- Kategori
- Deneme
Bir umut doğabilir
Televizyonu her açtığımda haberlerden uzaklaşmak istiyorum…
Her gün onlarca ölüm haberi yankı buluyor…
Ölüm haberlerinden başka bir şey konuşulmaz olmuş. Ne kadar acı da olsa gerçek maalesef bu.
Artık haberleri izlemeye gönlüm el vermiyor. Mutluluk yerini kaosa bırakmış. Her yerde ölümün sesi yankılanıyor. Durdurulamaz bir hal almış…
Çözüm önerisi yapılıyor ama henüz bir çözümün getirildiği bir konu görünürde yok.
Hayat yine her gün aynı şeyleri tekrar edip duruyor. Yine ölüm , acı, gözyaşı ve hüzün. Kara bulutlar sarmış dünyanın üzerini. Yok olmanın eşiğinde yaşıyoruz.
Küçük bir adım gerekiyor sadece.
Ne zaman bu adım atılacak? İlk adım atılabilecek mi?
Bunu başarabilirse dünya, kirlenmiş bedeninden bir nebze de olsa arınabilecek. Bekliyorum, umutla bekliyorum o zamanı.
Her gün yaşanan dramların biteceği günü görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Umarım bu bekleyiş daha uzun sürmez. Çünkü büyük bir karanlık yaklaşıyor ve yavaş yavaş dünyanın üzerinde hakimiyet alanını genişletiyor.
Bir gün dünya o karanlığın esiri olursa kurtulmak ne mümkün? Herkes aynı şeyi diliyor benim gibi, bir umut belirse de yüreklerde sonuç hüsranı doğuruyor ve karanlığın yaklaşılması seyrediliyor.
Yakın bir zaman sonra korkarım ki var olan bu umutlarda yerini karanlığın yüreklere hapsedeceği korku ve endişeye bırakacak…
Tüm bu olanlar, acının ne kadarda ileri gittiğini göstermeye başladı.
Ama yine de umuda tutunanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Hiçbir şey başaramazsa kurtuluşu belki o zaman bu umutlar yeni bir dünya yaratmak için ilk adımı atabilir.
Zaman ilerliyor ama her şey yine tekrarını sürdürüyor.
Değişim diyoruz hepimiz ama ne için olduğunu söyleme cesaretini kimse kendinde bulamıyor…
Televizyonu her açtığımda haberlerden uzaklaşmak istiyorum. Dayanamıyorum ölümün sesini duymaya. Boşa akıp giden göz yaşlarını görmeye, acıyı hissetmeye dayanamıyorum.
Yaşam ve hayat…
Bizler için hangi sürprizleri hazırlıyorlar?
İnanmak istiyorum her şeyin düzelebilme imkanına… Atılacak olan bir adım bir çok yaraya merhem olabilecek. Yeter ki istesin insanoğlu. Yeter ki dünyayı çepeçevre kuşatan bu karanlığı kovma gücü içinde hareket edebilmeyi istesin.
Belki o zaman acı yerini şen kahkahalara bırakabilir?
Zaman…
Aydınlığı mı yoksa karanlığı mı seçtiğimizi gösterecek olan yaşamın merkezi…