Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Bir sonbahar günü

Bir sonbahar günü
 

Bir sonbahar günüydü, yapraklar henüz sararmaya yeni başlamış, havalar yavaş yavaş tatlı bir serinliğe bürünüyordu. Kadın her günkü gibi sabah erkenden kalkıp çocuklarına ve kocasına kahvaltı hazırlamaya başlamıştı, kaloriferler yanmadığı için gece soğuyan havanın bütün etkisi hissediliyordu,insiyaki bir şekilde sabahlığını vücuduna yapıştırmaya çalıştı, bir yandan da ocağın altını yakmaya çalışıyordu. Çay suyunu koydu,bu arada diğer ocağı yakıp yumurtaları koyduğu tası ocağın üzerine koydu, kocası çok pişmiş, büyük çocuk kayısı, küçük ise az pişmiş seviyordu, yumurta kaynamaya başladıktan sonra saymaya başladı on bir olduğunda küçük çocuğun, otuz olduğunda büyük çocuğun yumurtasını tastan çıkardı,kocasınınkini kaynamaya bıraktı. Çay suyu da kaynamıştı ,çayı demledi ocağın altını kıstı,salona geçti. Daha hiçbiri uyanmamıştı,?hizmetçileri ayakta nasıl olsa ?diye geçirdi içinden,utandı bu düşüncesinden,o iyi bir anne ,iyi bir eş olmak üzere yetiştirilmişti,şikayet etmeye hakkı yoktu,hakları yok görevleri vardı, kocasına görevleri, çocuklarına görevleri, çocuklarının uyumalarını yüzünde yumuşak bir gülümseme ile seyretti. Kocasının kolunu silkeleyerek
-Hadi uyan saat yedi oldu,dedi kocası yatağın içinde hareketlenirken, hayatının büyük bir kısmını birlikte geçirdiği adama baktı, baktı. Aniden kafasından geçenlerden dehşetli rahatsız olduğunu hissederek mutfağa seğirtti.? Allah’ım neler geçti aklımdan? diyerek musluğu açtı elini yüzünü yıkamaya başladı,olmuyordu, aklından geçenler hızla büyümeye başlamıştı. Ekmeği ince ince kesti, son yumurtayı da ocaktan alıp altını söndürdü. Peynir, reçel, zeytin, domates, biber, salatalık ve bardaklar hepsi kahvaltı masasının üzerine dizilmişti. Kocasının banyoda olduğunu fark etti, ıslık çalarak tıraş oluyordu, çocukları uyandırmak üzere odalarına girdi, ne güzel mışıl mışıl uyuyorlardı,"hadi yavrum hadi uyanın okula geç kalacaksınız", perdeleri açtı içeriye sıcak bir sonbahar güneşi süzüldü, çocukların tam gözleri üzerinde durdu."Anne perdeyi kapa " diye mızıldandı büyük çocuk, küçük aynı mızıldanma ile gerneşirken "hadi tembeller çabuk kalkın" diye tatlı sert ve hafif bir sesle bağırdı, onlara hiç kıyamıyordu. Kocaman olmuşlardı, küçücük hallerini çok fazla özlemişti, büyüdükçe kendi hayatlarına doğru koşuyorlardı biranda yalnızlık hissetti üşüdü. Evlenip gittiklerinde yalnızlığı iyice artacaktı."Hadi kalkın işe gecikiyorsunuz çabuk olun çabuk" diye yeniden seslendi. Sofraya oturulduğunda saat yedi kırk beş olmuştu.

-Çocuğum yumurtanı yesene
-Canım istemiyor
-Eşek kadar oldular hala yemeklerine karışıyorsun, dedi kocası
-Ben onlara karışmasaydım ne olurlardı
-Ne olurlarmış bize bir şey mi olmuş
-Tamam anne tama yiyorum yine kavga etmeyin
-Kavga falan etmiyoruz
-Etmeyiz tabii annene laf söylenir mi
Sustu, eskiden susmaz söylenecek her şeyi söylerdi, artık susuyordu, yorulmuş muydu, tenezzül mü etmiyordu, umursamaz mı olmuştu kendini anlamaz bir hale gelmişti. Evlendikten sonra işini bıraktığına ve sonra çalışmak için çaba göstermediğine pişmandı, kocasının eline bakıyor gibi hissediyordu, hayatın bir köşesine hapis olup kalmıştı.
-N'oldu anne niye konuşmuyorsun
-Ne konuşacağım,hadi kahvaltınızı bitirin
-Akşama ne pişireceksin diye sordu kocası
-Ne istiyorsun
-Ne bileyim, etli bir şeyler yap
-Olur
-Ben geç geleceğim
-İyi
Kahvaltı sofrasını kaldırırken, aklı hayatına takılmıştı yıllardır sofra kur, sofra kaldır, yemek pişir, çocukları düşün kendi hayatını nasıl yediğini düşününce rahatsız oluyordu.

