Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '13

 
Kategori
Siyaset
 

Bir parti düşlüyorum-5

Bir parti düşlüyorum-5
 

msn den


Bir parti düşlüyorum-5

Atatürk’ün “postalları ve apoletlerinizi çıkarıp partiye üye olun” sözünü nasıl ‘daha nasıl söylemesi gerekiyor’ diye sormak lazım.

1946 seçimlerinde CHP’nin başvurduğu hileleri ve 1950’li yıllardaki politikalarının bedelini kim ödedi ödüyor?

1960 darbesiyle kapanan 1950’li yılların defterini iyi okumak şart oldu.

Cumhuriyetin kurucu partisi ve Atatürk gibi bir dünya liderinin emek verdiği bir parti düşünün, Atatürk’ten sonra kendi kuruculuk çizgisinden ve Atatürk’ün yüklemeye çalıştığı ruhtan uzaklaşmış, Atatürk’ün ürettiği hedefleri şaşırmış olsun.

Atatürk döneminde halkın tamamının manevi bir duyguyla bir şekilde bağlı olduğu hatta bu gün bile bu manevi bağı koruduğu bir parti…

1946 seçimlerinde halkı ikna edip teveccühünü alamayacağı korkusunu fark edip seçimlerde hileye başvurdu.

Sonra; 1950 ve sonrasında DP ile girdiği her seçimde, seçimi kaybedeceğini anlayıp kendisine iktidar yolunu açmak için Orduyu ve mensuplarını kullanmaya kalkışmış. Ve en acısı; o dönemde Orduyu siyasete, hatta daha da çirkini kendi melerline alet ederek bu günkü Ergenekon’un türemesine sebep olmuştur.

O zamanlardan bu yana her fırsatta orduyu darbeye ve müdahaleye çağırmıştır.

CHP neden bu duruma düştü?

1945 yılında ikinci Dünya savaşından yerle bir olarak çıkan devletler ve bu devletlerin siyasi partileri Ülkelerinin istikbalini hazırlayacak stratejileri ve kalkınma programlarını üretebilmişte CHP nerde kalmış?

1945 yılında bu ülkelerde siyasi hayatta olan partiler, 1960 yılına gelindiğinde sosyal devlet, hukuk devleti, demokrasi ve özgürlükleri tüm sosyal kesimlere ulaştırmayı başarırlarken CHP neden orduyu basamak yapacak kadar acze düştü?

1960 darbesini, “sizi bende kurtaramam” sözüyle, darbeyi meşrulaştıracak bir partimi kurmuştu Atatürk?

“Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diyen Atatürk, böyle bir parti mi tasavvur etmişti? Cumhuriyeti kuran ve kurtuluş savaşıla tüm mazlum milletlere örnek olan Atatürk’ün militarist bir rejim mi hedeflemişti?

1938’den başlayarak 1960 yılına kadar CHP’nin kendi özünden uzaklaşmasının altında yatan hataları nasıl gözlemlemeli? Kendisinden başka her kesi, cumhuriyet düşmanı, laiklik karşıtı, Atatürk karşıtı ve şeriatçı ilan ederek ne yapmaya çalıştı? Böyle bir politika ile bu değerleri koruyacağını yada Ülkeyi muasır medeniyet seviyesine çıkaracağını mı düşünüyordu?

1960 darbesiyle başlayıp bir çok askeri darbeye maruz kalan Ülkemizin bu darbelerle nasıl demokratikleşebileceğini düşünmüş?

Eninde sonunda bu darbe mayınının birilerinin elinde patlayabileceğini görmemiş olabilir mi?

2013 yılı temmuz ayının beşinde, Ülkesinin geleceğini ve istikbalini düşündüğünü ve ülkesine hizmet ettiğini düşünerek, Cumhuriyeti korumak amacıyla teşekkül oluşturan insanlar aslında çok doğru bir amaç için bir arada olduklarına inanıyorlardı. Bu inancın o insanlarda gelenekselleşmesinin sorumlusu 1946 yılından beri CHP’nin izlediği parti politikaları değil mi?

Cumhuriyet kuran ve Atatürk’ün bizatihi kendi engin fikirlerini katarak 1938 yılında vefatına kadar emek verdiği bir CHP’nin, Ülkemizde kurulmuş kurulacak tüm partilerden ilerici adımları Ülke gelişmesi ve kalkınması geliştirmiş olması gerekmezmiydi?

1960 darbesiyle başlayıp, Ordumuzun Ülke yönetimine talip olması ve bu amaçla hep kendi içinde teşekkül oluşturup, bu teşekkül eliyle yaptığı uygulamalardan suçlanan Ordu mensuplarının bu davranışlarının, her sıkıştığında Orduyu göreve davet eden çevrelerin hiçbir sorumluluğu yokmu?

Kaldıki; bir gün Cumhuriyetin hakim ve savcıları bir gün bu “ordu göreve” meraklılarının arka planında yatan amaçları ortaya çıkararak, o zaman dilimi içinde bu işin içinde olanları mahkum edeceği bilinmeliydi. 

Bu gün Atatürk’ün emek verdiği CHP’den geriye kalanın bir enkaza dönüşmesinin suçlusu bulunmalı ve halkın vicdanında mahkum edilmelidir. Özgürlükleri demokrasiyi geliştirmek yerine, halkın değerleri ile savaşmak yerine, Atatürk’ün manevi mirasını harcamak yerine halkla yabancılaşmak yerine, 2000’li yılların Türkiye’si vizyonunu üretmesi gerekmezmiydi?

Bu kadar uzun zaman geçmesine ve bu yanışlarında hala ısrar etmesine rağmen her şey bitmiş değil. Hala bu milletin CHP’ye karşı manevi bir sıcaklığı mevcuttur. Ancak; CHP’nin Cumhuriyetin demokratikleşmesi, laikliğin evrensel anlamını yeniden yorumlaması, halkın kendi genlerinde barındırdığı manevi değerleriyle savaşmayı bırakıp, Rusya, Çin gibi Ülkelerdeki değişimleri iyi okuyarak, Ülkemizin geleceğini şekillendirecek ihtiyaçlarını halkın önüne inandırıcı bir üslupla koyabilecek özgüveni kazanabilir.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..