- Kategori
- Sinema
Bir sahne, bir ezgi ve unutulmaz bir film
Son birkaç gündür dilimde, kalbimde, beynimde hep 'Mutluluk' filminde bir sahneden izler var...
Meryem (Özgü Namal) 17 yaşında genç bir kızdır ve töre gereği öldürülmesi gereğir, uzaktan akrabası Cemal'e (Murat han) düşer bu görev...
Çıktıkları bu ölüm yolculuğunda son durak İstanbuldur...
Filmin henüz başından bir sahne:
Trenle dağların arasından İstanbul'a doğru gitmektedirler...
Cemal bir ara Meryem'i trenden aşağı atacak gibi olur ama Meryem'in farketmesi ile vazgeçer...
Meryem'in yol boyu gözleri hem buğuludur hem umutludur...
İşte tren dağların arasından ilerlerken o sıra bir ezgi duyulur...
Zara'ya ait olduğunu tahmin ettiğim bu sesin söylediği ezgi tanıdıktır...:
yüce dağlar başında mı?
zemherinin kışında mı?
şu gönlümün bir umudu gülüm
gözlerimin yaşında mı?
gözlerimin....
yaşında mı...?
yaşında...
mı..?
Film için Zülfü Livaneli "Özgü Namal'ın gözlerinde Meryemi, Murat Han'da Cemali, Talat Bulut'ta İrfanı gördüm. Bu çok önemli bir başarı" demiş...
Ben de Meryemin gözlerinde ülkemin acısını...
Murat Han'ın gözlerinde ülkemin asabiyetini...
Ve İrfan'ın gözlerinde ülkemin yalnızlığını gördüm...
Bence bu da çok önemli bir başarı..!
Filmde emeği geçen herkesin gönlüne sağlık...
(not: film hakkında daha fazla bilgi için; http://www.mutlulukfilm.com )