Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Bir seçim yazısı

Bir seçim yazısı
 

hayatın seçenekleri


Seçimler, Ülkemize ve Halkımıza Hayırlı Olsun! 

İşte bir şeçim zamanı. Ama hayatımız zaten seçimlerle gelip geçiyor. Çünkü insanoğlu hayatının her döneminde bir takım seçimler yapmak zorunda. 

Kaderimiz her zaman bizi, önümüze çıkan seçeneklerden birini kabullenmeye zorluyor işte. İşimizi seçerken de eşimizi seçerken de; arkadaşlarımızı, yolumuzu, yönünüzü hatta hastanemizi, okulumuzu seçerken de sonuçta bir tercih yapmış oluyoruz. Oysa düşünürsek seçim yapmak, aslında sadece önümüzdeki seçeneklerden birini kabul etmek değil ki… Seçim yapmak; bir bakıma diğer seçenekleri reddetmek, ya da onlardan vazgeçmektir. 

Çünkü bir seçim yaptığımızda önümüzdekilerden birini kabul ediyoruz ama diğerlerini terk ediyoruz demektir. İşte bu nedenle birini ya da bir şeyi “seçmek”, ötekileri görmezden gelmek anlamını taşıyor. 

Mesleğimizi, işimizi seçerken bazen birden çok seçeneğimiz vardır. Ama ne yazık ki hayat bize sadece bunlardan birini seçme ve deneme fırsatı verir. Kim bilir belki seçemediğimiz mesleklerden birinde bizi daha güzel bir iş hayatı ve başarı beklemektedir. 

Eşimizi seçerken de öyle: Vazgeçtiğimiz sevgiliyle ömür boyu daha büyük bir mutluluğu reddedip etmediğimizi bilemeyiz ki… İnançlarımızı, siyasi görüşlerimizi seçerken de yaşayacağımız yeri, tutacağımız takımı, çevremizdeki arkadaşlarımızı seçerken de daima hep en iyisini seçtiğimizi düşünürüz. 

Hayatımızı sürprizlerle dolu bir yolculuğa da benzetebiliriz. Bilmediğiniz bir yolda yürüdüğünüzü düşünün… Önünüze çıkan yol kavşaklarından hangisine gideceğinize karar vermek de bir seçim değil midir? Ama bilinmezlerden birini seçerken bile ikinci yolu, başka bir yolu deneme şansımız yoktur. O yollardan birine girdiğimizde öteki yollarda bizi bekleyecek sürprizlerden mahrum kalırız. Bu yollardan biri felaket, fakirlik, başarısızlık getirecek de olabilir. Belki diğeri de fırsatlar, zenginlik ve başarı sunacaktır. Ama ne yazık ki üçüncü yolu seçtiğimizde neler kazandığımızı da neler kaybettiğimizi de bilemeyiz. 

Ama yine de seçim yapmak önümüzde seçenekler olması güzel bir şey. Ya bunlar birkaç tane değil de bir tane olsaydı yani bir seçenekli bir seçim karşısında olsaydık daha kötü olmaz mıydı? Yani o zaman bize seçme hakkı değil boyun eğme görevi verilmiş olmaz mıydı? İyi ki seçim var, seçme hakkımız var. 

Günlük hayatta da kendi hayatımızda da daima seçenekler olması, hepsinden önemlisi “seçme hakkımız” olması ne kadar güzel. İnsan toplumları, binlerce yıldır birbirleriyle dövüşe dövüşe toplu yaşamanın kurallarını bulmaya çalışıyor. Sosyal hayatı düzenlemek için seçim yöntemini buluncaya kadar, ne kadar çok kan döküldüğünü bir bilen var mı? Her düşünceden, her görüşten, her partiden, her ırktan, her dinden insanlar ancak ortak değerler üreterek bir arada huzur içinde yaşayabiliyor. Demokrasi dediğimiz şey de belki bu. Ötekilere tahammül etmeyi, başkalarının hakları da olabileceğini kabul etmeyi ve bizim gibi düşünmeyenlerle bir arada yaşamayı demokrasi kültürüyle öğreniyoruz. 

Artık hayatın her aşamasında seçimlerimiz var. Eksiklerimiz de olsa demokrasi bunu gerektiriyor ve bunun kıymetini bilmeliyiz. Seçimlerimizin çoğunu özgürce yapabiliyoruz. Ama unutmayalım ki insanlık buraya kolay gelmedi. Her şey son yüzyılda hızla değişti. Önceleri herkesin seçme ve seçilme hakkı yoktu. Avrupa, düne kadar bir birini boğazlayarak yaşıyordu. Türk kadınlarının seçme hakkına kavuşması bile Atatürk gibi bir kahramanın Avrupa’dan önce kazandırdığı bir hak değil mi? Bu hakları elde etmek için çok büyük mücadele vermiş bir toplum olmasak da sahip olduklarımızın farkına varmak, değerini bilmek herkesin görevi olmalı. Ülkede yapılan seçimler için de öyle diyebiliriz. Demokrasi oyunu bugün çok iyi oynanmasa da bunu öğrenmeye devam ediyoruz. 

İşte size seçme hakkı… Hiç değilse bu hakkınızı kullanın. İstediğiniz muhtarı, istediğiniz belediye başkanını, istediğiniz siyasi partiyi seçin. İş seçerken, eş seçerken, arkadaş seçerken, okul seçerken, hastane, dişçi, doktor ve öğretmen seçerken yaptığımız seçim gibi bu seçimlerde de yine bir tanesini tercih etme hakkımız var. Öyleyse geriye ne kalıyor? Aslında gerisi size kalmış. Şimdi isabetli seçim yapmak da gerekiyor. 

Köyümüz, beldemiz, kentimiz ve ülkemiz için en doğru seçimi yapma görevimiz var. İşte sizin kaderinizi de etkileyecek bir seçme fırsatı. Kim bilir belki de meydanlarda söylendiği gibi size vaat edilen “aş, iş, ekmek” için bile bir şanş günü. Sandığa gidin ve mutlaka oyunuzu kullanın. Yurttaş olmak, sorumluluk almak ve katılmak demektir. Seyrederek kaderimizi değiştiremediğimiz gibi, katılmayarak eleştirme, şikayet etme ve seçilenlerden hesap sorma hakkına sahip olamayız. 

O zaman yapılacak şey seçimlere mutlaka katılmaktır. Çünkü seçimler de toplumlar için bir yol kavşağı ve bir fırsatlar dönemidir. İşte bu fırsatı iyi kullanmak gerekir. 

Unutmayın, hatyatta üç şey geri gelmezmiş: Atılan ok, söylenen söz ve kaçırılan fırsat… Hayatın size iyi seçimler yaptırmasını diliyorum. 

Seçimler halkımıza ve ülkemize hayırlı olsun… 

Mustafa Koç 29 Mart 2009 – Antalya 

mkoc07@hotmail.com 

 
Toplam blog
: 25
: 1274
Kayıt tarihi
: 22.02.08
 
 

Yıllar önce yoksul ve uzak bir köy okulunda minik bir öğrenciyken öğretmen olma hayali kurmuştum...