Bir öneri

Değerli dostlar...

Bir kitap okudum, yetinmedim aynı kitabı bir daaha okudum... Sonra bir daha... Ve bir kez daha... Diyeceksiniz ki bir kitap kaç kere okunabilir. Diyeceğim o ki... Bunu sizin okuma sevginiz yanında okuduğunuz kitabın okunma zevki de belirler. Ve siz her yeni okumanızda, eğer o kitap okunmaktan zevk alan bir eserse yeni bir tat verir size. Daha önce farkına varmadığınız bir ayrımın, bir küçük detayın farkına varırsınız mesala... Ya da etkilendiğiniz bir anlatımı bir daha tatmak istersiniz... hani tadı damağınızda kalan.

Tüm bunları sağlayan ise, yazarın bir anlamda aradan çekilmesi ve sizi eserle baş başa bırakmasıdır. Siz bir yazı okuduğunuzun farkına bile varmazsınız... Yazının içeriği sizi alır, hikayenin bir kahramanı oluverirsiniz birden. Belki erkeksinizdir ama artık bir kadın karakterde vucut bulursunuz. Ya da tam tersi... Tüm bunları sağlayansa akıcı bir anlatımla, duru bir dilin sağlam bir hikayede bulunan birlikteliğidir. Kah sıkarsınız yumruklarınızı, kah silersiniz gözyaşlarınızı... Bazen heyecanlanır, bazen terlersiniz heyecandan. İsyan edersiniz yapılan haksızlığa... karşı çıkarsınız atılan iftiraya... Ne bileyim siz o koltukta, sandelyede oturan biri değil, olayı yaşayan kişi oluverirsiniz farkında olmadan.

Tüm bunları niye mi anlattım. İlk satırda yazdım nedenini. Bir kitap okudum, yetinmedim bir daha okudum ve bir kez daha. Bunu bir "Toprak Ana" da bir "Suç ve Ceza" da vb. yaşamıştım. Şimdi dostlar bir yazarın doğuşunu izliyoruz diyeceğim.

Evet, Eserin adı "Gurbet Bohçası" ve yazarın ilk kitabıymış. Muhteşem bir anlatımı, çok farklı bir uslubu ve müthiş betimlemeleri ile nasıl bittiğini anlayamadım, bitmesin istedim... Damağımda kaldı tadı... Bir arkadaşım hediye etmişti. kitapyurdu.com da varmış. Siz dostlarıma Yazar Zehra Yücel' i takdimimdir. Ola ki (olmalıda) tanınan bir yazar olursa ben diyeceğim ki: Bakın Milliyet Blog' da şu tarihli yazımda "ben demiştim" demenin zevkini tadacağım.