Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '12

 
Kategori
Kitap
 

Bir Taksi Şoförünün şiirleri

Bir Taksi Şoförünün şiirleri
 

Güneş dünyayı, kitaplar da insanları aydınlatıyor.


Taksi şoförü deyince ilkönce bizim Söke’de yılların Şoförü ve Söke Otomobilciler ve Şoförler Odası Başkanı rahmetli Mustafa Özcanyüz geldi aklıma. O da uzun yıllar şiirlerle uğraşıyordu, şiirle yatıyor ve şiirle kalkıyordu. Sonradan Ankara’ da Türkiye Şöforler ve Otomobilciler Federasyonu Genel Başkanına bir mektup yazdım ve Mustafa Özcanyüz’ün 150 sayfalık kitabı “Bir Şoförün Gönül Defterinden ” ( şiirler )  başlığı altında yayımlandı ( 1986 ). Şiir sevdalısı Mustafa Özcanyüz’ün şiirleri kenarda köşe’de tozlar arasında kaybolup gitmedi. Mustafa Özcanyüz ( 9 Eylül 1922- 18 Şubat 2004 ) , öbür dünyada amma onu şiirleriyle hatırlıyoruz. Sırası gelmişken  sevgili Mustafa Özcanyüz’ü da rahmetle anıyorum… Hatta 1998 yılında onu Simav’a kadar bile götürmüştüm. Birçok yazar ve şairlerle tanışmıştı.  Şimdi Fethiye’den Taksi Şoförü Nurettin Aktaş’ın bir ufak kitabı var masamın üzerinde…  Ufak bir kitap lakin Nurettin Aktaş’ı unutmayan bir cep kitabıdır. 106 sayfalık bu sevimli şiir kitabında yaklaşık 102 şiiri yer alıyor. Şiirleri halk şiiri tarzında yazılmıştır.

Şair Nurettin Aktaş'ın  yeni kitabının adı “DEĞİRMEN TAŞI “ ( şiirler )  adını taşıyor. 2012 yılında Fethiye’de Emek Matbaası tesisleri arasında günışığına çıkmıştır. Kitabın önsözünü ünlü Fethiyeli şair ve araştırmacı  yazar dostum Ünal Şöhret Dirlik tarafından kaleme alınmıştır. Zaten kitabı bana Ünal Şöhret Dirlik vasıtasıyla imzalayıp göndermişlerdir.  Öncelikle hem Ünal Şöhret Dirlik ve hem de şairimiz Nurettin Ataş’a teşekkürlerimi burada  sunuyorum. Kitabı okuduktan sonra birkaç cümle ile bu kitabı şair dostlarımıza tanıtayım dedim…

Nurettin Aktaş aslen Erzurumlu  olup, 1952 yılında  ispir’de dünyaya gelmiştir. 1975 yılında “ İstanbul’un taşı, toprağı altın” diye  Erzurum'dan ayrılmış ve İstanbul’a gelip  yerleşmiştir... , İstanbul Şehir Hatları İşletmesi’nde memur olarak görev almıştır. 1980 yılında evlenmiş dört çocuk babasıdır. 27 yıl İstanbul’da onurlu bir şekilde burada görev yaptıktan sonra 1998 yılında kendi isteğiyle emekli olmuş ve daha sonra gelip Fethiye’ye yerleşmiştir. 1997 yılından bu yana kaleme aldığı şiirlerini bir kitapta toplamayı başarmıştır…

Fethiyeli şair, yazar Ünal Şöhret Dirlik,  Nurettin Aktaş için şunları yazıyor: Fethiye’de zaman zaman buluşmalarımızda şiirlerinden söz ederdi. Bir gün şiirlerini “ bana getir, şiirlerine bir göz atayım dedim”, Bir gün bir şiir dosyası ile birlikte yanıma geldi. Şiir dosyasını inceledim, dişe dokunur onları inceledim. Daha sonra Fethiye’de ki kanal F’deki programıma konuk şair olarak çağırdım. Orada hem kendisini ve hem de memleketini anlattı. Şiirlerinden söz etti, örnek verdi. Şiirlerini okudu. Kısa bir zaman sonra bu kitabını bastırdı. Fethiye Otogarında şair bir taksici var. “Değirmen Taşı” isimli kitabı da gün yüzüne çıktı. Onu candan kutluyorum “ diyor…  Bu kadarını yazdıktan sonra bir de Taksici şairimizin şiirlerinden bir iki örnek sunmak istiyorum:

Dünyada bulunmaz eşin benzerin

Bu anlatılmıyor mevzu çok uzun

 Benim böyle olmam senin eserin

Ben seninin yüzünden divane oldum

***

Yaşamla ölümün arasındayım

İyi olmaz gönül yarasındayım

Ne mal ne mülk ne de parasındayım

Ben senin yüzünden divane oldum. ( s. 4 )

***

Şairimiz Nurettin Aktaş, ilhamını ünlü halk tasavvuf şairimiz Yunus Emre’den aldığını görüyoruz.  Yunus Emre’de bir ünlü şiirinde: “ Mal sahibi, mülk sahibi / Hani bunun ilk sahibi /  Mal da yalan, mülk de yalan / Haydi biraz da sen oyalan  “ demiyor muydu?   Nurettin Aktaş şiirlerini daha çok halk şiiri tarzında  hece ve ölçülü  yazıyor. Zaten halk ozanlarımızın harman  olduğu  yerden  yani  Erzurum'dan  geliyor...