Evliliği hayal kırıklıkları ve mutsuzluklarla geçmişti, fakat kendini oyalayacak iki çocuk ve arkadaşlıkları vardı, çocuklar da büyümüştü ve kendi hayatlarına doğru yavaş yavaş gidiyorlardı. Kocasını evlenmeden önce peşinde nasıl koştuğunu hatırladı,kısa sürede o peşinde koşan adamdan eser kalmamıştı, evlilikleri boyunca sevgisini bir kez söylememişti. Yapmak istedikleri için hiç teşvik görmemişti."Ne salaklık etmişim" dedi kendi kendine "çalışmaya devam etmeliydim" "ben böyle iyi ev kadını rolünü üstlenecek birimiydim". Düşündükçe sinirlenmeye başladı. Korkuyordu, hayatın içine doğrudan kendini yaşamak için atılmaya korkuyordu, yıllarca bunu denemiş becerememişti, şimdi nasıl becerecekti, güvenlik duygusu, alışkanlıklar gururundan bir şeyleri alıp götürse de korkusunu azaltıyordu. Korku sözcüğünü sevmiyordu ,korkmak yerine, çaresizlik, mecburiyetler ve en önemlisi insanların en çok sığındığı çocuklar evine sığınıp onlar için yapılan fedakarlıkların kutsallığı ile avunuyordu. Kocaman olup kendilerine bakacak hale gelseler bile kendine özgürlük tanımamanın sebebini çocuklarına karşı olan görevlerine yüklüyordu.

Birazdan Neriman gelecekti, onunla birlikte Necmiye'ye gideceklerdi yılların arkadaşlarıydı Neriman ve Necmiye her şeyini onlarla bölüşüyordu, onların yanında rahat ediyordu. Neriman biraz çılgın bir kadındı hep insanın aşık olması gerektiğinden söz ederdi. Kendinin bu lafları ne çok ayıpladığını düşündü. Ama kocasını uyandırırken, ah birine aşık olsam diye içinden geçen düşünceyi engelleyememesine anlam verememişti. Nasıl bir duyguydu aşk acaba. "Ayıp,ayıp" diye söylendi yine de içini belli belirsiz saran sıcaklığa direnemedi. Hiç aşkı tanımamıştı, Neriman biliyor muydu acaba korkusundan ona da soramayacağını biliyordu. Geçen yıl üst katlarındaki kadın aşık olup kocasını terk ettiğinde,ne kadar sinirlenmişti, kadına söylemediğini bırakmamıştı, hatırladı birden yüzünün kızardığını hissetti.
Kapı çaldı, Neriman gelmişti şen şakrak içeri girdi
-Ne haber kız, ev işlerini bitirip sabah görevlerini tamamladın mı ?
-Neriman hiç aşık oldun mu
-Neeeeee,anneciğim, kız sen hasta mı oldun
-Alay etme
-N'oldu,kocanla kavga mı ettin
-Ne ilgisi var şimdi
-Böyle konuları açınca bizi döversin sen, evet aşık oldum
-Nasıl bir şey
-Sadece adını söyleyebiliyorsun anlatması zor, ama yaşanılacak en güzel duygu
-Kime aşık oldun
-Adı bende saklı
-Niye beraber değilsiniz ?
-Ben de az salak sayılmam
-Nerede şimdi ?
-Çok uzakta
-Görüşmüyor musunuz ?
-Görüşemiyoruz
-Niye ?
-Öldü
-Neeeee
-Yaa öyle işte,benim yüzümden
-Nasıl yani?
-Bugün yarın derken cesaretsizliğim yüzünde çok oyaladım adamı, hastalandı
-Seninle ne ilgisi var bunun
-Hep kendimi suçladım, sahi sen niye soruyorsun bunları ?
-Ne bileyim
-Ne bileyim yok seni yıllardır tanırım, mutsuz bir şekilde ama mutluluk maskesiyle dolaşıp duruyorsun
-Niye canım,ben kocamı severim
-Yalan söyleme
-Niye yalan söyleyeyim ?
-Sen konuşmaya bile korkan birisin bu konuları, böyle birden sorunca hayatını farkettiğini anladım, eğer aşık olursan bana haber ver
-Sen ne yapacaksın ?
-Benim yaptığım hataları sana yaptırmayacağım
-Ama biz evli kadınlarız
-Evli,mutsuz ve huzursuz
-Öyle deme o kadar da değil
-Evli olunca her şeye katlanmak mı gerekiyor, sevgiyi bilmeden ölmak mi gerekiyor, hayata hizmetçilik ederek mi devam etmek gerekiyor
-Ben hiç öyle düşünmedim
-Düşünmezsin, doğal olarak görevlerinle ilgilendin kendinle değil
-Bencillik etmemek lazım, tabii ki görevlerimiz var
-Bir tek senin mi görevlerin var, bir tek sen mi mutlu etmek zorundasın,ya sana karşı yapılması gerekenler
-…………………
-Niye sustun ?
-…………………….
-Selma’yı gördüm geçen gün, geçen yıl sevgilisi ile evlenmişti kocasını terkedip, hani kadına neler söylemiştin
-Nasıl mutlu mu ?
-Gözlerinin içi gülüyordu,
-Yalan söyleme
-Niye yalan söyleyeyim
-KOCASı, zengin, iyi sessiz bir adamdı
-Senin kocan da, iyi, sessiz bir adam,ama yetmiyor di mi ?
-Hadi Necmiye bekliyor çıkalım
-Sen bu konuları konuşma ve aklına getirme mutsuz olursun

dışarı çıktıklarında, altın renkli bir sonbahar güneşi gökyüzünde gülümsüyordu, içinin hafiflediğini hissetti yıllarca konuşamadığı şeyleri konuşmaya başlamak onu rahatlatmıştı. Ama yine de içinden dua etti "Allah’ım lütfen beceremeyeceğim duyguları bana yaşatma" hala korkuyordu. Dolmuşa binmek üzere koştular.

( bu öykü tümüyle hayal ürünüdür, isimler öyküdeki hitapları sağlamak için verilmiştir)

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..