Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '10

 
Kategori
Anılar
 

Bir nezaret macerası

Bir nezaret macerası
 

Sizlere hiç daha önce bankacılık bölümü okumuş olduğum "kandıra" dan bahsetmemiştim. Başımdan geçmeyen macera yok denecek kadar azdır. Ama bütün bunlara rağmen kandıra benim için önemlidir. Çünkü ben burada ön yargıları kırmayı öğrendim, ben burada insanları düşüncesinden dolayı değil insanlığından dolayı sevmeyi öğrendim.

Her neyse...

Ben bu yazıyı bu yüzden yazmadım. Başımdan geçen bir macerayı sizinle paylaşmak için yazdım.

Yağmurlu bir bahar akşamıydı. (Giriş biraz pembe diziyi andırıyor ama gerçekten öyleydi hava ben ne yapim... ) Dersimiz bitmiş, eve dönmek çin okuldan çıkmıştık. Dediğim gibi hava yağmurlu olduğu için okulumuzun topraktan olan yolunun şimdi çamur olacağını düşünerek münübüse binmeye karar verdik. Yoksa gerçekten de kandıranın temiz havasında yürüyüş zevkli oluyordu. Her neyse...

Münübüse bindik... Münübüs hareket ettikten beş dakika sonra sakarya caddasendin sonraki ilk sapağı dönen araca çocuklu bir bayan bindi. Biz arkadaşımla birlikte arabanın kalabalık olmasından dolayı ayaktaydık.Ve arkadaşımla sohbet ediyordum. Kadın münübüsün parasını uzatmak için "2 dakika çocuğu tutar mısınız?" diye ricada bulundu. Bende kabul ettim. Daha sonra ben kadına arkamı dönerek arkadaşımla konuşmaya devam ettim. Aradan iki dakika geçti geçmedi bende kadının para uzatma faslı bitmiştir diye çocuğu annesi olduğunu düşündüğüm ve parayı uzatan kadına verim derken... O da ne! Kadın münübüste yoktu... Çocuk elimizde kalınca hemen şöföre söyledik. Şöförde ne dese beğenirsiniz:

- Siz öğrenciler hep böyle yapıyorsunuz. Artık yeter! polise gidiyoruz" demesin mi?

Adama ne yaparsak yapalım derdimizi anlatamıyoruz. Yada adam anlamak istemiyor...

Adam herkesi durakta indirdikten sonra karakola götürdü bizi... Çocuk halen elimizde... Polise durumu anlatmaya çalışıyoruz. Poliste aynı şöför gibi ya anlamak istemiyor yada biz derdimizi anlatamıyoruz... Ne dese beğenirsiniz polisde:

- Nezarete gidiyorsunuz bu günlük ziyaretçimizsiniz

hopala... Al birde buradan yak...

Yapmayın etmeyin diyoruz ama anlayan yok... Yarında sabah erkenden ders var... ki bizimde bildildiğimeze göre nezarete girersen eğer bir öğrenci anında okula bildiriliyor. Tabi doğal olarak da ailemizin de haberi oluyor...

Hayır yani haklı olsalar üzülmeyeceğiz de ama saçma sapan bir sebepten dolayı nezarete koydular...

Arkadaşla gülelim mi ağlayalım mı anlayamadık... Hatta ben arkadaşıma dedim ki: " Abi rüyadayız heralde. Cimcikle gerçek olmadığını anlayim..."

Her neyse...

Artık boş boş vakit geçireceğiz ve bir daha çocuk elimize verirlerse elimize "aman Allah korusun diye almayacağım" diye düşünürken, arkadaşım daha değil eline çocuk almak çocuk yapmayı bile artık düşünmüyorum diye söyleniyordu ki... Dersten yeni çıktığımız için yorgunluktan dolayı uyuya kalmışız...

Nezaretin pencesinden ışık süzmesi vurdu ki...

Arkadaşım kelk oğlum kalk diye bana seslendiğini duydup kanter içinde kalktım...

Arkadaşım da "ben sana dediğim iftarda bu kadar çok yeme diye böyle kabus görürsün işte" diye bana sitem etti...

Ben nerden bilebilirdim ki böyle rüya göreceğimi... bir daha benden size tavsiye bu kadar yemeyin... yoksa sonunuz benim gibi nezaretlik olur...

VOLKAN KAHYALAR

 
Toplam blog
: 105
: 645
Kayıt tarihi
: 06.03.07
 
 

Eğitimim: Trakya üniversitesi İpsala Meslek Yüksek okulu 2. sınıf gümrük işletme okuyorum. Liseyi..