Bir Sanatçı : TRT İzmir Radyosu Sanatçısı Tuğba Ger

Bazen radyoda, daha çok televizyonda bir yeni (bazen eski de ben görmemişim..) sanatçı ile tanışıyorsunuz… Ama ne rastlantı … Şaşırıyorsunuz. Bu sanatçıyı niçin görmedim; niçin tanımadım, diye… Tuğba Ger’i televizyonda  gördüğüm an gerçekten şaşırdım… Bu sanatçıyı, Ege Bölgesinin yetiştirdiği bu harika sanatçıyı nasıl tanımam, diye… Demek ki bazı sanatçılar, TRT tarafından sıkı sıkı saklanıyor ve olağanüstü zamanlarda ortaya çıkarılıyor!

 

Tuğba Ger, manevi ustası, Özay Gönlüm’ün anma gününde arkadaşlarıyla Denizli türkülerini, Ege türkülerini çaldı söyledi ve onu seyredenler belli ki hayranlıklarını esirgemiyorlardı. 

 

Tuğba Ger yalnız bir Ses Sanatçısı değil, eline aldığı sazını çok ustaca konuşturuyor ve büyük bir ses, saz uyumu içinde türkülerini icra ediyor. Onu seyrederken, dinlerken etkisinde kalmamak mümkün değil. İnsanı havasına alan ve belli ki o güzel türkülerin diyarına götüren bir ustanın önündeyiz. 

 

Tuğba Ger manevi ustası Özay Gönlüm’ün “Yaren” adlı sazının benzerini yaptırmış ve bu sazı en az ustası kadar beceriyle çalıyor ve söylüyor.

 

Tuğba Ger’in repertuvarı hiç de sınırlı değil.  Belli ki Ege’ye ilişkin, Denizli’ye ilişkin ve hatta Yozgat taraflarına kadar giden Türkü repertuvarı çok geniş ve her türküyü hakkını vererek, duyurarak beceriyle söylüyor. 

 

Tuğba Ger’i dinlerken… “Helal Olsun..!” diyorsunuz. Yüzü güleç ve içindeki duyguları aynen karşıdaki insanlara iletmesini biliyor. Söylediği türküleri siz de onunla birlikte söylemek istiyorsunuz. 

 

Tuğba Ger, çevresindeki saz sanatçılarını kıskandıracak kadar sazda maharet sahibi.. Belli ki , “Benim…” diyen Saz Sanatçısını karşısına oturtur ve 10 sene ders verir. Böyle iyi yetişmiş bir sanatçı, ne Ankara’dan, ne İstanbul’dan çıkmamıştır. 

 

Tuğba Ger’in kısaca yaşam öyküsünü vermek gerekirse şunları söylemek gerekecek: 

 

TRT İzmir Radyosu Türk Halk Müziği sanatçısı olan Tuğba Ger, 1989 yılında Denizli Belediye Konservatuarı’ndan mezun olmuş. Hocaları olarak Sayın Köksal Coşkun; Mustafa Özcan, Halil Yüreğili ve Mahir Tokdemir’in adından sitayişle sözeden Ger, şimdi TRT’nin seçkin sanatçılarından biri olarak mesleğini icra ediyor.

 

Fakat bu yüzden TRT’ye biraz kızgınız ve kırgınız… Çünkü böyle seçkin sanatçıları öylesine bünyesinde saklıyor ki; istediğimiz zaman onu başka ekranlarda göremiyoruz.

 

Oysa, Tuğba Ger gibi sanatçılar belli ki bir asırda bir kere geliyorlar. Son olarak Denizli’nin, Ege’nin yetiştirdiği büyük sanatçı Özay Gönlüm’e Türkiye doymadan gitti. Onu bilenler, tanıyanlar, sanatını takdir edenler ne kadar üzülseler, ne kadar yas tutsalar azdır. Çünkü Türk halkı ne Özay Gönlüm’ün sanatına, ne sesine, ne de onun sazına doyamadı. Doyamadan gitti. Allah rahmet etsin..

 

Ama şimdi aynı yöreden Allah'ın gönderdiği çok değerli bir sanatçıyla karşı karşıyayız. Hem sesiyle, hem sazıyla karşıdaki seyircileri kendisine çekip büyüleyen bir sanatçı. Konya havalarını, Yozgat tarzını, Teke tarzını, Selanik türkülerini aynı ustalıkla çalıp söylüyor.

 

Sanatçılar anadan doğma mı, yoksa sonradan mı büyük sanatçı olur? Bu sorunun cevabı kolay kolay verilememiştir. Fakat Tuğba Ger’i dinleyenler, bu sanatçının Allah'ın bir lütfu olduğunu hemen anlarlar.

 

TRT’nin böyle büyük bir sanatçıyı, sıkı sıkı sarıp sarmalayarak saklaması haksızlıktır… Bilakis, Büyük Anadolu masalını sazıyla, sözüyle canlandıran böyle bir sanatçının çok güzel halka takdim edilmesi gerekir.

 

Tuğba Ger, Türkiye’nin ender bulunan sanatçılarından biridir. Kendisine bütün sanat camiası sahip çıkmalıdır. 

 

Tuğba Ger’in bütün türkülerini İnternet’ten dinleyin. Dinledikçe hoşunuza gidecektir ve ustalığını, üstünlüğünü her dinlediğinizde takdir edeceksiniz.

 

Böyle sanatçılar az yetişiyor. Lütfen değer verelim.