Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '08

 
Kategori
Sinema
 

Bir Rüya İçin Ağıt

Bir Rüya İçin Ağıt
 

Requiem For A Dream

Siz bir düş için gerçeğinizi satar mısınız?

Okuduğum basit ansiklopedik kaynaklar Psikoloji de “Bağımlılık, bireylerin, kendilerinin ruhsal ve bedensel sağlığına ya da sosyal yaşamına zarar vermesine karşın, belirli bir eylemi yinelemeye yönelik önüne geçilemez bir istek duymaları halidir” diyor.

Tabi birde bu bağımlılıkların nasıl trajik sonuçlar doğuracağını yaşayarak ya da görerek öğrenmek var.
İşte tam da böyle bir film izledim hafta sonu Hubert Selby, Jr. 'ün romanından, 2000 yılında sinemaya uyarlanan, yönetmenliğini Darren Aronofsky'nin yaptığı “ Bir Rüya İçin Ağıt (Requiem For A Dream)”

Filmin omurgası bir biriyle ilişkili dört karakter üzerine inşa edilmiş. Bu karakterlerin farklı farklı bağımlılık eğilimleri var. Bu eğilimler, bağımlılığa dönüşürken; karakterler pozitif bir bakış açısı kazanıyor, hayattan daha fazla keyif alıyor, kendilerini farklı hissediyor ve yavaş yavaş çekildikleri bataklığın farkında olmadan, kendilerince yaşama tutunacak hayaller bulup, kendilerini bir dönem güçlü güdülerle bu düş için avutuyorlar.

Anne büyük bir yarışmada herkesin onu alkışlayıp hala içine sığamadığı kırmızı elbisesi içinde oğlunu ve kocasını övgüyle anlatıyorken görüyor; kendini düşlerinde…

Çocuk uyuşturucu ticaretinden parayı vurmuş çok zengin bir baron olarak, kız arkadaşı ile mutlu mesut yaşarken düşlüyor hayatını...

Kız kendini dünyanın en güzel ve en farklı kızı olduğunu düşünüyor yaptığı tasarımları ve çizimleriyle çok ünlü olup sevgilisinin hayallerinin yanı başında yerini alıyor...

Çocuğun arkadaşı, ölen annesini görüyor düşlerinde, şefkat ve ilgi arıyor hayatta, uyuşturucuda buluyor sıcaklığı ve kazanacağı paralarla birçok şeye sahip olacağını düşlüyor.

Ama oyun hiç istenildiği gibi gitmiyor. Sahneye iple salınan kuklalar gibi kahramanlar, bir orta oyununda buluyorlar kendilerini ve ipleri oynatanın kendileri olmadığını, farklı trajik sonlarla acıda olsa öğreniyorlar.

Basit bir hikâye aslında onların ki…
İnsanın elerinde olan güzelliği görmeyip, yetinemeyişiyle de ilgili biraz...
Alışkanlıkların ve bağımlılıkların hangi türlüsü olursa olsun, siz ne kadar farklı olursanız olun, aynı trajik sona götürdüğüyle ilgili birazda…
Belki de kısaca, bir rüya için ağıt dökmenin anlamsızlığı, acımasız gerçeğin her zaman var olduğu gerçeği anlatılmak istenen.

Filmde dikkatimi çeken sahnelerden birinde kızın tüm hayatından vazgeçmiş bir halde kendini satarken hala düştüğü çukuru görmeyerek cellâdına – Ben bağımlı değilim biliyorsun. Dediği sahne idi. İnsan bu kadar mı bağımlısı olduğu şeyin esiri olur ve kendini ona bağımlı görmez. İnsan son sürat düşmesine rağmen nasıl böyle düştüğünün farkına varmaz. Cevap basit aslında uyuşarak…

Sonuç olarak film, uyuşturucu belasının hayatlara nasıl dalıp girdiğini, insanı sinsice avlayıp yavaş yavaş nasıl tükettiğini, ilk aşamalarında zararsız ve kontrol edilebilir olduğunu ama bu belaya bulaşan insanların kısa sürede kontrolünü kaybedip uyuşturucunun batağına düştüklerini ve sonuçlarının her zamanki gibi trajediyle bittiğini, insanların ne tür olursa olsun bağımlılık yaratacak şeylerden uzak durmaları gerektiğini ve bir düş için gerçeklerinden vazgeçmemelerini anlatmış.


Film anlatım ve hikâye işleniş açısından, muhteşem kurgularla dolu, tüm sahnelerde haber bültenlerinden de tanıdığımız etkili bir müzik vurgusu var.
Ayrıca kullanılan çekim teknikleri de çok etkileyici, beklide filmi izledikten sonra uzun süre aklınızdan gitmemesini bu görsel ve işitsel ahenkle açıklanabilir.

Filmin yönetmenini kutlamak gerek bir hikâyeyi böylesine sarsıcı vermek her yiğidin harcı değildir.

Her yönüyle mutlaka izlemesi gereken bir yapıt “Requiem For A Dream”

Not:
Demedi demeyelim;
Bu filmi izlediğinizde şu iki duyguya kapılabilirsiniz
—Bu ne ya film mi? komik olma zaman kaybı…
—Bu müthiş bir film ve gerçekten çok sarsıcı...


Resimler. http://kocaonder.spaces.live.com/blog/cns!8025516B6732FBD8!495.entry?fl=cat

 
Toplam blog
: 18
: 1308
Kayıt tarihi
: 04.05.07
 
 

Önce kendinle geçinmeyi dene, ve eğer kendini anlamıyorsan başkalarını üzmeye kalkma ..