- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bir spor olarak: Eleştiri
Bu ara herkes eleştiriyi spor olarak ya da hobi olarak yapıyor. Herkesin herşeyle ilgili muhakkak bir yargıya varma ihtiyacı var. Bu sadece mutsuzluk alameti değil aynı zamanda hayatı da kaçırma sebebi.
Eleştiri alışkanlık haline geldiyse mutsuzluk zilleri çalıyor demektir. Yaptığınız eleştiri , içinizde kopup giden fırtınanın minik bir kısmıdır sadece ve kısır bir döngüdür. Mutsuzluk geçmez. Oysa bu hayatta hepimiz aynıyız. Üzerimizdeki ego katmanları kaldırıldıkça yüreğimiz hep aynı özlemlerle atar.
Eleştiriye karşı tahammülsüzlük , derinlerdeki suçluluk duygusunun , utanç ve aşağılık kompleksinin bir işareti bence.
Hayatı münazara gibi yaşamak yorucu oluyor. Sizinle ilgili söylenen herşeye cevap verme telaşı yıpratıcı birşey. Gördüğümüz , duyduğumuz , okuduğumuz herşey veya içine düştüğümüz her durum için fikir sahibi olmak zorunda değiliz. Fikir bazen gerçeği örter.
Geçenler de bitmek üzere olan bir ilişki de , en son kadına yapılan tüm suçlamalarda , kadın karşıdakinin içini kusmasını bekledi , adamın her yaptığı suçlama ve ithama hiç sesini çıkarmadı ve sakince dediklerinde haklısın ve lütfen git dedi..
Kendini haklı çıkarmaya veya olanı anlatmaya açıklama zahmetine bile girmediğini görmek şaşırttı , çünkü karşı tarafta bu kadar zamanda hiç masum değildi , bir ilişkide yaşanabilecek her olumsuz şey yaşanmıştı esasında. En son basit bir kıskançlık krizi ile bitecekse ona da razı idi kadın. Yeter ki gitsin ve bitsin
Kadın şundan emindi , gölgelerden yürümeden ışığa gelemezsin.
Herkes gibi hayatı , başka hayatlarla temas eden insanlarız. Tek derdimiz temas ettiğimiz hayatlarda olumlu bir farkındalık yaratabilmek olsun..