Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '09

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Bir şeyleri değiştirmek istiyorum!

Bir şeyleri değiştirmek istiyorum!
 

TÜRKÇEMİZE SAHİP ÇIKALIM!


Hızımı alamadım : ) En son yazdığım yazımda bir kişiyi hedef aldım gibi sanki…Oysa bu birikimimin isyanıydı.

Kendim için yazıyorum, bu düsturumu hiç unutmuyorum. Yazdıkça, içimde kopan fırtınaları biraz olsa dindirebiliyorum…

Atatürk, Türkçe konusunda çok şeyler söylemiş, bir sözünü burada hatırlatmak istedim :

Türk demek dil demektir. Ulus olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk ulusundanım diyen kişi, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve ulusuna bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz”

Yabancı ülkelerden örnekler vermeyi sevmiyorum, ama mecbur kalıyorum bunu yapmaya. Bu kadar özeniyoruz madem ki batıya, onların dillerine karşı bağlılığını da örnek almalıyız. Fransızların dillerine karşı tutumlarını gıpta ile izliyorum…

Bir öğrencinin, tek Fransızca kelimesini dahi yanlış yazmaya ve yanlış telaffuz etmeye tahammülleri yok. Bütün halk buna seferber olmuş… Oysa bizler güzel dilimizi nasıl ürkünç ve argo hale sokalım diye yollarını bulmaya çalışıyoruz.

Dikkat edin gençlerin Türkçe konuşmalarına… “ Eğlenicez” Aman Allahım! yazmak için özel çaba gerekiyor…

Kendini bilmezler her zaman olacaktır, ama Türkiye’nin tirajı yüksek olan gazetelerin biri , bu denli çok sayıda çirkin sözcükler içeren bir yazıyı yayıma vermesini, bunu göz ardı etmesini ve adeta teşvik etmesini inanın ben algılayamıyorum ve kınıyorum.

Tabii, ülkemizde İngilizce daha saygın bir dil olunca…

Söz konusu “mizah” yazarın İngilizceyi ti’ye alsın cesareti varsa…İngilizceye ne kadar hakim olduğunu göstermek için sanıyorum ki bu dili mükemmel yazıyor ve telaffuz ediyordur. Acıyorum, gerçekten çok acıyorum bu insanlara…

Yabancı dil bilmeye elbette ki karşı değilim. Öğreneceğiz tabii ki. Ancak bu bizim en önemli özelliğimiz olmayacak. Emre İskeçeli ve julide Ateş çifti ile bir röportaj hatırlıyorum. Çocuklarına doğduğundan itibaren İngilizce konuşmaya başlamışlar.Çocuk lokantada, tuvalete gitmek için annesinden İngilizce izin istiyormuş. Evet, evet aynen böyle yazıyordu… Uydurmuyorum.Tamam, aile buna karar vermiş, olabilir…Bunu anlatmaya neden ihtiyaç duyarlar…Bunu anlatmakla daha üstün, daha uygar, daha ileri gitmiş mi oluyorlar acaba…

Biz halk olarak hiçbir şeye tepki vermiyoruz…Elif Şafak mesela…son kitabını İngilizce yazdığını herkes biliyor. Neden herkes aldı ve okudu? Plajda okuyan, yüzde doksan insanların elinde bu kitap vardı.

İsyan ediyorum!

Genç ve başarılı Türk Yazarı…

Neredeyse İngilizce yazdığı için gurur duyacağız.Bu ne? Ben kendi adıma konuşayım kitabı okumayı düşünmüyorum. Ki Elif Şafak’ı ben çok iyi anlayabiliyorum. Çocukluğu yabancı ülkelerde geçtiği için, oradaki dilde kendini ifade etmek kolay…Fakat her şeye rağmen, Mevlana’yı konu eden, bir Türk Yazarın, kitabını İngilizce yazmasını ben kabul edemiyorum.

Yoksa yanlış mı düşünüyorum? Kendimden de şüphe etmeye başladım…En çok satan roman…Aykırı olan ben miyim yoksa.

Fransa’ya dönüyorum yine. Bir önceki yıl Eurovizyon’a İngilizce şarkı ile katılan bir sanatçısını dışladılar…Gıpta ediyorum onlara, hatta gıpta çok hafif kalır, kıskançlıktan çatlayabilirim.

Biz niye dışlayamıyoruz …Biz neden halk olarak tepkimizi koyamıyoruz… Her konuda tepkisiziz…

Bazı yazarlarımız ve “şairlerimiz” İngilizce yazmak için yarışa girmişler adeta, Başbakanımız ise İngilizce konuşmaktan aciz, “ Van minit’S” geliyor aklıma ve acı gülümseme…Çelişkinin böylesi…

Bu konuda çok dertliyim…Yazacak o kadar çok şeyim var ki…

''Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce, kendinden başlamalıdır'' çok seviyorum Sokrates’in bu sözlerini. Ben de aynen böyle yaptım önce kendimi değiştirmeye çalıştım.

“Önce Türkçe “ sloganını benimsedim.

 
Toplam blog
: 144
: 1854
Kayıt tarihi
: 13.03.08
 
 

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kırcali, Bulgaristan. Yıl 1964. Makina Mühendisiyim. Evli ve iki çocu..