Bir Milleti Uyutmak

Bir milleti uyutmak mümkün müdür? Mümkündür… Zaman zaman insanların da saflık dönemleri oluyor, hatta toptan bir milletin bile... 

Örneğin Çin’i hatırlarsınız. Çin'in, 1894 yılında Japonya'ya karşı ağır bir yenilgi alması’ndan sonra Rusya İngiltere, Fransa bu ülkeyi paylaştılar 1901 boxer ayaklanmasına kadar ağır bir şekilde sömürdüler. Ve arada bütün Çinlileri esrara, eroine alıştırarak bir milleti hareketsiz hale getirdiler.. Çin çok zor bu durumdan kurtuldu. 

Bugün ise ise ister siz “global düzen” deyin, ben “ emperyalist” sömürü düzeni diyeyim, bütün geri kalmış ülkeleri sağmal inekler gibi uyutup, hem etini, hem sütünü, hem her şeyini alıyorlar da kimse farkında değil. Her halde bir tek “Uyanan Çin” farkında.. O artık kendini sömürtmediği gibi , kendisi de sömürgen bir millet oldu çıktı… 

Dünya ülkeleri uyuyor… Nerede? Televizyonlarının karşısında… Her eve bir veya iki TV veriyorlar (o da krediyle) ondan sonra millet batının alıştırdığı “Fast Food”u yiyip, kolaları içip latent hale geliyor, obez hale geliyor; düşünemez hale geliyor. Ondan sonra varsa yoksa televizyon, arada sırada da futbol maçları… Bağırıp küfretmek için… Çünkü o da lazım… Sonra , kazandıkları iki kuruş maaş, veya emekli ücreti bitiyor… Millet yallah Banka kuyruklarına; kredi almaya… 40 milyon kredi almış… İşe bak… 

Yani bir ev alıyorsun, 40 yıllık zamanını bu evi ödemek için Bankaya borçlu halde geçiriyorsun. Yani midenden sisteme bağlısın. Bir daha elini kolunu kıpırdatamazsın, durumunun değişmesini isteyemezsin… Krediye ve sisteme mahkumsun.. Bir diğeri, araba alıp borçlanıyor… Diğeri bir başka şey.. 

Bütün insanlar bağlı ve bağımlı… ! 

Bu insanlar kımıldayabilir mi? Başka şekilde davranabilir mi? İşten çıkabilir mi? Otoritelere karşı gelebilir mi ? İmkanı yok… Aslında insanlar bilmiyorlar, ama teslim olmuş durumdalar.. Borçlu insan bağlıdır ve bağımlıdır. Yine borç alır, yine borç alır… Ama cebinde on para bulunmaz… Niye? Sistem öyle istiyor, ve fakat farkında değiliz. 

Aslında bir gerçeküstü filmde yaşar gibiyiz. Tutsak alınmış insanlar ve toplumlar esir olduklarını bilmiyorlar… Sistem tümümüzü şu veya bu şekilde teslim almış…Hadi kaç kaçabiliyorsan; git gidebiliyorsan… Veya bir başkasına oy ver verebiliyorsan. Veremezsin…Çünkü korkarsın, “Ya durum değişirse..” ..Ya borcunu ödeyemez duruma düşersen… Bütün geri kalmış dünyanın insanları bu durumda… Eli kolu bağlı, ama farkında değil… Çünkü teslim olan kendisi… 

Evet biz hepimiz, kendisini özgür sayan ama ne yazık ki bazı toplum normlarına, standartlarına , yasalarına ve kurumlarına teslim olmuş zavallı yaratıklarız. Bu ülkede ve dünyada artık özgürlük yok… Artık onların ipleri bıraktıkları kadar özgür olacağız. Çünkü hepimiz bağlıyız ama farkında değiliz… İnsanlar durumlarını nasıl anlayabilirler? Nasıl özgürlüklerini kazanırlar ? İşte bu bir gerçek sorun… Bu sorun yalnız bizim sorunumuz değil, bütün ülkelerin insanların sorunu… Birileri bizi tutsak alıyor, ama kimin bizi tutsak aldığını bilmiyoruz.. Öylesine yaşıyoruz. Buna yaşamak derseniz… 

“Durumum kötü” diyene hemen yanaşıyorlar… “Kredi verelim, ” olmadı mı “Bir kredi kartı” daha verelim... Bir tane daha… Bazıları cebinde kaç tane kredi kartı taşıyor, unutmuş durumda… Bu mu özgürlük..? Üç kuruş para kazan , onunla da kredi kartlarının faizini ödemeye çalışarak geçir… Böyle değil mi? Yalan mı söylüyorum !