Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '11

 
Kategori
Öykü
 

Bir Ruh iki beden üç Aşk (Onikinci Bölüm)

Bir Ruh iki beden üç Aşk (Onikinci Bölüm)
 

Şimdi düşünüyorum da kazaskeri bulmak benim için bir amaç mıydı yoksa araç mı? Araç mı diyorum çünkü o olmadan sevgiliye ulaşamazdım. Çok değil daha bir gün önce sevgilinin yanında olmak ve ona dokunamamak, doyasıya sarılamamak, öpücüklere boğamamak incitmişti beni.

İncinmişliğimi her yanımı saran coşku dalgası geçtiğinde hissettim. Kazaskere ihtiyacım vardı çünkü, onun sayesinde sevgiliye kavuşabilecektim.

Öte yandan onu istemiyordum. O benim için parlak bir ambalajdan başka neydi ki? Pekâlâ, kendime başka bir beden bulup sevgilinin karşısına öyle çıkabilirdim. Peki, sevgili bu yeni ambalajı beğenir miydi? Ne de olsa eski ambalaja olan bir bağlılığı, dahası alışkanlığı vardı. Alışkanlıklarda ha deyince bırakılmaz kolay kolay vazgeçilmezdi.

Varlığıma her ne kadar itiraf edemesem de biliyordum ki kazaskerden nefret ediyordum. Sevgiliye dokunduğu için nefret ediyordum. Sevgiliyi öptüğü için nefret ediyordum. Birden bir durgunluk çöktü üstüme. O durgunluk anında aslında sevgi nedir sorusunu sorarken buldum kendimi. Varlığım için için ürpermeye başladı. Tıpkı bir yaprağın hafif bir yelle titreştiği gibi titremeye başladığımı hissettim. Titremek varlığımı sorgulamama neden oldu. Sevgi aslında varolmaktır dedim. Evet, sevgi varolmaktır. Sevgi varoluşa özgü bir duygu halidir. Sevgi varlıktan doğar. Her doğum bir sevginin eseridir. Sevgi varlığı doğurur ve yaşatır.

Varlık kendisini öyle sever öyle sever ki zamanla bu sevgi taşma noktasına gelir. İşte bu taşan sevgi bir başka varlığa aktarılır. Sevgide eşitlik yoktur. İki varlık birbirini eşit derecede sevemez. Birinin sevgisi daha fazla ötekinin ise daha azdır. Ama hiçbir zaman bunun farkına varmazlar. Sevginin eşitlendiği yerde zaten sevgi olmaz. Öyleyse ölçüt nedir. Sevgiyi hangi teraziye sığdırabiliriz ki? Hangi yürek ağıdır bir diğerinden ve hangi sevgi daha ağırdır bir yürekten.

Yüreğine ağır gelen sevgiyle kaç varlık göçüp gitmiştir bu âlemden. Yüreği sevgiyle dolu gidenler sevgiyle uyanacaklar, sevgisizler için ızdırap çanları çalacak kulakları sağır eden.

Öyleyse sevgimize sahip çıkalım. Bu son düşünce varlığımın uyanmasına sebep oldu. Evet, sevgiliye sahip çıkacaktım hem de bir an önce.

 

 
Toplam blog
: 261
: 335
Kayıt tarihi
: 30.08.10
 
 

Anadolu Üniversitesi İşletme fakültesi mezunuyum. Çeşitli kuruluşlarda muhasebe ve dış ticaret or..