Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '07

 
Kategori
Haber
 

Bir masal anlatayım

Bir masal anlatayım
 

Bir masal anlatarak başlayayım bu günkü yazıma…

Bir varmış, bir yokmuş. Deve tellal iken, pire bakkal iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken, bir karınca varmış, bir de cırcır (Ağustos) böceği varmış.

Karınca, bir yaz boyu o sıcağın altında durmadan kilerine buğday taşımış tarlalardaki artıkların, boyundan büyük keseklerin arasından gide gele…

Cırcır böceği ise gece gündüz dememiş, bir o dalın üstünde bir bu dalın üstünde çalmış çığırmış durmuş. Keyif etmiş.

Mevsim kışa dönmüş. Havalar soğumuş, dışarı çıkılmaz olmuş. Kar, bütün toprağı kaplamış. Yerde yenmek için yiyecek de bulunmaz olmuş. Karınca, yuvasında ayak ayaküstüne atıp kilerdeki yiyecekleri ile baş başa otururken, cırcır böceği acından ölüm noktasında gelmiş ve karıncaya “Ölüyorum, biraz yiyecek” demiş. Karınca da “Bir kış eğleneceğine, çalışıp yiyecek biriktirseydin” demiş, hiçbir şey vermemiş ve cırcır böceği de ölmüş gitmiş…

Bu masal, herkesin bildiği bir masal da, şimdi ne demek!…

Hele bir sorun!...

Var saydım ki sordunuz, cevap vereyim.

Dünün en önemli gelişmesi, Cumhuriyet Başsavcısı'nın DTP’yi kapatılmak üzere Anayasa Mahkemesi'nde dava açmasıydı.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki “Hukuk devleti”nde bir savcı, hiçbir konuyu “Siyaset” içinde düşünemez, değerlendiremez ve sonuçlandıramaz. Savcının görevi, Anayasanın ve yasaların altında ve devletinin yanında olmaktır. Cumhuriyet Başsavcısı da bu şekilde hareket etmiş, belge ve bilgileri toplamış, yasanın öngördüğü şekilde DTP için kapatılmak üzere Anayasa Mahkemesi'nde davasını açmıştır. Dediğim gibi onun görevi, yasaları devlet ve millet adına uygulamaktır.

Anayasa Mahkemesi de önüne gelen davayı, aynı şekilde siyasi kaygılarla değil yasalara göre değerlendirecek ve bir karar verecektir. O karar “Kapatma kararı” da olabilir. Hiç kimse Anayasa Mahkemesini “Niye parti kapattın” diye sorgulayamaz.

Oysa…

Habere, "mutlu olmadım" ve "partiyi kapatırsanız, dağa çıkartırsınız" gibi tepki verenlerin görevleri vardı. Ne yazık ki onlar, cırcır böceği gibi, sadece daldan dala konarak, Kayseri deyişi ile "gıngın" çaldılar, çalmaya da devam ediyorlar.

Muhalefet partileri mi? Onlar da baltacının "hıh" deyicileri…

Büyük vaatlerle iktidar koltuğunda beş yıldan beri oturanların eline çok fırsatlar geçmiş, çok zamanları olmuştu. Ne yazık ki onlar da ülke genelindeki PKK ve onun etki alanını görmekte zorlandılar ve birçok konuda geç kaldılar, yetersiz kaldılar. Didişmekten ve milletin gözünü boyamaktan, kendi gözlerini açmaya fırsat bulamadılar.

Parti kapatmayı zorlaştırmak yerine anayasaya "parti kapatılamaz, parti yöneticiler ve üyeleri, işledikleri suçlardan dolayı şahsen sorumludur" gibi bir ifade, partileri kapatılmaz yapar. Ancak, o parti üyeleri ve yöneticilerini sorumluluk altına sokar. Bunu yapak da zor bir şey olmasa gerek.

DTP, kapatılmaları halinde yedek partilerini daha önceden zaten hazır tutuyorlar.

Neden?

Biliyorlar ki anayasal zeminde siyaset yapmayacaklar. Partileri, yürürlükteki yasalara göre kapatılacak. Zaten onlar da kapatılması için ellerinden geleni yapmadılar mı?

Ama DTP kapatılırsa, altlarından kayıp gitmekte olan tabanlarına "Bakın, bize TBMM’de bile siyaset yapma hakkı vermediler, " diyecekler. Aynı şeyi Türkiye dışında da savunacaklar.

Ne yazık ki bu tuzağın içine çekiliyoruz ve gözleri kapalı siyasetçiler de gelip gelip bu tuzağın içine düşüyorlar.

Anayasal zemin içinde siyaset yapanlar… Gerek iktidar, gerekse muhalefeti. Cırcır böceği gibi ötmek yerine karınca gibi çalışsalar, bütün sorunların üstesinden geleceğiz.

DTP, kendisinin kapatılması için elinden geleni yapmaya devam edecektir. Bu bilinmelidir. Bunun karşısında iktidarı ve muhalefeti ile anayasal zemindeki partilerin ayaklarını denk almaları gerekir.

Bu, bir sınav sürecidir, bakalım sınavı nasıl verecekler?

17 KASIM 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..