Bir tatlı huzur...

Saatler altıyı gösteriyor. Notalarımı çantama koyup çıkıyorum evimden. Sabırsızlanıyorum bir an önce çalışmaya katılmak için... Nihayet en güzel seslerin Atakum akşamına bir müzik deryası olarak süzülen okula varıyorum. Kapıdan girer girmez o soğuk havayı dışarıda bırakıp, değerli koro üyelerinin gülüşüyle ısınıyorsunuz. Sizleri ilk olarak Muradiye Hanım karşılıyor. Kendisi emekli sınıf öğretmeni. Herşeye rağmen gülüşünü yüzünden eksik etmeyen, dudaklarından dökülen sözlerini hiç sıkılmadan dinleyebileceğiniz en zarif bayanlardan biri Muradiye Hanım. Herkesten önce o teşrif ediyor prova alanına. Ardından koronun, akşam güneşi gibi saf ama bir o kadar zarif hanımefendileri teker teker gelmeye başlıyorlar...Semra Hanım, Fatma Hanım, Mevlüde Hanım, Yasemin Hanım, Sezen Hanım, Meral Hanım, Hatice Hanım, Emel Hanım, Funda Hanım ve ismini hatırlayamadığım onlarca nadide kişi bayan. Ah keşke hepsini teker teker anlatabilmek mümkün olsa... 

Çalışma öncesi herkes adeta yıllar sonra ilkokul arkadaşına rastlamışçasına birbirlerine sarılıyorlar.. Herkes birbirinin gözüne bakarak, gerçekten içten bir merakla ''Nasılsın? '' diyor... Kimse kimseye yan gözle bakmıyor, kim ne giymiş, kim saçına ne takmış, gözüne ne sürmüş bunlar önemli değil. O akşam herkes için önemli olan, kimsenin yüzü asılmasın, kimse o güzel gülüşünden bir parça eksik kalmasın... Kimse birbirine merhaba demekten çekinmiyor. Bir kişi var ki, her sınıfın biraz hareketli ama akıllı öğrencisi olur ya, işte koronun pozitif enerji kaynağı Hüseyin Ümit Bey. Bakışlarından tutun da, cümle içerisinde kullandığı kelimelerin yerini seçip, öyle vurgular kullanıyor ki, mizahın dozunu kusursuz yapıyor.. 

Öğretmeninden tutun da, doçent doktoruna, hakimine, yüksek mühendisine kadar her sektörün emektar insanlarının, siyaseti, politikayı, sosyal görüşleri bir kenara bırakıp, yalnızca Türk Sanat Müziğinin o kulakları okşayan sıcak esintisine kendilerini bıraktıkları eşsiz bir çalışma ortamı burası. SASAD Türk Sanat Müziği korosu, insanın insana insanca davranıp, sanatı hassasiyetle sürdüren nadir insanların bir arada olduğu yer. Sayın şefimiz Ömer Umutlu' nun '' Eğer akortlarımız hazırsa başlıyoruz arkadaşlar'' cümlesinin ardından gelen o tarifi imkansız sessizlikten sonraki ambiansı anlatmak ne mümkün? 

Koroda enstrümanlarıyla eşlik eden tüm hanımefendi ve beyefendiler, çaldıkları enstrümanla arkadaş gibiler... Birbirlerini dinliyorlar, anlıyorlar ve anlaştıkları yerde çıkan ses, fasılların en kusursuzu oluyor... Takip edemeyeceğiniz parmaklar kanunda, kemanda, neyde, udda ve diğer enstrümanlarda ahenkle dans ediyor... 

SASAD ( Samsunlu Sanatçılar Derneği ) Türk Sanat Müziği korosunda bulunmaktan, özellikle bu koronun her bir üyesi ile tanışmış olmaktan dolayı onur ve mutluluk duyuyorum. Bu sıcak ortama katılmama teşvik edenlere teşekkürlerimi sunuyorum. Yazılacak en güzel şeylerden biriydi benim için. SASAD' a sevgi ve saygılarımla...