Bir ülkenin sadece kamu borçları yada toplam GSYH'si tek başına bir anlam ifade etmez...!

Bir ülkenin kamu borçlarının düşük olması veya bir ülkenin borçlarının o ülkenin toplam GSYH’sine oranının düşük olması o ülkede ekonomik durumunun iyi olduğu anlamına gelmez.

 Bir ülkenin borçları bir bütün olarak incelenir. Çünkü devletler borçlarını o ülkeden topladıkları vergiler ile öder. Bankalar aldıkları sendikasyon kredilerini o ülkede dağıttıkları kredilerden aldıkları faizle öder. Özel sektör aldıkları kredileri yine o ülkeden sağladıkları kârla öder.

Yani bir ülkenin borçları yine o ülke halkının sırtından çıkar. Başka yerden çıkmaz. Gökten zembille inmez. O yüzden kamu borçlarının düşmesi yâda düşük gösterilmek için yapılan birtakım mali oyunlar kimseyi aldatmasın.

Önemli olan bir ülkenin toplam borç yüküdür.

Bir ülkenin toplam borçlarının toplam GSYH'ye oranla düşük olması da o ülkenin sosyoekonomik yapısını bilmeyenler için yanıltıcı olabilir.

Şöyle ki, O ülkedeki bankalar hangi gelir gruplarına daha çok kredi vermektedir? Ülkenin mali yükü daha çok hangi gelir gruplarının sırtına binmektedir? Bu durumda o toplum gruplarının ülke GSYH’sinden aldıkları pay ne kadardır?

 İşte gelir dağılımı son derece bozuk ve ülkenin mali yükünün ağırlıklı olarak aylıkçı kesimlerin sırtına bindiği ülkelerde o ülkelerin toplam GSYH’si sizi yanıltacaktır. Zenginin geliri ile fakirin gelirini toplayarak bir sonuca varamazsınız.

Örneğin Türkiye’deki bankalar dağıttıkları kredilerin % 38 ini geliri aylık 1000 TL nin altında olanlara, % 37 sini ise geliri aylık 1000-3000 TL arasında olanlara vermektedir. Bu durumda bankaların yurt dışından sağladıkları sendikasyon kredileri bu gelir gruplarının sırtından çıkacaktır.

Türkiye’nin devlet borçları da vergi yükünün önemli bir kısmının bindiği aylıkçı kesimlerin sırtından çıkacaktır. Başka bir yerden çıkmayacaktır.

Bu durumda yukarıda verdiğim örneklerdeki gelir gruplarının gelir durumları göz ardı edilerek ülkenin toplam GSYH’si ve sadece kamu borçları temel alınarak yapılan değerlendirmeler bir anlam ifade etmez.

Sadece bazılarını avutmaya yarar ki zaten yapılanda budur.

AHMET ELDEN