Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '14

 
Kategori
Futbol
 

Bir üçten büyük olabilir

Bir üçten büyük olabilir
 

“Bir çocuk yetmez, en az üç çocuk olmalı”! Bu bir bakış açısıdır. Bu bir anlayıştır/zihniyettir. Üç elbette birden büyüktür. Matematikte bu büyüklüğü kabul eder. Görecelik yok gibidir.

Ancak, matematik yaşamın yalnızca bir boyutu. Yaşamın çeşitli boyutları olduğunu biliyoruz. İşin içine, insanlık tarihinin lokomotifi olan sosyal bilimleri de katarsak büyüklüklerin karşılaştırılması konusunda farklı sonuçlara varabiliriz.

Salı akşamı milli takımlarımız üç önemli maça çıktılar.

İlk maçta U 21 futbol milli takımımız, grubunun son maçında İsveç ile deplasmanda oynadı. Kazanması halinde tarihimizde ikinci kez U 21 takımımız Avrupa Şampiyonası finallerinde yer alacaktı. Hem de deplasmanda üç gol attıkları halde kazanamadılar ve elendiler.

Maçkolik sitesine göre, sahaya çıkan kadroların ilk 11 değerleri: Türkiye: 21.050.000 EUR, İsveç: 9.200.000 EUR.

Günün ikinci maçımızda ise son saniyelerde attıkları basketler ile maçları lehine çevirerek Dünya Şampiyonası’nda çeyrek final maçına çıkmaya hak kazanan takımımız Litvanya’ya yenildi. Onlar da elendiler.

Günün üçüncü maçında ise milli futbol takımımız İzlanda ile grubunun ilk maçında karşılaştı.

Maçkolik sitesine göre, sahaya çıkan kadroların ilk 11 değerleri: Türkiye: 137.500.000 EUR, İzlanda: 23.500 EUR.

İzlanda’nın nüfusunu merak edip internette araştırdım. 320.000 olduğunu öğrendim.

Şimdi, yukarıda verdiğim rakamlara baktığımızda, matematikte büyük olarak kabul edilen rakamların dün gece büyük olmadıklarını gördük.

Ya da başka bir deyişle EURO cinsinden olan bu rakamsal büyüklükler bize göründüğü şekliyle sahaya yansımamıştı.

En acısı da 320.000 sayısının, 76 Milyon’dan büyük olduğunu görmemiz oldu. Bizi yönetenlerin işaret ettiği, “en az üç çocuk yapacaksınız” öngörüsünün Dünya gerçekleriyle uyuşmadığı, o düşüncelerin aslında yüzeysel görünenin ardında başka emellere hizmet edeceği bir kez daha test edilmiş oldu. Bir kez daha görüldü ki nitelik, nicelikten üstündü. Yani anlaşıldı ki, “bazen, bir üçten büyüktür.”

Bu maçlar oynandı, sonrası, her zaman olduğu gibi, gerçeklerden uzak olan tamamıyla öznel değerlendirmelerle bir hafta gündem olarak bu konular ülkemizde konuşulur. Konunun uzmanları tarafından gerçeklerin üzeri örtülür ya da gerçekler ile yüzleşmekten özellikle kaçınılır.

Sıradan vatandaşımız ise evinde, kahvede, arabasında Orhan Gencebay abisinin “kaderimin oyunu” şarkısını müzik çalarından dinleyerek, yaşadığı hayal kırıklığını atlatmaya çalışır.

Peki nasıl böyle sonuçlar ortaya çıktı? İsveç, Litvanya, İzlanda en iyi yaptıkları bir şey olan mücadeleyi Türkiye karşısında da sergileyerek; evelemeden, gevelemeden, başka maceralara da girmeden bizim karşımızda başarıyı elde ettiler.

Biz ne yaptık?...

Geçmişte Almanya’da yaşayan Türkler ile ilgili bir araştırma yapılmıştı. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, Almanya’daki yurttaşlarımızın Almanya’da yaşarken, yerlere çöp atmama, tükürmeme, kırmızı ışıkta geçmeme, diğer trafik kurallarına uyulması vb. toplumsal konularda bir Alman kadar disiplinli oldukları, kurallara uydukları tespit edilir.

Aynı Türk insanlarının büyük çoğunluğunun Türkiye’ye giriş yaptıkları andan itibaren, Almanya’da uydukları aynı kurallara Türkiye’de uymadıkları tespit edilir. Birebir yapılan görüşmelerde sosyal bilimciler tarafından bunun nedenleri araştırıldığında, Türk insanının Almanya’daki tutumlarının tümüyle bir davranış kalıbında olup şekilsel olduğu, o tutumları aslında benimsemedikleri/içselleştirmedikleri görüşü bir rapor olarak sunulur.

Durum bu. Türk insanının benimsemediği/ içselleştirmediği, çağımızda bireylerin uymak zorunda bırakıldıkları sosyal, toplumsal davranışlar konularındaki Türk insanının eksiklikleri, yetersizlikleri nedeniyle; ne yazık ki toplumumuz birçok alanda çağın gerisinde kalmaktadır.

Başarıya giden yolun temel taşları olan: doğru ve etkili verilen bir temel eğitim; bireysel ve toplumsal disiplin anlayışına sahip olmanın sağlanması; erdemliliğin toplumda öne çıkarılması; sosyal, kültürel ve kişisel becerilerin geliştirilmesi için insana yatırım yapılması konularında sahip olduğumuzu düşündüğüm bu vb. eksikliklerimizi giderdiğimizde, bu ülke ve bu toplum hak ettiği daha güzel seviyelere ulaşacaktır.
 

 
Toplam blog
: 10
: 252
Kayıt tarihi
: 17.09.10
 
 

Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi 1984 mezunuyum. Ayrıca, AÖF Sosyoloji ve İktisat bölüml..