Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir

Sevginin Değeri

Bir dostumdan, aşağıdaki anektotu aldığımda, aslında ben de aynı duyguları yaşıyor ve bunu karşımdakine anlatmaya çalışıyordum. Anektot şöyle:

Vaktiyle bilge bir üstat, yıllardır yanında yetiştirdiği çırağını sınamak ister. Onun eline iri bir pırlanta verip: "Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en son olarak ta kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.

"Çırak, elinde pırlanta bir bakkal dükkanına girer ve "Şunu alır mısınız?" diye sorar. Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği mücevheri alır; elinde evirir çevirir; sonra: "Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın" der. Çırak teşekkür edip çıkar. Bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği mücevhere ancak bir beş lira vermeye razı olur. Üçüncü olarak semerciye gider: "Buna ne verirsiniz?" diye sorar. Semerci şöyle bir bakar, "Bu" der, "benim semerlere iyi süs olur. Bundan 'kaş' dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm." Çırak en son olarak kuyumcuya gider. Kuyumcu mücevheri görünce yerinden fırlar. "Bu kadar büyük pırlantayı nereden buldun?" diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder, "Buna kaç lira istiyorsun?" Çırak sorar: "Siz ne veriyorsunuz?" Kuyumcu, "Ne istiyorsan veririm." Çırak, "Hayır veremem." diye taşı almak için uzanınca, kuyumcu yalvarmaya başlar: "Ne olur bunu bana sat. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim." Çırak, pırlantanın emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

Üstadının yanına dönen çırak büyük bir şaşkınlık içinde macerasını anlatır. Bilge sorar: "Bundan ne anladın?"
Çırağın verdiği cevap çok doğrudur:

"Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir."

Sevgilerimiz de böyle değil midir? Sevdiğimizin değerini ancak biz biliriz. Sevdiğimiz bizim için dünya güzelidir. O bizim gözümüzde kusursuz bir elmastır. O karşımıza çıkan bir melektir. Onu canımızdan çok severiz ve ona kavuşmak için Ferhat gibi dağları delmeye hazırızdır.

Öte yandan, büyük ozan Aşık Veysel'in, "Güzelliğin on para etmez, şu bendeki aşk olmasa, sığınacak yer bulaman, gönlümdeki taht olmasa" dizelerindeki gerçek hiç tartışmasız doğrudur. O sevgili ancak bizim gönlümüzdeki tahtın kraliçesidir, bir başkasının gönlündeki tahtta oturan kraliçe, o başkası için vazgeçilmezdir. Sevgililerin değeri ancak onların değerini takdir edebilenler için erişilmezdir. Böylesine değerli sevgileri yakalayabilenler, onları ellerinde tutabilmek için çok emek vermelidirler. Çünkü sevgiler de çiçekler gibi bakım ve özen isterler.

Sevgilerimiz karşılıklı olsun...

 
Toplam blog
: 11
: 2289
Kayıt tarihi
: 02.05.08
 
 

Henüz emekli olmuş Öğr. Görevlisiyim. Asıl mesleğim dilbilim (linguistics) , yanısıra 42 yıllık prof..