Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '12

 
Kategori
Kitap
 

Bir soru bir Aşk

Bir soru bir Aşk
 

Bir Soru Bir Aşk


Bitti mübarek en sonunda. Yahu ne kitapmış. Övmeyen kalmamış kitabı. Aman pek komikmiş, gül gül yerleri tırmalarmışsın, bi de aşkı ne de güzel anlatmış, yok efendim bir kadın ne istermiş erkekten aha da bu kitaptaymış. Tatil öncesi bunları okuyunca ve hiç ummadığım aksilikler çorap örmüşken başıma, bir de üstüne nefes alamayacağım yorgunluklar gelince, e dedim alınır bu kitap ve keyifle okunur tatilde. Daha tatilin ilk günü valizden önce onu çıkartıp koydum yatağın üzerine. Neredeyse yangında ilk kurtarılacaklar arasında muammele gösterdim kitaba. Derken ilerleyen saatlerde kendimi denizin hışırtısında, rüzgarın uğultusunda bıraktım şezlonga ve aldım kitabı elime.

Uluslararası Bestseller “Bir Gün”kitabının yazarı Bay David Nickholls başladı bir soruyla. Komik olmak istemiş belli ama gülemedim. Anlamadım mı acaba diyerek birdaha okudum ama ı-ıh gülemedim. Kahramanımızın adı Brian. Kızımızın adı Alice. Brian’ın kendi deyişiyle kör kütük aşık ama zerre kadar kelimelere dökülemeyen ve hissettirilemeyen bir aşk bu. Ortada arkadaşları var bolca soru cevap halindeler. Arada Brian, “Alice seni seviyorum” diyor üstüne 10 tane genel kültür sorusu çıkıyor. Ay kütüphaneye girdim de içeride kilitli kaldım sanki, içim şişti.  Övenler sayfasına tekrar döndüm şaka mı yapmışlar diye.

Övgülerden birinde şöyle diyor, “Kenara çekil, Hornby, David Nickholls geliyor. Kaliteli popüler kurguya hayli sürükleyeci bir keşif gezisi” Yahu neyin keşfi,  adam benim sinir sınırlarımı keşfetti. Bu kadın bana ne kadar dayanır diye.

Bir başkası demiş ki, “Nükteli 80’lerin son derece komik ve sağlam bir taslağı”...İyi de 80’leri dibine kadar yaşayan biri olarak ben bunu neden farketmedim?

Bir başka övgü “Harika yazılmış. Bir Soru Bir Aşk o kadar gerçekçi ki, tanıdık çok şey var. Herşeyin mümkün olabileceğini düşünecek kadar genç olduğunuz zamanlara hoş bir bakış”. Birincisi ben kitapta tanıdığa pek rastlamadım. 462 sayfalık kitapta en fazla 2 tanıdık görmüş olabilirim 80’lere dair. Yani hem 80’lere hem de gençlik yıllarına dair. Hayır anlamadığım, Bay yazar bunlara değindi de ben mi hatırlayamadım, erken mi bunadım?

“Acımasızca güzel” demiş başka bir öven. Zannedersin Adriana Lima. Acınacak hale geldim okurken be.

Velhasıl, sanki tüm övenler “yahu sallayalım iyi birşeyler de alsın şu kitabı, en ızdırap tatil hatırası olsun” gibisinden bir beyin fırtınasından çıkmış olabilir mi?

Hakaret etmiyorum. Ama yıldım okurken. Tamam vazgeçebilirdim ama bir umut işte. Sonunda o kadar soru-cevapla telef ettiler hem kendilerini hem beni. Ve hiç işe yaramadı dibe vurdular. Alice'de bir nevi yok oldu. Olan benim tatildeki kitap keyfime oldu. Bir de kitabın adı "Bin Soru Bin Sıkıntı" olaydı iyiydi...

Özetle bu kitabı pek sevmediğiniz birine, “içinde acayip süprizler var sonuna kadar oku” diye hediye etmek çok keyifli olur. Tabii Bay Nicholls’ü tebrik etmek, saygı duymak lazım. Adam yazmış, isteyen okur istemeyen okumaz, beğenen var beğenmeyen var... sıkıysa ben de yazayım... sıkı valla

bubinick

 
Toplam blog
: 58
: 819
Kayıt tarihi
: 19.07.07
 
 

Bir çok şeyden keyif alırım, okumaktan, okuduğum kitaplarda sevdiğim satırların altını çizmekten,..