Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '13

 
Kategori
Siyaset
 

Bir parti düşlüyorum-4

Bir parti düşlüyorum-4
 

msn den


Çünkü 1946 yılından bu yana ne adam gibi bir parti kurabildik, nede partilerle ne yapılması gerektiğini öğrenebildik.

Eski partimiz, Cumhuriyetimizle yaşıt. Dünya sahnesinde genellikle bu konumdaki partiler duygusal olurlar ve geçmişin tutuculuğundan kurtulamazlar. Geleceğin inşasında; geçmişin deneyimlerini zenginleştirerek ve gerekirse yeniden üreterek, Atatürk’ün muasır medeniyetler hedefini üretmesini beceremedi.

Milletimiz bunu o kadar çok bekledi ki; CHP’ye olan duygusal bağını her şeye rağmen hala sürdürmektedir. CHP gerek tek parti döneminde ve gerekse çok partili döneme geçildikten sonra, köklü geçmişinin kendisine verdiği ağabeylik görevinin sorunluluğunu icra edememiştir.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki tüm çalışmaların ve kuruluş felsefesindeki ilkeleri yaşayarak hayata geçmesini deneyimlediği halde, gelişimini üretebilecek vizyona sahip olamamıştır.

 Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki Dünya’ya örnekliğine yakışır açılımları ve demokratikleşmeye motor olamamıştır.

Oysa 20 yy’ın ilk yarısından sosyal demokrat veya sol partiler; demokrasinin gelişmesi, temel insan hak ve hürriyetlerinin evrenselleşmesi, devredilemez hakların tanınması, hukukun evrenselleşmesi, emeğin temel haklarının yasalardaki yerini alması gibi hakların hukukunun kanıksanmasında öncülük ettiği bir gerçektir. Ülkemizde ise CHP’nin ‘statükoculukla’ itham edilmesine kadar uzamıştır.

Örneğin bu gün iktidar partisinin yapmaya çalıştığı demokratikleşme ve benzeri reformları milletin önüne CHP’nin koyması gerekirdi. Çünkü Ülkemizin bu reformlar, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana masasında dolayısı ile CHP’nin gündemindedir. Her ne hikmetse bu reformlara direnen ve karşı duran bir parti olmaktan öteye gidememiştir.

Bu noktada meydana gelen boşluğu her dönemde farklı marjinal denebilecek, milletin tamamına hitap etmeyen yapıların doldurma gayretleri sosyal sorunlara sebep olmuştur. 1950 yılına kadar yapması gereken demokratik atılımlar şöyle dursun, 141-142. maddelerin kaldırılmasını teklif bile etmemiş, iktidar olduğu zaman da mücadelesini vermemiştir.

Bu günkü iktidarın iyi kötü yaptığı demokratik açılım veya benzeri reformların gerisinde durması ve 1980’li yıllarda 141-142 ve 163.maddelerin kaldırılması bile sağ parti olan ANAP’a kalmıştır.

CHP; Halkın ve Ülkenin önünü açacak, demokratikleşmeyi hızlandıracak, adaletin adil dağılımını sağlayacak, halkın iradesini egemen kılacak, STK’ların etkinliğini geliştirecek düzenlemelerin en ilerisini üretip milletin gündemine getirecek adımları atacak parti olmalıydı.

Bu nedenle; Ülkemizde liberal, Muhafazakar demokrat genel olarak sağ partilerin her zaman iktidar olmasına yetecek oy tabanı olmasına karşın, muhalefetin cılız kalmasından yakınan millet doğal olarak sürekli ‘Bir parti düşlüyor’ .

CHP ve diğer muhalefet partileri Ülkemizin ve Halkımızın yararına gözüken ve iktidar partisinin gündeme getirdiği konular karşısında engelleyen konumdan çıkması, hatta daha ilerisini kamuoyunun gündemine taşıması en yakıcı beklentidir.

Kendi siyasetine ve programına güvenen bir parti; halkın yararına olan adımların kimden veya nereden gelirse gelsin destek verebilecek özgüveni göstermesi, halkın demokrasi kültürünü geliştirecek yüceltecektir.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..