Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '12

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Bir şehrin anatomisi/Amasya

Bir şehrin anatomisi/Amasya
 

Şehirler tanıtılırken genellikle tarihi eserleri ve doğal güzellikleri anlatılır. Amasya deyince hep çağlar öncesine dayanan tarihi geçmiş, Amazonlar, Ferhat ile şirin, Kral mezarları, Amasya evleri, doğal güzellikler olarak da Yeşilırmak anlatılır.

Hepsi de zaten varmış; hiçbirini biz meydana getirmemişiz. Peki, bunların dışında Amasyalılar olarak bizim el emeğimiz, göz nurumuz, yüzyıllardır insanlarımızın alın terinin karşılığı Amasya’da ne var? Bacalarının dumanı göklere yükselen devasa sanayi kuruluşları mı? Avustralya koyun sürülerini andıran, dağlara sığmayan sütbeyaz koyun sürüleri mi? Başakları göğe yükselen tırpan biçmez buğday tarlaları mı? Amasya spor birinci ligde mi? Nobel alan Orhan Pamuk Amasyalı mı?

Elması olmasa Amasya’yı Türkiye’de bilen olmayacak. Geçmişin mirasıyla yaşanmaz beyler. Bugün Amasya tarihin derinliklerinde bir yerde kalmıştır. Geleceğe taşıyamadığınız uygarlıklar kaybolmaya mahkûmdur. İnsanlar bugün artık piramitleri bile merak etmiyor.

ASİAD(Amasyalı İşadamları Derneği) ve ADEF (Amasya Dernekler Federasyonu) İstanbul’dadır; çünkü Amasya halkı İstanbul’a ya da başka yerlere taşınmıştır. İnsanlar yaşadıkları yerden neden göç ederler? Amerikalılar Somali’ye göç ederler mi? Peki, Amasya denilen yer Somali gibi kurak bir Afrika ülkesi mi? Şimdi Amasya’nın bir milyon olması gereken  nüfusunun büyük bir kısmı başka yerlere gitmiş. Halen Amasya'da 250 bin insan yaşıyor. Amasyalılar böyle bile zor geçindiklerine göre dışarıdakileri toplayıp götürsek Amasya’da da Somali gibi açlık olacak. Giden bilir, Amasya’da açlık olursa dünyanın her yerinde olur.

Coğrafya kitaplarında Amasya’da ne yetişir diye değil, ne yetişmez diye soruluyor ve ne yetişeceği hesaplanamayan topraklarda insanlar memleketlerini terk edip gidiyorlar. Tavşan istiyorsun veriyorsa bunda Tavşan Dağı’nın ne suçu var? Katıldığım toplantılarda Amasyalı olduğumu söylüyor ama Amasya hakkında bilgi vermiyorum: çünkü herkes biliyor: Misket elma, Ferhat Şirin, Yeşilırmak. Misket elmaya kurt düştü, Ferhat Şirin zaten masal, Yeşilırmak kurudu, ne olacak?

Bir tarihte Amasya’nın gelişmişlik bakımından Tunceli’nden geride olduğunu okumuştum. Tunceli’de bizim şehrimiz, gelişmesiyle gurur duyarız ama işte akılları durduran bu tespit beni bayağı sarsmıştı. Peki, ama neden böyle? 40 bin nüfuslu bir ilçede 47 tane kahvehane saydım. Sanırım bu bize aradığımız cevabı veriyor.

ASİAD(Amasyalı İşadamları Derneği) ve ADEF (Amasya Dernekler Federasyonu) benim bir yakınım da buralarda yönetici. Toplantıları oluyor sıkça. Ben de gidebilirim istesem. Gitmiyorum çünkü buralarda Amasya’nın geri kalmışlığının nedenlerini ortaya koyan resimlerle karşılaşacağımı biliyorum. Kahvaltılar, lüks mekânlarda içkili, eğlenceli, sırf yemek içmek amacıyla düzenlendiği açık olan anlamsız ve faydasız toplantılar Kerim Korkut’un memleket ideallerine uymuyor.

Memlekette de aynı; insanlar üç kuruş kazanıyor sonra oturup yiyorlar. Amasya’nın dağları güzel ama insanların cepleri boş. Ovaları var göz alabildiğine uzanan. Türkiye’nin önemli bir nehri içinden geçiyor. Arazisi fazla engebeli değil. İç tarafta kaldığı için iklimi de sert sayılmaz. Bu kadar iyiye rağmen Amasya’da bir şey yok.

Memleketim 40.000 nüfuslu Suluova’da 500 tane dükkân saydım ama kı..ı kırık o da Nuhu nebiden kalmış, belki de çalışmayan bir şeker fabrikasından başka doğru dürüst sanayi tesisi yok. 40.000 nüfuslu yerde 500 tane dükkân, ne için? İstanbul’un yarım milyon nüfuslu Bayrampaşa’sında bile 500 dükkân yok. Ve bu Suluova’nın ovasını bir baştan öbür başa arabayla yarım saatte ancak geçebiliyorsunuz.

İlk ve ortaokulu Amasya’da okudum. Öğretmenlerimiz tıpkı Atatürk gibiydiler. Onların yetiştirdikleri insanlar nerelere gittiler? Memleketlerini beğenmediler. Gittikleri yerlerde kendilerini kurtardılar mı bari?

Yeşilırmak, Allah’ın suyu işte, hep akar; önemli olan insanların içindeki hayat suyunun akmasıdır.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..