Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir ülke mi, bir şehir mi? İstanbul!

Bir ülke mi, bir şehir mi? İstanbul!
 

Adrese dayalı nüfus kayıt sistemine kapsamında yapılan Türkiye nüfus sayımına göre Türkiye’nin nüfusu 70 milyon 586 bin 256 kişi olarak açıklandı.[1] Türkiye nüfusunun yaklaşık 35 milyonun kadınlar oluşturuyor. Çok az fark da olsa, Türkiye’de erkek nüfus, kadın nüfusa göre daha fazla.

Hepiniz tahmin edersiniz ki, Türkiye’de en kalabalık nüfusa sahip il İstanbul. İstanbul’un nüfusu tam olarak 12 milyon 573 bin 836 kişi. Yani dünya üzerinde var olan birçok devletten daha fazla nüfusa sahip bir şehir…

İstanbul’un nüfusu birçok Avrupa Birliği ülkesinden daha fazla: Avusturya yaklaşık 8 milyon, Belçika yaklaşık 10 milyon, Danimarka yaklaşık 5 milyon 300 bin, Portekiz yaklaşık 10 milyonluk nüfusa sahip. Ayrıca İstanbul’un nüfusu, komşumuz olan bazı devletlerden de daha fazla: Bulgaristan yaklaşık 7 milyon 500 bin, Yunanistan yaklaşık 11 milyon 200 bin, Gürcistan yaklaşık 4 milyon 500 bin, Ermenistan yaklaşık 3 milyon… Dünyada var olan büyük-küçük devletlerin birçoğunu da inceleyecek olursak, İstanbul’un ne kadar büyük bir şehir olduğunu daha iyi anlamış oluruz.

Taşı-toprağı altın şehir: İSTANBUL. Eşsiz tarihi dokusuyla, hemen hemen her dinden insana rastlayabileceğiniz insanlarıyla, muhteşem boğazıyla ve hayat karmaşasıyla… Kim ne derse desin, bence İstanbul dünyanın en güzel şehridir. İstanbul’da yaşamıyor olmama rağmen şunu rahatça söyleyebilirim ki; İstanbul, her şeyiyle güzel ve ne pahasına olursa olsun, yaşanılacak bir şehir.

İstanbul’u anlatmaya kelimeler yetmez. Galata köprüsünde balık tutmak ya da balık-ekmek yemek… Tophane’de nargile içmek… Taksim’e çıkıp aradığınız her türden eğlence ortamını görebilmek… Alışveriş Merkezlerine gidip, dilediğiniz gibi alışveriş yapmak… Sultanahmet’e gidip köfte yemek… Yeni Cami’nin önündeki güvercinlere yem atmak… Vapura binip arkanızdan gelen martılara simit atmak… Eşsiz tarihi mekânlara gidip, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihteki büyüklüğünü gözlerinizle görmek… Boğaz köprüsünden araçla geçerken, köprünün altından geçen gemileri seyretmek… Boğaz manzaralı bir mekânda oturup, İstanbul boğazının güzelliğinde hayallere dalmak…

İstanbul… Yaşanılası şehir… Her şey sana yakışıyor. Geçmişte dünyaya başkentlik yapmak sana nasıl yakıştıysa, bugün de Türkiye’nin en büyük, en çekici, en gizemli ve her konuda “en şehri” olmak sana yakışıyor. Suç oranı fazlaymış… Trafik keşmekeşi varmış… Su sorunu baş göstermek üzereymiş… Varsın, bazı sorunlarında olsun. Lakin bu söylenen sorunlar, nüfusu senden az olan ülkelerde de yaşanıyor.

Her şey sende daha başka yaşanıyor, İstanbul. Aşk… Aşk, İstanbul’a yakışıyor. Tutku… İstanbul’da manasını buluyor. Güzellik… İstanbul’un güzelliği karşısında, sözüm ona, gözde Avrupa şehirlerinin ışığı birer birer sönüyor. Hayat sende daha anlamlı… Nefes almak seninle güzel…

İstanbul’u anlatmaya kelimeler yetmez. Varsın, nüfusu 30 milyon olsun… Yine de İstanbul’dan vazgeçmem. Yine de İstanbul’u severim. Yine de İstanbul’da yaşamak isterim. Yine de İstanbul’da ölmek isterim.

Daha ne söylenebilir ki İstanbul hakkında? Daha nasıl anlatılabilir? İstanbul, dünya üzerinde var olduğu müddetçe, İstanbul’dan daha güzel bir şehir görebileceğimi sanmıyorum. İyi ki varsın İstanbul, iyi ki Türkiye’nin en büyük şehrisin.

[1] http://www.milliyet.com.tr/2008/01/21/son/soneko05.asp, 21.01.2008

 
Toplam blog
: 44
: 1133
Kayıt tarihi
: 10.12.07
 
 

Karadeniz Teknik Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Kitap okumayı, yazı yaz..