Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '10

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Bir turist, aynı yere ikinci defa gelmez!

Bir turist, aynı yere ikinci defa gelmez!
 

Marmaris'te, Orange güzeli seçtik. Saçları ile tipik Audey Hepburn'a benzemiyor mu?


Marmaris’in Aktaş’taki Yalancı Boğaz, yepyeni bir turizm sahası. Henüz buraları çok bakir. Belli başlı 4-5 plajlı sayfiyelik restoranlar sıralanmış kıyılara. Karşıda ise, Marmaris, inci gibi dizili, uzaktan görülüyor.

Türkiye’den İngiltere’ye, dört kişinin Devlet tarafından tahsile yolladığı, şimdi ise mesleğinde tek kalan İsmail Zengin adlı turizm ihtisas sahibiyle oturduk, “turizm” konuşuyoruz.

Biraz dertli. İngiltere ile uyumsuzluk yaşıyormuş bunca yıldan sonra. Oranın ölçüleri ile buranın ölçüleri arasında derin farklar halen sürmekte imiş. “ Neden Türkiye’de böyle olmasın, derli toplu ve istikrarlı?” diye soruyor.

Milli Eğitim ve Turizm Bakanlığı, müştereken yolladığı kursiyerler, önemli görevler üstlenmişler Türkiye’de ama, “maalesef sayıları yeterli değil.” diyor, İsmail Zengin.

Devamla da “Turgut Özal zamanında bin kaymakam, İngiltere ve Avrupa’daki ailelerin yanına dağıtılmıştı, mezun olduktan sonra. Hem dil öğrenecekler hem de yemek kültürünü. Kısa bir devreydi ama, başarılı oldu kaymakamlar. Turistik yerlerde görev yaptılar.” diyor Zengin.

Bilindiği gibi de İçmeler Belediye Başkanı da Özal tarafından beraberinde bir turistik seyahat yapmış, bilgi dağarcığını genişletmişti. O şahıs halen İçmelerde Belediye Başkanı ve edindiği gözlemleri, aynen “İçmelerde uygulamış”. Örnek bir kentimiz olmuş. Marmaris’i üçe beşe katlar hale gelmiş.

İsmail Zengin, şimdi Orange adlı restaurant’ında karısı İlkay ile birlikte çalışıyor. Büyük şehirlere taşınma hevesi var. Bir yıl da Almanya’da Şarap ve içki konusunda tahsil yapmış.

Saçını Aktris Audrey Hepburn gibi kestirmiş, Harp ve Sulh filmiyle zirveye çıkan sanat aynı sanatçıya benzeyen Kristie isimli kızı, oy birliği ile, “Orange” güzeli seçtik. Kendisi, İrlanda’da aerobic öğretmeni. Yaş 21 henüz, çiçeği burnunda. Marmaris’i sorduk kendisinden. İlk defa geliyormuş, çok beğenmiş. Seneye tekrar gelecekmiş. Ki, bir turist, aynı yere ikinci defa gelmez! Ama “neden reklamınız yok afişlerde” diye soruyor. Biz de ilgililere soruyoruz. Neden broşürler çabuk tükeniyor? Neden zamanında broşürler ilgili müdürlüklere verilmiyor. Neden dış temsilciliklerimiz uyuyor? Hala başı fesli, şalvarlı, poturlu upuzun sivri bıyıklı, kalkanlı, kılıçlı reklamlarımız neden devam ediyor? Neden “ Hindi” manasına gelen TURKEY’ de ısrar ediliyor? Sorulacak çok şey var aslında. Kızın bunlar, ı bilmemesi lazım bir bakıma da.

Bunlar nerden aklıma geldi birden? Epey oluyor. Turizm Bakanlığının koskoca Tanıtma Genel Müdürü, Marmaris’e ayak bastığında, yanındaydım. “Marmaris ne kadar güzelmiş” deyişini hatırladık. Adam, meslek hayatında genel müdür olarak hep koltuğunda oturmuş onca yıl. Yurdu tanıma fırsatı bulamamış.(!) Ancak emekli olmayı beklemiş garibim! Sonra da yollara çıkmış, iyi mi?

Ört ki ölem!

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..