Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '06

 
Kategori
Dans
 

Bir Milonga 'da tanguero olmak

Bir Milonga 'da tanguero olmak
 

Böyle afili bir başlık attığıma bakıp da “tango” uzmanı falan olduğumu düşünmeyiniz sakın. Ancak diğer yazılarımda da değindiğim üzere kültürün ve sanatın her alanına ilgim ve merakım nedeniyle bu muhteşem dans ve kültürü hakkında da az çok bilgi sahibi olduğumu söyleyebilirim.

Tango, bilindiği üzere ilk defa 1800’lü yıllarda İspanya’dan ve İtalya’nın Sicilya adasından Güney Amerika’ya göç eden göçmenler tarafından yapılmış, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’in kenar mahallerinde doğmuştur. Tango, hayatın acımasızlığına, yoksulluğa ve ezilmişliğe bir başkaldırıdır ilk yıllarında. Dansı ilk olarak yapanlar göçmen hayat kadınlarıdır ve genelevlerde doğmuştur. Ancak geçen yıllarla birlikte inanılmaz bir değişim göstermiş ve soylular, elitler ve sosyo-ekonomik olarak üst düzey topluluklar tarafından yapılan tipik bir burjuva salon dansı kimliğine bürünmüştür.

Tango tutkudur, tango aşktır, tango arzu ve istektir. Tangoda dansın tek yöneticisi ve hakimi erkek, bayan ise tamamen ona uyan bir eşlikçi gibi görünse de gerçek tamamen farklıdır. Üniversitelerde okutulan, akademik seviyedeki iletişim derslerinin ana materyali olacak derecede bir iletişim, empati ve koordinasyon içerir. Dansın temel figürleri olmakla birlikte büyük oranda doğaçlama, irticalen gerçekleşir.

Tango müziği denince akla ilk gelen enstruman “bandoneon”dur. Akordeon tarzı körüklü bir çalgı olan bandoneon, tango müziğinin ve pek tabii ki latin müziğinin en karakteristik sazlarından biridir. Onlarca çiftin katıldıkları ve sabahlara dek devam eden, bazen dans yarışmalarının da düzenlendiği tango gecelerine “milonga” denir. “Tanguero” ise tango yapan kişi, erkek anlamında kullanılan bir terimdir.

Milongalarda; Carlos di Sarli’nin Bahia Blanca’ları ile çınlarken kulaklar ve yürekler, hep peşinden gelecek Carlos Gardel parçalarını, Por uno Cabeza’yı, Milonguita’yı, La Cumparsita’yı ve o muhteşem Historia de un Amor’u bekler durur. Bekler durmaz tabi, kah kapalı tutuşla, kah açık tutuşla, tek vücut olmuş çiftler tangonun büyülü dünyasını çoktan keşfetmiş ve doya doya yaşamaya çalışmaktadırlar.

Kadın Kokusu filmini eminim pek çoğunuz izlemişsinizdir. Al Pacino’un canlandırdığı gözleri görmeyen, asker emeklisi beyefendi, kullandığı sabunun kokusundan hissettiği, masada yalnız oturan güzel kadına tango yapmayı teklif eder, kadın tango bilmediğini ifade eder nazikçe ama o, kendisini müziğin ve hayatın ritmine bırakmasını söyler. Sahnenin ölçülerini yaklaşık olarak yanındaki delikanlıdan alır ve dans başlar. O ne muhteşem bir sahnedir. O ne muhteşem bir atmosferdir. Bence filmin finalidir bu çekim. Çok tango içerikli film seyrettim ama bir tango filmi olmamasına rağmen dansın ruhunu veren böyle bir sahne görmedim.

Tangoda teslimiyet ve isyanı, tangoda tutku ve boşvermişliği, tangoda aşk ve öfkeyi, tangoda herşeyi, hayata dair herşeyi bulabilirsiniz. Tango hayattır, hayat tutkudur...

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..