Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '08

 
Kategori
Futbol
 

Bir savunmadan, bir hücumdan: FB:2-ANT:0

Bir savunmadan, bir hücumdan: FB:2-ANT:0
 

Kaptan mutsuz olursa, tayfalar da ruhsuz olur!


Geçen hafta Kiev'deki hüsrandan sonra ilk kez seyirci karşısına çıkıyor Fenerbahçe. Maçtan önce yayıncı kuruluş az bilet satıldığını söylüyordu. Asbaşkan Ali Koç gerekli cevabı vermiş: "Hiçkimse gelmese bile 33.000 kömbine bilet var zaten!"

Hangi statta bu kadar çok hazır seyirci var ki?

Turkcell Süper Lig'in 15. haftasında üst sıralarda sadece lider değişti. Trabzonspor yerini yine yan hakem hatasıyla Sivasspor'a bıraktı. Fenerbahçe kendi sahasında Antalyaspor'u ağırladı. Haftanın son maçı olması nedeniyle, diğer rakiplerin kazanması ve 5 puan önde olan Trabzonspor'un Bursa'da puan kaybetmesinden dolayı mutlaka kazanması gereken bir maçtı.

Maç boyunca gözle görülür bir üstünlüğü vardı Fenerbahçe'nin ama ben çok çok zevk almadım bu sonuçtan, fark yapmalıydılar, kendilerini affettirmek için. Antalyaspor son haftalarda yenilmiyordu, bu akşam diğer maçlarda oynadığı gibi oynayamadı. Bir de kırmızı kartla Volkan Aslan oyundan alınınca iyice zayıfladılar. Bir tek dev adam Djiehoua'yı durdurmak zor oldu, hem kaya gibi hem de yapışkan, tuttuğunu bir türlü bırakmıyor, Edu'nun az kalsın beli kırılıyordu.

Skora bakılırsa 2 gol var, 11 köşe vuruşu ve serbest vuruşlar. Atılamayan belki 20 gol var. Yine kale çizgisini geçip geçmediği belli olmayan bir top var, henüz tam gösterilmedi o pozisyon, bakalım Erman Hoca inceleyecek mi? Antalyaspor'un da sayılmayan bir golü var. Bir de Güiza'ya verilmeyen bir penaltı. Güiza demişken, gerçekten tam bir gol kralı, atılamayan gollerin kralı bundan böyle. Emre ve Güzia gerçekten fiyasko, daha ne kadar tahammül edilecek, bilemem.

Neyse ki bugün bir golü var. Golden sonra Volkan Ballı'dan öpücüğü de aldı, hem atan hem de attıran garibim Lugano'yu öpen kimse olmadı. Lugano 4. golünü attı, büyük umutlarla alınan gol makinası da ancak 4 gol attı.

Güiza için bir espri var;" Gol makinası diye aldık, çamaşır makinası çıktı, " diye. Arasıra Lugano ile Güiza yer değiştirmeli. İspanyol basını, "Güiza biraz geç açılıyor, sabredin" demiş. Onlar da bizim her şeyimizi biliyor ve sürekli burunlarını sokuyorlar.

İkinci yarı oyuna giren Deivid de çok iyi idi ama şutları yerini bulmadı.

Benim dikkatimi çeken Alex'în formsuzluğu değil, mutsuzluğu. Yüzünden okunuyor, onun başka bir derdi var, ya sakat ya da küskün. Hafta içinde Nobre'nin aracılığı ile Beşiktaş'a gideceği haberi vardı, yalanlandı ama giderse gerçekten çok üzülürüm. O, bana göre sadece Fener'e değil, Türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi ve faydalı olan yabancı oyuncu. Şimdi birçok oyuncu onu taklit etmeye başladı, etsinler aslının değerini yükseltir taklitleri.

Kaleci Volkan için rahat bir maç oldu, tersi olsa zaten bir-iki gol olurdu. Bugün en zayıf halka Emre bence, çok top kaybetti ve neredeyse isabetli pası olmadı. Aragones de oyundan aldı zaten. Lugano ve Edu yine çok iyiydi. Lugano maçın yıldızı, hem savundu hem de taçlandırdı takımını. Kart sınırındaydılar haftaya yoklar ne yazık ki...

Kaldı tek maç, aslında iki maç da, biri öbür yarıya kaydırılmış. Haftaya Konyaspor'a konuk olacağız...


Hava soğuk zemin berbat, Kanaryalar uçamazsa rahat, biz de bakarız lige aşağılardan heyhat!

Sağlıcakla kalın!

Resim alıntıdır:

http://www.fenerbahce.com/haberler/31880.php
 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..