Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '17

 
Kategori
Güncel
 

Bir Ülke nasıl batırılır...

Bir Ülke nasıl batırılır...
 

Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları – John Perkins

 “Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız. Sonra onlara arabalarımızı satarız. Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle. O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi “ASLA” o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton. Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbirşey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler. Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; “Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın…” Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz. Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir.”

Yukarıda okuduğunuz paragraf yeni yazıimış bir paragraf değildir. John Prekins bu satırları 2005 yılında yazmıştı. Sonra ne hikmetse Türkiye’ye konferans vermeye davet edilmiş, bir yandan sözde bazı ABD şirketlerini zemmederken Recep Tayyip Erdoğan’ı övmüştü. Bir soru üzerine ABD başkanlarının birer kukla olduğunu keşke Recep Tayyip Erdoğan gibi birinin başkan olmasını istediğini belirtmişti.

Daha sonrada ülkemizdeki dev kalkınma hamleleri start aldı. Dev hava alanları, yollar, binalar, binalar… Yani kalkınmada getirisi olmayan veya çok az olan yatırımlar. Tabii dış ve iç borçlar her yıl rekor artarak büyüdü.

Para edecek ne kadar şirketimiz varsa satıldı. Yap – İşlet – Devret dediğimiz modellerle adeta ülkemizden yabancıların cebine para kanallar açıldı. Aldığımız borçlar o kanallardan hızla yabancılara geri dönüyor.

Perkins ABD nin bağlı olduğu dört şirketten bahsediyor. Doğrudur. Dünyayı yöneten oniki şirketin dördünün merkezi ABD dedir. Bütün dünyaya yayılmış olan bu şirketler, bir yandan birbirlerine rekabet yaparken, diğer yandan da sıkı bir görüş birliği içindedirler. Etkileri altındaki bütün ülkelerde her türlü siyasi ve ekonomik hareketi onlar düzenler, iktidar değiştirir, darbe yapar, seçim satın alırlar. Her türlü ahlaksız komploları CİA, MOSAD gibi kuklaları ile kurdururlar. En istemedikleri şey ulus birliği ve üniter devlet yapısıdır.

Bir örnek verelim. Trump efendi göçmenlere yasak koymaya kalktı, onaltı eyaletin savcıları birleşip kınadılar. Bu sadece bay Turump için bir uyarıdır. Göreceksiniz Turump geri dönecektir. Üniter bir devlette bu olmaz. O yüzden bütün üniter devletleri federasyona çevirip başlarına bir kukla başkan koymaya çalışırlar.

Peki, bu zehrin bir panzehiri yok mu? Var tabii. ATATÜRK’ün ekonomi ve siyaset politikaları. Denenmiş, başarılı olmuştur. Seçim bizimdir.

İzmir 30.01.2017

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..