Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '09

 
Kategori
Futbol
 

Bir trabzonsporludan tanrıya dua ve teşekkür

Bir trabzonsporludan tanrıya dua ve teşekkür
 

Bir Trabzonsporludan Tanrıya Teşekkür


Birkaç hafta önce, Trabzonspor ligde başa güreşirken, şöyle dua etmiştim:

“Ey Ulu Tanrım!

Biliyorum, hissediyorum, bazen daralıyorsun olduğun yerde. Biz kulların bunca kalabalıklar içindeyken kendimizi yalnız hissedip sıkıntıdan patlarken, sen nasıl sıkılmayasın. İki çift lâf edeceğin dengin bile yok. Bir parti tavla oynamak istesen, herkes köşe bucak kaçar senden. Balığa çıksan, bütün balıklar oltana takılır, keyif almazsın. Kitap okumaya kalksan, sonunu biliyorsun, tat vermez. Filmler de öyle. Zaten Recep İvedik’i izlesen, böyle bir kul yaratmış olabilir miyim diye, sen de şüpheye düşersin...

Sıkıntıdan, ara sıra memleketimizdeki maçlara müdahale ettiğin gözümden kaçmıyor. Yoksa tam maç bitmek üzereyken, hiç olmayacak goller nasıl girer o kaleye? Bu işte senin parmağın olmadan mümkün mü?

Bu defa senden niyazım büyük...

Biliyorsun, en son 1983’te görmüştük şampiyonluğu. Kızmazsan, hesap yapayım: Tam 26 sene olmuş anlayacağın. O gün bu gündür, bir tek 1996’da yaklaştık şampiyonluğa. Onu da son dakikada kaptırdık. Bu işe bir müdahalen var ya, her neyse. Besbelli Fenerliler bizden daha iyi biliyor dua etmesini...

Bu yıl ise bir hayli iyi gidiyoruz. Lig başladığından beri hep zirvedeyiz...

Ne olur, zirvedeki yerimiz sezon sonunda da sürmeyecekse, şimdiden engeller çıkar önümüze. İyice umutlandırıp, 1996’daki gibi son anda taca atma bizi. Arifeyi gösterdikten sonra, bayramından mahrum etme.

Anlıyorum, can sıkıntısından sen de mustarip olabilirsin. Ama gel bu sene, bizi azat et, İstanbul takımlarıyla eğlen. Onlar alışıklar şampiyonluklara, bir sene yitirseler, fazla bir kayıpları olmaz.

Bak, koca bir taraftar topluluğu, yürekten inandıkları takımlarını can-ı gönülden desteklerken, gözlerini de gökyüzüne dikmiş, senden medet umuyorlar. Onların umutlarını boşa çıkarma. Hani aşağıda boş durmuyor takımımız, geceli gündüzlü çalışıyor, yeteneklerinin kat be kat üstünde gayret sarf ediyorlar. Orta sıralarda yer alsak, bizimkilerin hiçbir çabası olmasa; başında bu kadar sorun varken, boşuna vaktini almayacağımı bilirsin.

Yok, bildiğini okumaya devam edersen... Yine son haftalarda şampiyonluğu kaybettirirsen bize... Sana tehdit sökmez ama yine de aklında bulunsun yapacaklarım.

Aptes alıp caminin kapısına kadar gelip, orada yellenerek bozacağım aptesimi...

Ramazanda, her gün, ezana on saniye kala bozacağım orucumu. Son anda kaybetmenin ne olduğunu bir de sen tadasın diye...

Hacca gitmek için atlayacağım uçağa, Suudi Arabistan’da terminalden çıkmadan, ilk uçakla geri döneceğim.

Kurbanda, senin uğruna bir ineği kurban olarak yatıracağım yere. Tam bıçağı çalacakken, keseceğim iplerini, azat edeceğim. Gör bakalım, tam ağlara gidecekken, kalecinin kıçına çarpıp dışarı çıkan top ne demekmiş...

Bunlar şakaydı elbette ulu Tanrım. Bazı yöneticilerimiz gibi olmadığını, şakadan ve mizahtan keyif aldığını biliyorum. Yine de sırf göz korkusundan, sadece niyaz ediyorum, bizimle kafa yapma, ne olur.”

Ey Ulu Tanrım!

İşte bu duamı kabul edip, bitime on hafta kala, Gaziantep’e 3-2 kaybettirerek lige havlu attırdığın için... Boşuna heveslendirmediğin için... Hayalden uyandırıp boyumuzun ölçüsünü aldırdığın için... Bu takımdan ve teknik direktörden bir cacık olmaz diyenleri doğru çıkardığın sana sonsuz teşekkürler...

 
Toplam blog
: 173
: 2173
Kayıt tarihi
: 03.10.07
 
 

1958 Trabzon doğumlu. Darüşşafaka Lisesi ve M.Ü. Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu. Yazdığı kitapla..