- Kategori
- Felsefe
Bir solukta hayatı sorgularken!
Koca bir yaşanmışlığı arkamızda bıraktığımız şu saatlerde; yaptıklarımız, yapamadıklarımız ve yapmak istediklerimizle ilgili herşeyi geride bırakarak; yarına yaklaşmanın içimizde bıraktığı garip hissi ile, biraz da boşvermişlikle yeni bir günü karşılamaya hazırlanıyoruz.
Var oluşumuzdan bu yana öyle ya da böyle; bizi karşılayan ya da uğurlayan her bir günün beraberinde götürdükleri ve bize bıraktıkları hakkında durup düşünme vaktiniz oldu mu hiç?
Aslında bir hayalin peşinden koşarken; ona ulaşamadığımızda kolayı seçerek ve "belki başka bahara" diyerek yine kendimizden kaçış yolunu seçmezmiyiz?
Kaçabildiğimiz yalanına kendimizi inandırmaya çalışarak!
Aslında bu bizim savaşçı değil; yılgın ve zayıf yönümüzü ortaya çıkarmaktadır.
İnsanoğlunun beyni hala çözemediğimiz bir mükemmeliyete sahip olmasına rağmen; bazen en ufak bir sorunla bile karşılaşıldığında infilak edecekmişçesine tıkanmışlığı hissetmez miyiz?.
Oysa; ne bir sorundur bizi zorlayan, ne de çözümlerdir insanı rahatlatan!
Bu bir dişlinin çarklarıdır son nefese kadar dönecek olan.!......