Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '12

 
Kategori
Blog
 

Bir önerim var arkadaşlar !..

Bir önerim var arkadaşlar !..
 

mailce.com 'dan...


Spor amacıyla, yıllardır, hergün 10.000 adım atmayı alışkanlık haline getirdim.

Ayrıca, sabah -akşam ellişer adet mekik, şınav ve bel hareketlerimi aksatmadan yaparım..

Bir dakikada,canlı bir yürüyüşle, durmaksızın  110 adım atınca 1.5 saat içinde ortalama 10.000 adım atmış olursunuz...

Bu yürüyüşlerin, yararlı- zararlı kan yağlarına iyi geldiğine de inanırım.

Göbekli ve yağlı olan insanların da  neden spor yapmadıklarına da şaşarım...

Bunların çoğunun, ilaç sektörüne hizmet eden hımbıl insanlar olduğunu biliyorum...

* * * * *

Yıllardır doktora gitmediğimden doktor milletinden sürekli fırça yerim...

Hayatta diyet de yapmıyorum; ölçüyü kaçırmadan, canımın istediğini de yer-içerim.

Rutin tıbbi kontrollere gitmenin de gereğine inananlardan olmama rağmen bu konuda ihmalkârımdır.

Temiz havada yürüyüş yapmak  varken, kapalı, havasız ortamlarda cimnastik yapmaktan, yürüyen bantlarda spor yapmaktan da nefret ederim.

. . . . .

Açık havada ve genellikle akşamları yaptığım bu yürüyüşlerim sâyesinde, spor yapmayı alışkanlık haline getiren birçok sporseverle selamlaşıp arkadaş olmuşumdur...

Ankara'da Botanik Parkı, İzmir'de evime yakın olan sahil bandı; İstanbul'da ise mahallem  içinde yer alan Beylikdüzü'nün muhteşem ormanları içindeki tartan pistler ve içinde konuşlanan spor âletleri, benim için harika mekanlardır..

Hergün, saatlerce yürüdüğümden, birçok güzel, çirkin veya acı  olaya da tanık  olduğum anlar olmuştur.

Parklarda kumrular gibi sevişen gençlere, binbir çiçeğin gelişimine;doğanın açılıp kapanmasına şahit  olduğum gibi açlıktan, susuzluktan can çekişen bir kedi yavrusuna; çimler üzerinde çırpınan bir kuş yavrusuna da yardım elimi uzatmışımdır.

. . . . .

Şimdi sadete gelip asıl konumuza girelim...

İki gün önce, yine İstanbul-Beylikdüzü'ndeki bir gece yürüyüşüm sırasında, -kısa süreli de olsa kenarından yürümek zorunda olduğum, -Silivri otobanı kıyısında ciddi bir trafik kazasına tanık oldum.

Sol tarafımdan, aşırı süratle gelen bir otomobil, mini kavşak arasındaki aydınlatma lambasına, sol, ön tarafından bindirdikten sonra, yan dönerek önümdeki kaldırıma çıkıvermişti.

Araçtan dumanlar yükselmeye başlamıştı ki çevreden koşup gelen taksicilerle birlikte araca müdahale edip yangını önlemiştik... Aracın hava yastıklarının anında açılması içindeki üç yolcunun da hayatını kurtarmıştı...

Arka koltuktaki genç bayanla önde oturan iki  genç dışarı çıkarıldığında şok halindeydiler...

Nöbetçi-gezici polis ekibinin kısa sürede orada olması; hemen arkasından ambulansın gelmesi de bir şanstı ... Bu konuda taksiciler müthiş bir performans göstermişlerdi.

O gece cep telefonunun ne kadar kutsal bir aygıt olduğunun da farkına varmıştım...

İki gencin de boyunlarından yara almaları; sürekli kan kaybetmeleri, her an hayati tehlikeye girebileceklerinin işaretiydi.. Şoför koltuğundan çıkan gencin, kan kaybı daha yüksekti...

Ambulanstaki  ilk müdahale sırasında, kan kaybı çok olan gencin, kan grubunun A.Gr.Rh (+) olduğunu öğrenince,onlarla birlikte hastaneye gitmek istedim... Kan grubum tutuyordu...

Birlikte hastaneye gelişimiz, bana ahret sualleri soruşlar, acildeki kan alış biçimlerindeki sorunlar, gençlerin ve ailelerin gözlerindeki mutluluk görüntüleri, polisler tarafından benim evime getirilişim, gençlerin aileleri tarafından iftar yemeği için davet edilişimiz vs.. ayrı bir blog konusu olacak kadar ilginç ve yoğundu...

* * * *

Yolda aklıma geliverdi... Kan grubu dayanışması çok önemli ve hayati bir konu... O gece, ben oradan geçmeseydim.. Belki de o genç, o saatta kan bulunamadığından yaşamını yitirecekti...

Hep deriz ya : '' Milliyet Blog bir ailedir...''   '' Hepimiz bir kardeşiz !..''   falan diye...

Bendeniz 6 yıldır burada binlerce günce yazmışım... Daha kıdemlilerimiz de var !..

Hayat için elini taşın altına koyan hemen elini kaldırsın !..  :))

Burada vakit geçirdiğimiz kadar, bazı konularda dayanışma içine girmemiz gerektiğine inanıyorum..

Bu tür sanal veya reel birçok kurum ve kuruluşumuzun Kan Bankaları var... Bir üyelerinin ihtiyacı olduğunda, bilgi alınarak hayatı kurtarılıyor !..

Dünyanın en çok trafik canavarına sahip bir ülkede yaşıyoruz.. Kanser vak'aları tavan yapıyor !..

Milliyet Blog ailesi içinde neden bir ' Kan Grubu Bilgi Bankası'  oluşturmayalım ?..

Buradaki üye sayısının yarısı bu dayanışmaya katılsa, MB yönetimi de bunu desteklese, binlerce ' kan grubu bilgi donelerimiz' olacaktır...

Muhteşem bilişim, iletişim gücüne ve teknolojidsine sahip olan MB'de bir '' tık'' la  binlerce blog izleyebilen bizler, neden bir '' ÜYE KAN GRUPLARI BİLGİ BANKASI ''na  sahip olmayalım  ?..

'' -Amaan hocam... Sen de başımıza iş çıkarma !..'' Diyenleri duyar gibiyim !.. Ne yapayım insani huyum kurusun !..

Örgütsüz toplum ne işe yarar ?..

* * * *

Bendeniz, bu '' Kan Bankası Bilgi Sayfası ''  konuşlandırmasında teknoloji özürlüyümdür...

Aramızda bilişim dünyasında yetkin yazar arkadaşlarımızın ve tüm bloggerlerin bu konuda görüşlerini bekliyoruz...

Milliyet Blog yönetiminin de bu mübarek günlerde, böyle bir mübarek dayanışma önerisine destek verirlerse Cennet kapılarını onlar açsın derim... :))

Kendim için bir şey istiyorsam nâ-merdim !..

İsteyenin bir yüzü kara; vermeyen zenci !..  :))

* * * * * *

NOT: Bu blog yayınlandıktan sonra,  yeni gelen bir blog tarafından '' Blog Çukuruna '' ötelenerek güncel  yok oluşa  uğrayabilir... Artık takdir yüce kamuoyunundur...

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..