Bir muallimin hatıra defteri 12 : Balıkesir/19.Mayıs Bayramı

(Özet : Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu’nda günler geçmektedir. Yavaş yavaş Birinci Sınıf’ın sonuna geliyoruz. 19.Mayıs Bayramı  törenleri var. Gençler heyecanlılar. Bu arada Askerlik Dersleri çok ciddiye alınmakta çünkü bu sıralarda Almanya Avrupa’nın canına okumaktadır. Ufukta Bitirme Sınavları ve Askerlik Kampı vardır. Gençlerin dikkatleri şimdi onların üzerindedir.)

19.Mayıs.1940

Ebedi Şef Atatürk’ün Samsun’a ayak basışının yıldönümünü kutlamak için bu sabah, takım takım ayrılarak yürüyüşe hazırlandık. Hava da bu gün bulutlu. Zannedersem yağmur yağacak. Mektepten ayrılıp sahaya doğru giderken, şehir sinemasına geldiğimiz esnada hava yağmaya başladı. Bizden önce de Lise kız ve erkek talebeleri yürüyüşe geçmişlerdi. Yağmur iyice şiddetini artırınca takımların dağılmasını ve herkesin yağmurdan korunması için emirverdiler. Arkadaşlarla birlikte kimimiz Şehir Sineması’na, kimimiz Halk Partisi Binası’na; Belediye Binasına sığındık. Beş on dakika sonra Lise talebeleri de dağılmışlar, kız ve erkek talebeleri epey ıslanmış olarak önümüzden geçtiler. Biz pek az ıslandık. Yağmur dindikten sonra herkes serbest olarak Mektep’e döndü. Biz Mektep’e gelince de yağmur yine devam etti. Öğleden sonra merasimin yapılmasına karar verildi. Öğle yemeğinden sonra saat bir buçukta Mektebin önünde takım halinde sıralandık. Bizim Mektebin kıyafeti çok güzeldi. Beyaz atlet, beyaz kısa keten pantolon, beyaz çorap ve beyaz lastik ayakkabı… bir de üşümemek için atletin üzerine gri ceketlerimizi giydik.

Stadyuma gitmek için yürüyüş koluna geçtik. Ayrı ayrı takımlar halinde yürürken “Dağ Başını duman Almış”, “Gençlik Marşı”nı , “Harbiye Marşı”nı, “Bozkurt   Marşı”nı ve “Öğretmen Marşı”nı söylüyorduk. Anafartalar Caddesinden, İstasyon caddesinden geçerek Atatürk Parkı yanına geldik. Atatürk madalyonuna çelenkler konuldu. Oradan Atatürk’ün çok sevdiği “Dağ Başını Duman Almış” marşını söyleyerek stada girdik. Statta İlbay ve Korgeneral gençliğin bayramını kutladılar. Bunu müteakip geçit resmi yapıldı. Geçit resmi şu sıra ile oldu. Evvela lise kız, sonra lise erkek talebeleri geçtiler. Bunların arkasından biz geçtik… Geçit resmi bitince , kız talebeler idman hareketleri yaptılar. Bunu bizim hareketlerimiz takip etti. Bütün idman hareketleri yapıldıktan sonra tekrar ikinci bir geçit resmi ile merasime nihayet verildi.

Merasim bittikten sonra yine ayni neşe ve şevk içinde muntazam sert adımlarla yürüyüşlerle ve marş söyleyerek Mektebimize döndük.  Şahin Bey gece saat Dokuz’a kadar izin verdi.

Akşam yemeğinden sonra arkadaşım Galip Ünal ile gece bir gezinti yaptık. Böylece bu sene de bu mukaddes günü kutladık.

21.Mayıs.1940
Bu gün Askerlik dersimiz bitti. Askerlik muallimimiz Topçu Yüzbaşısı Bay Muhlis Canıtez ile hasbıhal ettik. Askerlik muallimimiz Konya’da teşekkül edecek Tabura komutan olarak gidecekmiş. Kendi yetiştirdiği Bölüğü’nden ve bizden ayrıldığı için pek çok müteessir olduğunu söyledi.

Bu günkü dünyanın karışık ahvalinden bahsederek milli ve vatani vazifeler hakkında konuşurken bizim Yüzbaşı pek çok çoşarak ağladı.

Yüzbaşımızı hiçbir zaman unutmayacağım.

23.Mayıs.1940
Mektebimizin tatiline iki gün kaldı. Ondan sonra sözlü imtihanlar başlayacak. Sözlü imtihanlardan sonra da Askerlik kampı yapacağız.

Her gün mütemadiyen hocalarımız müzakere ediyorlar. Sözlü imtihanına kalıp kalamayacağımı kestiremiyorum. Fakat herhalde sözlüye kalacağım. Bu gün Hendese dersinden müzakereye kalktım; kaç verdi bilmem. Bu günlerde derslere fazla üzülüp merak ettiğimden pek canım sıkılıyor. İnşallah, Allahım, sözlüyle hiç olmazsa sınıfı geçsem…

21.Mayıs.1940
(Defterime sıra arkadaşım Hüseyin Üsküdarlı şunları yazdı)
Kendisini çok sevdiğimi sıra ve sınıf arkadaşım Ş.
Büyük bir Atasözü vardır: İnsan kuş misalidir, derler. Bu hakikaten çok yerinde bir sözdür.

Yarın sizler de yurdun dört bucağına ülkümüzün asası meşalemizle ülkü saçmaya giderken bir kuş gibi uçacaksınız ve yeni nesil sizin hakikaten ölmez bir şaheseriniz olacaktır. Buna  eminim. Zaten size karşı temennim de budur. Yolun açık olsun. Muaffakiyetli başarılar senin genç öğretmen namzeti.

1940 yılında aynı sınıftan ayni havayı teneffüs ettiğin ak saçlı çocuk : Hüseyin Üsküdarlı: İmza (645)

23.Mayıs. 1940
(Arkadaşım Sabahattin Sezer(698)  defterime şunları yazdı.
Sıra arkadaşım, eğer şu satırlarımla kendimi ilerde hatırlatabilirsem bahtiyarım.

“Her sigara dumanı gibi
Bahtsız geçen şu acı günler
Altında buğday harmanı gibi
Savrulup, bitip, solan seneler
Bu senelere gömülü olan
Arkadaşlığa gönüllü olan
S.Sezer’i şu satırlarından
Gözünde dumanla bir kere an…”

Aynı sırayı çürüten sıra arkadaşın : Sabahattin  Sezer (1940) , İmza (698)

(Bu sıralarda ; Almanya, “Yıldırım Savaşı”  taktiğini kullanarak Polonya’yı (Eylül 1939’da saldırdı), Danimarka’yı (Nisan 1940), Norveç’i (Nisan 1940), Belçika’yı (Mayıs 1940), Hollanda’yı (Mayıs 1940), Lüksemburg’u (Mayıs 1940), Fransa’yı (Mayıs 1940), da işgal etti. 10.Mayıs.1940. Winston Churchill, Chamberlain'ın istifası üzerine İngiltere Başbakanı oldu. Müttefikler şoktadır. Yer yer Almanya’ya karşı duruşlar başladıysa bile , toptan bir savaş henüz yoktur… Türk Ordusu bütün ağırlığıyla Trakya’da düşmanı beklemektedir…)