Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Bir miting alanı

Bir miting alanı
 

Alan çok kalabalıktı.

İçlerinde Mansur’da vardı. Ancak onun derdi, gelecek olan konuşmacıyı alkışlamak değil, oraya gelen kalabalığın, nerelerden, nasıl getirildiğini araştırmaktı.

Mansur işe hızlı başladı!

Önüne gelene, kimliğini gösteriyor ve nereden geldiğini, nasıl geldiğini, neyle geldiğini, gelmesi için kendisini davet eden veya ikna(!) edenin olup olmadığını soruyordu.

Gelenlerin çoğu o kentten değildi. Yakın kentlerden, kasabalardan, hatta Başkentten gelen bile vardı.

Özellikle Başkentten gelenler dikkatini çekmişti.

Mansur hiç çekinmeden, özellikle de Başkentten gelenlere memur olup olmadığını soruyordu.
Aldığı cevaplar çok ilginçti!

Evet, Başkentten gelenlerin hemen, hemen hepsi memurdu.

Liderin seçim gezilerine(pardon tesis açılışlarına)başladığı günlerden beri, bakanlıklar ve diğer kurumlara gönderilen bir genelge ile çalışanların hemen, hemen yarısının, yapılacak tesis açılış törenlerine, ayarlanacak bakanlık veya kurum arabaları ile götürülmesi, günlük kumanyalarının ayarlanması talimatı verilmişti.

İşte Başkentten gelenlerin hepsi bu kurumlarda çalışan kişilerdi.

Bu kişilerin anlattığına göre bu şekilde yaklaşık beş bin kişi(Memur) gelmişti. Hiç kimse halinden memnun değildi. Nasıl olsunlar, açılıştan açılışa koşup duruyorlardı. Avuçları alkışlamaktan patlamıştı. Alkışlamayanların hali malum!

Mansur gezilerine devam ederken, çevre illerden gelenlerle de görüşüyordu.

Çevre illerden gelenlerin hemen hemen hepsi, kriz nedeniyle işini kaybetmiş işsizlerden oluşuyordu. Gerçi içlerinde o partiye gönül verenlerde yok değildi.

Bu tür toplantıları iş imkânı olarak gören ve günlük yeme içme dâhil 25 TL yevmiye ile gelmişlerdi.

Başkentten getirilenler ve çevre illerden yevmiye ile getirilenler, konuşma kürsüsünün hemen kenarına konuşlandırılmışlardı.

Burada amaç, konuşmacıya alkışın fazla görünmesi idi. Ayrıca alkışlamayanlar hakkında gerekli işlemin yapılması için göz önünde olmaları gerekiyordu.

Miting alanındaki toplanmanın 4-5 saat sonrasında, nihayet alan iyice doldurulmuştu. Bu arada konuşmacının havaalanına geldiği söylendi. Kalabalıktan bir alkış tufanı koptu!

Havaalanına gelen konuşmacı, yaklaşık olarak bir saat kadar sonra konuşma alanına(miting) geldi.

Büyük bir tanıtım konuşmasının ardından kürsüye çıkarak başladı konuşmaya.

Konuşma alanında bulunanlar, konuşmacının her konuşmasını büyük bir zevkle(!) alkışlıyorlardı.

Derken konuşmacı, ilginç konuşmalar yapmaya başladı.

Ve şöyle konuşuyordu:

Değerli kardeşlerim dedik ki biz bu sıfırları atacağız. Hemen çok büyük bir alkış tufanı başladı!

Yapamazsınız dediler, enflasyon patlar çatlar dediler. Alkışlar…

Biz geldik bu 6 tane sıfırın tamamını da attık. Alkışlar…

Paramızı para yaptık. Alkışlar…

Düşünün eskiden delikli para ile tuvalete gidilirken öyle bir hale getirdiler ki Türkiye’yi tuvalete girmenin bedeli 1 milyon oldu. Çok büyük alkışlar…

Konuşmacı devam ediyor…

O hale getirdiler ama geldik sıfırları attık. Alkış durmak bilmiyor… Konuşmacı memnun, miting alanını gözetleyen organizatörler memnun…

Eskiden benim vatandaşım tuvalete 1 milyona giriyordu şimdi 1 liraya giriyor. Alkış gittikçe artıyor…

İşte biz buyuz. Alkıştan kıyamet kopuyor…

Farkımız bu! Türk lirasının değerini artırdık ona onurunu kazandırdık biz buyuz. Miting alanında kıyamet kopuyor…

Mansur etrafına bakıyor, herkes mutlu, herkes memnun…

Oysa konuşmacı, ülke gerçeklerinin hiç birisine değinmemiş, dereden, tepeden, tuvaletten, delikli paradan(!) bahsetmişti.

Şimdi Mansur’un kafasında bir soru işareti doğmuştu.

Bu toplama kalabalıkların alkışları, acaba birilerini kandırıyor olabilir miydi?

Mansur yazdığı mahalli basındaki sütunlara, bu soruyu sorarak son verdi.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..