Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '17

 
Kategori
Güncel
 

Bir referandum yazısı: Berlin"de "hakimler" var da Ankara'da kimler var?

Bir referandum yazısı: Berlin"de "hakimler" var da Ankara'da kimler var?
 

Anayasa değişikliği ile ilgili referandum Nisan ortalarında gerçekleşecek gibi görülüyor... Demek ki üç ay kadar bu değişiklikleri tartışacağız...

Elbette tartışmalıyız... Ne var ki, her zaman olduğu gibi CHP tandanslı zihniyet bu değişiklik paketine de değişmeyen üslubu ve hiç değişmeyecek bahaneleriyle karşı çıkıyor.

Paketin Meclisteki görüşmeleri aşamasında bildik manzaralar gördük... Burnu kırılan vekiller, bacağı ısırılan vekiller, kendini mikrofonlara kelepçeleyen hanım vekiller... Sonuçta, tüm dirençlerine rağmen teklif Meclisten geçti ve halkın önüne geldi.

İşte Cumhuriyet Halk Partisinin hiç haz etmediği söz de budur: Halkın önüne gitmek!... İçinde"halk" geçse de CHP zihniyeti, halkın kararlarından pek hoşlanmaz...

Çünkü, onlara göre bizim halkımız seçmeyi bilmez; kolayca kandırılır... Hatta, bir paket makarnaya, bir çuval una oyunu satar!!.. Vesaire.

Bütün bunlara alıştık da, bazı "hukukçuların" bu anayasa değişikliğine karşı çıkacağım diye, yüksek yargı mensuplarını ilzam eden tavrını anlamak mümkün değil...

Bu bağlamda referanduma karşı çıkan zihniyetin ortaya attığı argumanlarından birini, belki de en vahim olanını ele almak istiyorum:

Anayasa değişikliği oylamasının ikinci turundan önce Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu, bir televizyon kanalında konuşuyor.

Sayın Fevzioğlu, paketin Cumhurbaşkanı'nın Yüksek Yargı organlarına hakim seçme konusundaki endişelerini dile getirirken, aslında tüm hukuk camiasını ilzam edecek laflar etti...

Barolar Birliği başkanına göre, yeni değişiklikle Cumhurbaşkanı'nın yargıç atama yetkisi arttığından Türkiyede hukuk altüst olacak, hak hukuk kalmayacak ve Türkiye bölünecek!!!

Barolar Birliği Başkanı açık ve net olarak şunu söylemeye çalışıyor: Bu ülkenin hakimleri, savcıları kendilerini kim atamışsa onun emrinde olur, onun isteğine göre karar verir; hukuk, adalet, vicdan ortadan kalkar...

Bir hukukçunun, üstelikte idareci konumunda bulunan bir hukukçunun kendini ve kendi meslektaşlarını bu kadar aşağılaması görülmüş bir şey midir?..

Yani, Türkiye'deki hakimlerin-ki bunların çoğu birinci sınıf hakim olacak - hukuki duruşu, vicdani kararlılığı yok mudur? Onları kim atamış olursa olsun, haktan ve adaletten yana tavır alamazlar mı?

Yoksa, Cumhurbaşkanı atayacağı hakimleri sokaktan mı toplayacak? Bunlar zaten yıllarca hakimlik, savcılık yapmış deneyimli, liyakatlı insanlar değil mi?

Ez cümle, bir zamanların Adalet Bakanı Mehmet Moğaltay'ın belli bir mezhep mensuplarını atamaktan dolayı eleştirilmesi üzerine, "ülkücüleri mi atayacaktım" demesi de Metin Fevzioğlu'nun değerlendirmesi kabilinden midir?

Mehmet Moğaltay'ın atadığı onca hakim, hakkı hukuku bir yana bırakıp sadece kendisini atayanın emrinde mi kararlar verdiler... Hiç sanmıyorum!

Ben, Moğaltayın atadığı hakimlerin de karşısına gelen insanların mezhebine meşrebine bakmaksızın hukuka ve adalete uygun kararlar verdiğine inanıyorum... En azından çoğunluğu böyledir...

CHP tandanslı muhalefet öylesine şaşırdı ki, yön bulma duygularını iyice yitirdiler... Bu ülkede tüm hakimleri ve savcıları Cumhurbaşkanı veya Başbakan veya Ana muhalefet lideri atasa bile, pek çoğunun hukuktan ve adaletten ayrılmayacağına inanıyorum ben... Aksini düşünmek bizim yargıçlarımıza bühtan olur.

(Tam bu noktada FETÖ'cü yargıçların durumu sorulabilir... Ne yazık ki, bu ülke böyle bir a/l/danmışlığın utanç verici yüzünü gördü... Onların durumunu başka bir bağlamda  ele almak gerekir... Onların hali kendini "atayan"a değil, adeta kendini "yaratana" bağlılık gibidir)

Bu üç aylık referadum sürecinde daha çok absürtlükler ve çok abeslikler göreceğiz, hiç kuşkunuz olmasın... Esasen nice merdi kıptiler sirkatin söylemeye devam edecek.

Bunların başında da bu anayasa değişikliğinin Türkiye'yi böleceği iddiası var ki, bu iddia da bölünmeyi kolayca ağızlarına alanların hüsnü kuruntusundan başka bir şey değil...

Bu milleti, içerden dışardan nice ihanet odağı "bir bölenler" bölemedi, Yürütmeyi Cumhurbaşkanında toplayan sistem niye bölsün... Aksine daha da bütünleştirecektir...

Bunu da daha sonra yazalım...

 

 

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..