BİR TARAFA YASLAN

BİR TARAFA YASLAN, KARŞIYA ASLAN

Bütünleştirmenin değerini bilmeyenler ayrıştırma üzerinden kimlik verme çabası içindeler. Kendilerince tercihleri bu yönde mi bilinmez, ancak farklılıklar üzerinden bu coğrafyada kimlik verilmeye çalışılırsa bu işten, bu sınıflandırmanın en çok kaybedeni TÜRK olur. Ve de olmuştur.

Türkiye’de adettir bir tarafa yaslan, diğer tarafa aslan durumu. Bu şekilde bir taraflılık durumu insanı aydın yapmaz, yapamaz. Olsa olsa donanımlı bir demagog veya bir tarafın işçisi yapar.

Dünyada da aslında durum pek farklı değil, dünya aydınları ülkelerinin zayıfları sömürmesinden mutluluk duyuyorlar ki bazı filozoflar ülkelerinin milliyetçileri olarak elbette aldıkları fonlarla, davet edildikleri toplantılarla ünleniyor ve yıldızları parlatılıyor. Ünlü bir yazarın kitabını basma diye direten yer altı örgütleri ile bunu bastırmak istemeyen dünyanın en modern, en batıcı, sözüm ona en demokratik ülkesinde bile bu işler, devlet çıkarlarına ters düşüyorsa engelleme ile karşılaşması muhtemelden öte kesindir. Batıda insanlar doğuya göre çok daha önce endüstrileştikleri için doğuya göre daha fazla bir gelir sağladıkları şüphe götürmez bir gerçektir. Başka bir gerçek de batının zenginleşmesinde, doğunun batı tarafından sömürülmesi ve dengenin öyle kolay kolay düzelmeyecek şekilde yağmalanmasıdır ki, önce Portekiz, sonrasında İspanya ve Hollanda ile başlayan sürece İngiltere ve Fransa da dâhil olunca ki dünyada denge tamamen batı lehine değişti ki Hollanda, Belçika bu sömürüye adları pek afişe edilmese de en iyi örneklerden ikisidir.

Batıda yer alan ve genellikle akraba krallıklar olarak nitelendirilecek devletler aslında dış politikalarında ortaktırlar. Mesele sömürme olunca, doğu Avrupa, doğu Asya,  Ortadoğu fark etmez, onlar da gayet itina ile sömürülür ki bugün doğu Avrupa da esasında batının işçisi, hammadde kaynağı ve sömürgesi halindedir. Sınır problemleri Türkiye kadar olmasa da hepsinin içinde her an ateşlenebilecek şekilde yedekte tutulan iç karışıklık malzemeleri ziyadesiyle mevcuttur… Yunanistan, Bulgaristan gibi komşularımız görevlerini yerine getirdikleri sürece kalkınmadan belli bir pay alabilen hepsi bir şekilde batı Avrupa devletlerinin sadece pazarı değil aynı zamanda düz işçisidir. Bizim durumumuz ise biraz daha karışık. Karışık olmayan ise bir tarafa aslan kesilen kediler kedi olduklarını biliyorlar. Fikir adamları da görgüleriyle, bilgileriyle, akılları ve eğitimleriyle bu planın neden dışında tutulsun?