Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '16

 
Kategori
Deneme
 

Bir problemin çözümü bizi, başka bir çözümle yüz yüze getirir.

Bir problemin çözümü bizi, başka bir çözümle yüz yüze getirir.
 

 Hayatımızda problemler kimi zaman önünüze sürülen beyin jimnastiğidirler. Ancak okuldakinden farklı olarak gerçek yaşamda, bulduğunuz çözümler ne yazık ki Ayşe'ye, Fatma'ya, Ali'ye değil bizim hayatımıza dahildir ve birinci dereceden bizi etkilerler.

Üstüne üstlük ayni eski atari oyunlarında olduğu gibi birini dışarı yolladığınızda hemencecik çoğalıp bir kaç tanesi önünüze çıkar. Problemlerin bazıları mantıkla, bazıları olasılıkla, bazıları zamanla, bazıları da inisiyatifle çözülür. Az da olsa şansla çözüleni de yok değil...

  Konuyla bağlantılı olarak okuduğum bir şeyi paylaşmak istiyorum

Japonlar, taze balığı hep çok sevmişlerdir.

Fakat, Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktadır. Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılabilmişlerdir. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuştur. Dönüş, bir-iki günden daha fazla uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktadır.

Japonlar, tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişlerdir. Bu problemi çözebilmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlardır. Böylece, istedikleri kadar uzağa gidip tuttuklarını da, soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi. Ancak, Japon halkı taze ile donmuş balık arasındaki lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyorlardı.

Balıkçılar bu defa, teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar. Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardı, hatta birbirlerine çarpa çarpa biraz da aptallaşacaklardı ama yine de canlı kalabileceklerdi. Japon halkı,canlı olmasına rağmen, bu balıkların da lezzet farkını anlayabiliyorlardı. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın;canlı, diri ve hareketli taze balığa göre lezzeti yine de etkilenmişti. Balıkçılar nasıl olacaktı da Japonya'ya taze lezzetli balığı getirebileceklerdi?

Siz olsaydınız ne yapardınız?
Hedeflerinize ulaşır ulaşmaz, mesela mükemmel bir eş buldunuz veya çok başarılı bir firmaya girdiniz, borçları ödediniz...
Heyecanınız kaybolmaya başlamaz mı?
Aşırı çalışmanız gerekmiyorsa, rahatlamaz mısınız?
Lotoda büyük ikramiyeyi kazananlar,parayı savurmaya başlamaz mı? Japonların‘’Taze Balık’’ probleminde olduğu gibi, çözüm aslında basittir...

1950'lerde, L.Ron Hubbart'ın gözlemlediği üzere "İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa, anormal çabalar sarf eder." Ne kadar akıllı, uzman, inatçı iseniz iyi bir problemle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız. Problem sizi ne kadar zorluyorsa ve siz onu adım adım çözebiliyorsanız, bundan da o derece mutluluk duyarsınız, heyecan duyarsınız ve enerji dolu, canlı, ayakta kalırsınız.

Japonlarda balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük bir de köpekbalığı attılar. Bir miktar balık, köpekbalığı tarafından yutulmuştu ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmişlerdi.

Buradan da görüleceği üzere; problemlerden uzaklaşmaktansa, içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir. Problemimiz, çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın.

Beyninize bir köpekbalığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi o zaman görün...

 

 
Toplam blog
: 146
: 762
Kayıt tarihi
: 02.05.14
 
 

İnsanları ve yaratılmış tüm canlıları severim. Yazmak amatörce de olsa hayatımda bir süredir var...