- Kategori
- Deneme
Bir mevsimlik kiraz çiçeği gibi hayat
Umudu toprağa eker ve bekleriz...Sert soğuklar ve anlık dalgalar bazen bir yıkımın habercisi gibi gelir bize; nasıl dayanır narin bir tohum diye düşünürüz fakat inanmak ne büyük güçtür oysa ki...Tohum filizlenir ve kökleriyle toprağa daha sıkı bağlanır. İyi düşünceler birer tohum olur şu dünyamızda.
Anı kurtarmak adına evrensel gerçeklikten vazgeçmek ne büyük acıdır.Toplumun kökeninde ki birey nasıl kendini var edebilir? İnsanlığın gelişimine nasıl fayda sağlayabiliriz? Benlikten kurtulup biz olmayı nasıl başarabiliriz? Mutluluk sadelikte vardır bu sadeliği yakalamak neden bu denli zor? Sorular, sorular kendimize sormaya cesaret edemediğimiz sorular… Kaçmanın daha kolay geldiği bir hayat ne büyük trajedi.
Hayatın rengi; insanlıktır, sevgidir, aşktır, merhamettir… Mutsuz bireylerin benden kurtulabildiği bir düzende hayat kendi gerçekliğini yakalar...Kendi aynasında kaybolan benlik ise kısır bir döngü yaşar sonuç olarak, öfkeyi ve şiddeti büyütür. Bu nedenle insanlığın sosyal bir varlık olduğunu anlayıp bu sosyal ihtiyaçlara cevap verebilecek bir düzen oluşturmak noktasında toplumun çözüm üretebilecek yetiye ulaşması en büyük hayalim.
Daimonik düşünce içinde iyiyi seçme iradesi olabilecek insanlığa olan inancımızı tazelemek bize kalıyor. İnsanlığa inanıyorum çünkü bunu gerçekleştirmek için varız. Düşüncesi,inancı,kökeni ne olursa olsun tüm insanların mutlak benliğini kabul etmek ve yolunu açmak gerek. Kültür; bütünlüğümüzden güç alır. Bütün kültürlerin incelikli güzelliğini keşfetmek gerek; hayat böyle olunca daha bir anlamlı…
Felsefeden, psikolojiden, sufizmden demlenen insanlık ne güzeldir; daha bir insandır. Farkındalığın güzelliğini yaşayan insanlara ihtiyacımız var; sosyal bir toplum olabilmek adına. Fırsatta eşitliğin sağlandığı, mutlu bireyler yetiştirmek amacımız olmalı. Söylediğim gibi bir mevsimlik kiraz çiçeği hayat çünkü...