Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir tabak sıcak aşa hasret gözler

Bir tabak sıcak aşa hasret gözler
 

İftar


Ömrü boyunca çektiği sıkıntı ve ızdıraplar, yüzüne akseden derin çizgilerden okunuyordu. Koca bir ömre neler sığdırmamıştı ki! Geride ağlanası öyle hüzünlü hatıralar vardı ki bir an onları hatırladı ve gözleri yaşardı, ağlamamak için dirense de hüzünlendiği dikkatli gözlerden kaçmadı. Önündeki sıcak çorbadan yayılan buharların arasında uzaklara dalıp günlerce aç gezdiği vakitleri hayal etti. Gözü gibi bakıp yetiştirdiği evlatları en çok ihtiyaç duyduğu zor günlerinde ona sırtlarını dönmüş, halini hatırını sormaz olmuşlardı. Yıllar önce öteki aleme göç eden eşinin yokluğunun verdiği keder bir yana asıl onu üzen evlatlarının ondan esirgediği sıcak bir yuvaydı. Son günlerini torunlarına hikayeler anlatarak geçirmeyi hayal etmişti. Bir an torunlarını en son ne zaman gördüğünü düşündü, hatırlayamadı, belli ki çok uzun yıllar geçmişti üzerinden. Kış günleri tek başına o soğuk evde duvarlarla konuşur gibi anlattığı hatıralar aklına geldi, bir damla gözyaşı daha gözlerinden süzüldü yavaş yavaş. Hiçbir şeyini esirgemediği evlatlarından tek istediği ölümün gölgesini üzerinde hissettiği şu son yılları onlarla birlikte geçirmekti. Geçmişte hayalini kurduğu o dünyadan ne kadar uzakta olduğunu hissetti.

Gün geldi karnını doyuracak bir tas sıcak çorba bulamamanın verdiği kederi kelimelere dökmek istedi. Bir elinde kalemi masada duran buruşmuş kağıda uzun süre baktı ama içinden hiçbir şey yazmak gelmedi. Her sabah uyandığında o gün karnını nasıl doyuracağını düşünmenin verdiği azabı hangi kelimelerle anlatabilirdi ki! Ne iyi etmişti de ona son günlerinde eşlik eden şu fakiraneyi elden çıkarmamıştı. Hayatta kimseden görmediği vefayı da bir tek ondan görmüştü zaten. Mahalledeki yıllar öncesinden tanıdığı komşular da olmasa derdini soran başka hiç kimse olmayacaktı. Aç kaldığı o uzun günlerde sokaklarda gezerken insanların etrafındaki yoksullara, düşkünlere karşı duyarsızlığına hayret etmişti. Gençlik yıllarında yaşadığı o şirin mahalleyi ve yardımsever insanlarını hatırladı özlemle. Sahi ne olmuştu da bizim sosyal dayanışma ruhumuz böylesine değişmişti?

Nasıl oldu bilinmez bir an bütün bu kasvetli düşüncelerden sıyrıldı ve yaşadığı ana ramazan iklimine geri döndü. Nihayet on bir aydır beklediği o bereketli aya kavuşmuştu. Hasretini çektiği o eski mahalledeki komşularını hatırlatan bu ayı nasıl da özlemişti. Ramazan geldi mi herkese bir şeyler olurdu. Allah’ın düşkün kullarına bir lütfu olsa gerekti Ramazan. Bu ayın gelmesine en çok da onun gibi yaşlı amcalar, teyzeler, evsizler sevinirlerdi. Bir tas sıcak çorbanın hasretiyle buğulanan gözleri ramazanın gelişiyle sevinçle dolardı.

Geçen sene de bu iftar çadırındaydı. Yine aynı yüzler, aynı kaderi paylaştığı insanlardı gördükleri. Göremediği birkaç sofra arkadaşını aradı gözleri, sordu “Nerede biliyor musunuz?” diye. Aldığı yanıtla başı öne düştü, ruhlarına bir fatiha gönderdi çorbasından ilk yudumu çekmeden. On bir aydır içmediği bir tas sıcak çorbanın kendini ne denli mutlu ettiğini düşünüp şöyle bir göz gezdirdi kalabalığa, yüzlerde aynı ifadeyi görünce böylesi güzel bir hayra vesile olanlara dualar etti içinden. On bir ay kendi alemine dalıp etrafındaki düşkünleri, fakirleri unutan insanoğlundaki bu kısa süreli değişimi görüp Ramazan ayını kullarına lütfeden Rabbine şükürler etti. Ne de güzel olurdu ramazandan başka ay olmasa!

Bu güzel ayda bizler etrafımızdaki bu yaşlı amca gibi ihtiyaç sahibi insanları görelim, dertleri neyse derman olmaya çalışalım elimizden geldiğince. Gücümüz nispetinde iftar organizasyonlarına destek olalım, bir tas sıcak aşa hasret gözlerde sevinçler peyda etsin böylece. Evimizde iftarlar verelim tüm sevdiklerimize, mahallemizdeki ihtiyaç sahiplerine, öğrencilere. Doyasıya yaşayalım bu ayın bereketini. Ramazanınız mübarek olsun.

Allah Rasulu Hazret-i Muhammed (S.A.V.) buyurdular ki:
'Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.'
Hadis-i Serif (Tirmizi, 807)

 
Toplam blog
: 24
: 860
Kayıt tarihi
: 01.11.06
 
 

1977 yılında Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde dünyaya geldim. 1998 senesinde Yıldız Teknik Üniversites..