Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bir seçim hikayesi

Bir seçim hikayesi
 

ttp://newsimg.bbc.co.uk


27 Mart seçimleri senelerden 1994…

Çorlu’da Tempo Fm’de radyo programı yapıyorum… Radyo istasyonunun bir de reklam ajansı var… Ajans, partilerle anlaşma yapmış… Ben de seçim otobüslerinden bir tanesine düştüm…

Küçük bir mikserim var, elim de mikrofonum, sabah on gibi bir başlıyoruz gezmeye, gece yarısına kadar Çorlu kazan biz kepçe turluyoruz…

Başka partilerin seçim arabaları ile karşılaşınca sesi sonuna kadar açıyoruz…

Acayip eğlenceli oluyor, müthiş gülüyoruz…

Ben mahalle aralarında gezerken arada konuşuyorum…

“ O geliyoorrr, o bizden biri, o sizden biri, o içimizden biri… Oyunuzu bize atın!!!”

Bazen karanfil dağıtıyoruz…

Bazen broşürleri camdan fırlatıyoruz…

&&&

Kimi günler Belediye Başkan Adayı da yanımızda oluyor, o konuşuyor, ben arkasından veriyorum coşkuyu…

Şarkımız İzel Ercan’ın; “ Haydi şimdi bütün ellere havaya

İzel Ercan çok popüler o günlerde...

Pazar günü Marmaraereğlisinde balıkçı kahvesinde çay içerken, yanımızdan geçen bir seçim otobüsünde duydum, şarkı hala kullanılıyor…

&&&

Geceleri kahve konuşmaları oluyor… Ben ses sistemini kuruyorum, her şey bittikten sonra telsiz mikrofonu veriyorum Başkanın eline, o çıkıyor bir sandalyenin üzerine konuşuyor…

Konuşma metinlerini ezbere biliyorum, Başkan nefeslenmek için durakladığında alkışı patlatıyorum… Sonra müzik, sonra Başkan sandalyenin üstünde, sonra konuşma… Alkış, kıyamet…

Konuşma bitiyor arkasından tebrikler başlıyor…

“ Başkanım bitti bu iş!”

“ Başkanım bizim toplantılar acayip kalabalık oluyor, diğer partiler bunun yarısı kadar insan toplayamıyor…”

“ Açık ara alırız!”

“ Başkanım ağzınıza sağlık, müthiş etkili konuşuyorsunuz”

Arkalardan biri çıkıyor avazı çıktığı kadar bağırıyor;

“ Bravo Başkan!!!”

Alkış kıyamet, Başkan omuzlarda…

Yaşım 22 o zaman, çocuğum yani…

Bizim parti kazanır zannediyorum…

Sordukları zaman ballandıra ballandıra anlatıyorum…

“ Çok kalabalık oluyor çok, kesin kazanacağız… Herkes öyle söylüyor”

Konvoy oluyor… En çok araba bizde…

&&&

Geceleri Gençlik Kolları çıkıyor, poster yapıştırıyor… Ertesi gün bir de duyuyoruz, birileri bizim yapıştırdığımız posterleri yırtmamış mı?

Aklıma gelmişken sorayım… “Hangi partinin bayrağı, posteri çoksa o partiye, oy vereceğim” diyeniniz… “Hangi partinin seçim otobüsünün sesi çok çıkıyorsa o partiye oy veririm” diyeniniz var mı içinizde?

&&&

Günler böyle geçip giderken, seçim günü gelip çatıyor… Ehliyetim olmadığı için pek bir işe yaramıyorum… Otobüsle, yaşlılıktan, hastalıktan oy kullanmaya gelemeyecek olanları evlerinden alıyoruz… Nerde oy kullanacaklarsa oraya götürüyoruz… Oyunu kullananı tekrar eve bırakıyoruz...

Oy kullanma işlemi bitiyor… Sandıklar açılmaya başlıyor… Önceleri haberler iyi, önde gidiyoruz… Ne oluyorsa rüzgar tersine dönüyor, parti binasındaki insan sayısı düşmeye başlıyor…

Çok geçmeden de kimse kalmıyor…

Başkanın yüzü bir karış… Kimse konuşmuyor, köşelerde ağlayan da oluyor, “ ben demiştim” diyen de…

Velhasıl kazanamıyoruz, kazanmayı bırak ikinci parti bile olamıyoruz…

&&&

E-5’in kenarında durup, kazanan partinin konvoyunu izlemeye başlıyoruz…

İzlerken, bizim partinin konvoyuna katılanları, bizim başkana “bitti bu iş” diyenleri de görüyoruz…

Seçim otobüsünün şoförü benden birkaç yaş büyük…

Düşünüyoruz, neden böyle olduğunu anlamıyoruz…(!)

Bir torba bira alıyoruz…

Seçim otobüsünü Şerefli plajına çekip, Cengiz Kurtoğlu’nun Unutulan kasetini koyuyoruz…

Yıkılıyor ortalık, Cengiz söylüyor, kimse bize ne yaptığımızı sormuyor… Sonra şarkılardan birini kendimize uyarlıyoruz…

“ İçime doğuyor sonsuz bir hüzün nedendir bilemem SEÇİM olunca!”

&&&

Sonra mı ne oldu?

Ne olacak, bizim ajans battı, radyo da kapandı…

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..