeceklerini biliyorum…

“Abi… Senin işin yok mu, doğru dur bu aralar” diyeceklerdir…

Saniyen, kitap taslağının bir kopyasının bile yazarın avukatının elinde bulunması bile suç iken, bu avukatların vereceği akıl ile yola çıkılmaz vallaha…

En sağlam şey, sizin önereceğiniz yol diye düşünüyorum ben…

Ne dersiniz?

01 NİSAN 2011

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..