Şiirlerinde  beğendiğim bazı başka dizeler de vardır :

”Hayat engebelidir dikenli bir tel gibi / Bazen süzülüyorsun denizdeki sal gibi /  Etrafında dönerim semah yapan kul gibi /  Yapışmışsın kalbime mektuptaki pul gibi ( 27 ),  Yörük baba, Yörük baba / Kalbi sanki körük baba ( s. 28 ), Sohbeti çok severim / Bana örnek olunca / Neşem yerine gelir / Kafa dengi olunca  / Ona saygı duyarım / Önce insan olunca ( 62 ) bu örneklerdeki dizeler ve sözcükler elbette yabana atılamaz…  

 Halk şiirine uygun, 7’li, 8’li, 11’li ve 14 heceli olarak şiirlerini yazıyor. Dili ve Türkçesi de ağdalı sözcüklerden uzaktır.  Şiirlerinde tema daha çok aşk, sevgi, gurbet, ağaç, orman, doğa sevgisi,  barış ve insan sevgisi, Atatürk, öğretmen ve memleketi Zonguldak ve İspir üzerine şiirler ortaya koymuştur. Her şeyden önce tüm bu duygularla birlikte sevgi ve barış ozanıdır. Hepimiz biliyoruz zeytin dalı bir barış sembolüdür. Nurettin Aktaş Zeytin Dalı” adlı bir şiirini yazıp şair dostlarına armağan ediyor:

Düşmana uzatırsın dalından

Ben anlarım nedir senin halinden

Kin tutmazsın uzatırsın elinden

Zeytin dalı barışların simgesi

***

Kuşlar bile gelir sende barışır

Örnek alan başkasıyla yarışır

Sen olmazsan bütün her şey karışır

Zeytin dalı barışların simgesi (  13 )

***

Ben bunları ne için yazıyorum. Nurettin Aktaş bir Fethiye Otogarında taksilik yapan bir otomobil veya taksi şoförüdür, Gündüz ve  gece yarılarına kadar çalışıyor ve ondan sonra bir kenara oturup şiir yazıyor. Şiirimize, kültürümüze değer veriyor. Ben şoför diye asla küçümsemiyorum. Aksine gönülden takdir ediyorum...  Bu açıdan onu kutlamak istiyor ve tebrik ediyorum. Nedeni şiir peşinde koştuğu için… Peki, bu kadar övgüden sonra bu şoför taksici şair N. AKTAŞ’ın bu şiir kitabında eksikleri veya yanlışları, kusurları yok mudur?

 Elbette Nurettin Ataş’tan halk şiiri tarzında dört dörtlük şiirler istemeyiz.  Ancak bu eksiklerinin de giderilmesi gerekmektedir.  Biraz daha çalışması ve halk şairlerine ait kitaplarını, şiirlerini okumalarını tavsiye ediyorum. Örneğin Karacaoğlan’ı, Âşık Kerem’i, Köroğlu’nu, Daldaloğlu, Yunus Emre  ve  Âşık Veysel gibi halk şairlerimizin şiirlerini okumalarını tavsiye ediyorum.  Bu kitabının ikinci baskısını yaptığı zaman. Kitabında heceleri bir birlerine uymayan bazı dizeler ve dizelerde  yüzlerimizi tırmalayan bazı  sözcükler vardır....Madem ki halk şiiritarzında şiiryazıylor, biuna itinayla çokdikkatetmesi gerekiyor... şiirlerinde sarsıntı olmamasını,  az ve öz yazmasını  diliyorum....

 Sarsıntılı  olan  bazı şiirlerinden örnek  olarak  adlarını veriyorum:

 “ Doğ Güneşim Doğ ( s.7 ),Değirmen Taşı ( s. 87 ), Köyüm ( s. 9 ), Bilemedik (s. 26) Oto Gar Taksi (43), Portakal Ağacı (s.53 ), Bizim Mahalleli Tombiş Emine (s. 57), Yeşil İspir ( 78 ), gibi şiirler de kimi dizelerde 11 heceli,  kimi dizelerde 12 veya 13 heceli, yazılmış şiirler vardır.Bunlara bir daha bakmasını ve gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Çünkü Halk şiirinde kendi özgü bir özelliği vardır. Bir şiir 11 heceli ise, tüm dizeler 11 hece ile bitmesi gerekir. 14 heceli ise yine tüm dizeler 14 heceli olarak bitmesi gerekmektedir.   

Sonuç olarak, Fethiye Oto Garı’nda mesleği taksicilik olan şair Nurettin Aktaş’ı ve yayımladığı bu şiir kitabından dolayı kutluyoruz. Sevgili Aktaş, şiirimizi ve memleketimizin güzel insanlarını, doğasını, kuşlarını, ağaçlarını, ormanlarını,  sosyal ve kültürel yapısını, Atatürk’ten öğretmenlerimize kadar yüreği sevgiyle dopdolu olduğunu görüyoruz. Sevgiden ve barıştan yanadır. Bundan dolayı candan tebriklerimi tazeliyor, bundan böyle daha değerli ve kalıcı şiirler, yarınlara daha  nitelikli eserler ve şiirler  ortaya koyacağına ve de yazacağına inanıyorum. Ayrıca selam ve sevgilerimi yolluyorum.

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..