Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '12

 
Kategori
Anılar
 

Bir Sonografi sırasında yaşadıklarım ve düşündüklerim.

Bir Sonografi sırasında yaşadıklarım ve düşündüklerim.
 

Burcu Göker İzmir Konseri sonrası


Yazımın resmine bakanlar gene Burcu Göker'in konserlerinden bahsedeceğim sanacaklar ama ben bu yazımda başka bir olay anlatacağım.

Yarın Bahçeşehir Üniversitesinde konserimiz olduğunu söylemiştim. Bu sabah Burcu ile buluştuğumuzda bana gene boğazının ağrıdığını söyledi.

Burcu 4 Mayıs İzmir konserinden bu yana gripal bir olay geçiriyor. Amerika'da grip aşısı olduğu için ateşi çıkmıyor ve hasta yatmıyor ama devamlı bir boğaz ağrısı. Halsizlik. Hatta bir gece de ateş. Doktorumuza gitme firsatımız olmadığı için telefonla tedavi yoluna gittik. Çünkü Türkiye konser turnesi için hergün bir başka yerdeyiz. Bir kutu antibiyotik, ağrıkesici bitirmesine rağmen Burcu hala tam iyileşemedi. En sonunda 15 Mayıs Adnan Saygun Konseri öncesi İzmir'de Şifa hastanesinin aciline gittik ve muayene eden doktor Burcu'nun bir franjit geçirdiğini ve aldığı ilaçların hastalığa cevap verdiğini ve hemen hemen iyileştiğini söyledi.

Neyse bu sabaha kadar iyi olan Burcu gene boğazım ağrıyor bu sefer diğer tarafı kötü deyince soluğu Acıbadem Polikiliniğinde aldık. Önce Burcu'yu iyice muayene eden Kulak Burun Boğaz doktorumuz gripal bir şey olmadığını ve boğazın temiz olduğunu söyledi. Muhtemelen Trioidde bir sorun olduğunu söyleyen doktorumuz bizi kesin teşhis için gereklı araştırmaların yapılması amacı ile Dahiliye doktorumuz Erkan Beye yönlendirdi. Günlerdir konser yorgunluğu içinde olan ben Trioid falan sözünü duyunce iyice kasildim ve moral bakımından çöktüm.

Erkan bey her zamanki neşeli ve can hali ile bir yandan beni teskin edip bir yandan da Burcu'yu muayene etti ve bu arada bizi güldürmekten de geri kalmadı. Ben gülüyordum ama içim çok sıkılıyordu. Neyse kan tahlili ve sonografi için aşağı kata indiğimizde Burcu'ya baktım. Garibim sanki sahnede o yorumlartı yapan kendisi değilmiş gibi küçücük yanımda oturuyordu ve bana moral vermeye çalışıyordu. Önce kan alındı, sonra sonografiye girdik. Sonografı ekranına gözlerimi dikmiş sanki gördüklerimi anlayacak gibi bakıyordum. Doktor hanım sürekli ekranda çıkan kara lekelerin etrafını çizip ebatlarını işaretledikçe ben bulunduğum sandelyeden düşmemek için büyük gayret sarf ediyordum. Çocuğumun trioidinde ne çok şey vardı. Ben kafamda senaryo yazarken Burcu'da boynunda dolaşan sonografı cıhazına rağmen ben hasta mıyım, neler olacak diye endişe içinde düşünüyormuş. O da en az benim kadar endişeli bir bekleyişte imiş.

Sonografı sonucumuzun yazılışını beklerken heyecanımız sonsuzdu. Neyse o arada gelen ve Burcu'yu konserlerinden tanıyan bir başka doktor arkadaşımız korkulacak bir şey olmadığını, cerrahi bir olaya gerek kalmadan sadece ilaç tedavisi ile geçecek bir durum olabileceğini  söyledi.

Yukarı doktorumuzun yanına çıktığımızda aynı şeyleri doktorumuzdan da duymak bizi biraz rahatlatmıştı. Doktorumuz bizim moralimizi çok yükseltmiş ve korkularımızı bie nebze olsun azaltmıştı.

Umarım yarın konserden önce tahlil sonuçlarını da aldığımızda aynı iyimser durum devam eder. Bu olayla yaşamın bir başka yönünü görmüş oldum. Aslında yaşam bir çok şeyi kafaya takıp düşünmek için çok kısa. Bir sonografı sırasında düşündüklerim ve çektiklerim bana herşeyin çok anlamsız olduğunu gösterdi.

Geçmiş Olsun Burcu Göker. Allah hiçbir anneye evladının sağlıksız ve zor durumunu göstermesin.

 

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..