Bir Ülke Çöküyor

Ekonomi çöküşte; döviz fiyatları hayal bile edilemeyecek derece de yükseldi ve hızla yükselmeye devam ediyor. Altın fiyatları dudak uçuklatıyor. O zaman yastık altındaki dövizlerimizi, altınlarımızı bozduralım haydi. Ama şu saatten bu çöküşe engel olmak çok zor görünüyor. Yavaş yavaş değil aksine süratle çöküyor ekonomimiz. Hazine Bakanımızın açıklamaları da hiç ümit vermiyor sadece avuntu gibi geliyor. Peki biz buraya nasıl geldik. 2010 yılında 1.50 TL olan şuanda 7 TL'ye göz kırpmış durumda. Hele ki şu durum da gelecek hafta 7 TL'yi görmesi hiç de şaşırtıcı bir durum değil. Peki biz buraya nasıl geldik; Ülkemiz 2010 yılından bugüne ne değişti. Bir düşünün yeni sürücüsüz otomobiller üretildi, tablet ve dokunmatik telefonlar hayatımıza girdi, sağlık alanında birçok yenilikler ortaya çıktı, sosyal medya platformları değer kazandı, üç boyutlu yazıcılar, insansız hava uçakları ve bunlar gibi devrim niteliğinde birçok gelişme yaşandı. Peki bunları aklınıza getirdiğiniz zaman hangi alanda Türkiye'yi sıralamaya koyabilir ve diğer ülkelerle karşılaştırabiliriz; neredeyse hiçbir ülkeyle karşılaştıramayız teknolojik açıdan çok geride bir ülkeyiz bu da ekonomimizi kötü etkiliyor. İhracat değil ithalat yapıyoruz, ürettiğimiz hiçbirşey yok, sadece tarım alanında dış ülkelere ihracat yapıyoruz fakat bu da bir yere kadar. Yani sözün kısası yeniliklere açık bir ülke değiliz ve üretmiyoruz aksine fazlasıyla tüketiyoruz bu böyle devam ettiği sürece ekomik çöküşümüz ister istemez devam edecektir. Teknolojik gelişmeleri benimsemek ve de üretmeye başlamak bu ülke için şu an da yapılacak en doğru ekonomimizin düzene girmesini istiyorsak üretmek zorundayız. Bir düşünün telefon üretiyoruz, bilgisayar üretiyoruz, araba üretiyoruz, tıp aletlerini dış ülkelerden almıyoruz aksine dış ülkelere satıyoruz, teknolojik alanlarda çok üstün durumdayız. İşte bunlar ülkemiz için gerekli şeyler. Hayal değil aslında bunlar sadece yapmıyoruz, yapmak istemiyoruz hazır yiyici bir millet olduk. Emek vermeden de bir ülke kalkınamaz. Şu an yaptıklarımız öleceğini bilip de kendisini avutan birinin yaptıklarını gibi. Neden tedavi etmek varken tüm çarelere başvurmak varken sadece hayal edip ölümü bekleyelim ki...