Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '13

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Bir Vali'ye Açık Mektup...

Bir Vali'ye Açık Mektup...
 

Vali Savur. Yaptığı iş, "hem mesleğe, hem gazetecilere" ısınıyor.


Çocukluğumun ve gençliğimin; en renkli anlarını yaşadığım Bartın’a ve  kadirşinas  halkına, hala daha sevdalı olarak, İzmir’de olmama rağmen, oradan ve onlardan  kopamadım. Yıllar yılıdır…

“Bartın bi seda’du, onu seslendirenle bilü, / Bartın bi  ürya’du, onu görenle blü / Bartın bi  hayat’du, onu görenle bilü, / Bartın bi sevda’du, onu çekenle blü / Bartın bi  mabet’dü / Orda ibadet edilü”

diye diye bu günlere geldik.Böyle olunca da ister istemez etrafımızı tanımak, olup bittilere kulak vermemiz, bir “hak” oluyor.

Herkes gibi, yeni Bartın Valisine, “hoş geldin’e” gittim. Ayrılırken de, herkese yapıldığı gibi birlikte çektirilen resim, zarf içinde  bize verildi. Sonradan baktık resme. Işık hataları vardı. Kullanamadım resmi. Yıllarca gazete fotoğrafçılığı da  yaptım. Hayat  Mecmuasının Türkiye çapındaki yarışmasında 2 nci olmuş biri olarak, resimden anlardım tabi. Resmi beğenmediğimi söylemek, vazifemdi.

Bartın Valisi Savur ( altta,)  klişesini ıslak olarak gördüğünüz bu notu, kendi eliyle yazarak, beni İzmir’deki Fuara davet ettiydi. Zira Bartın tanıtılacaktı. Koşa koşa gittim. Bu gün de tam 1 ay oluyor. . Vali Yardımcısı Erdoğan Özdemir Bey yükleniyor bu tanıtımı diye düşündümdü. Bir de baktım Bartın Valimiz de gelmişler. Sürpriz oldu. Sevindim. O hızla Vali Beye, “Eşinizle birlikte  resminizi çekebilir miyim? “ dedim. Yüzü asık olaraktan “Hayır” dedi ve kaşları da çatık olarak ekledi. “Google’dan alırsınız” diyerek kestirip attı. Anlayacağınız bu Vali, " kaşıkla veriyor, sapıyla da göz çıkarıyor" olmalı. 

Hem davet et, hem görmezden gel,  kaşıyla, gözüyle bizi Google Amcaya havale et. Bartını tanıtmak için İzmir’lere gel. “Resim” denilince de, yan çiz! Bu ne iş?! Bir mana veremedik doğrusu

Bir bit yeniği mi var?” diye, mecburen düşünmeğe başladık. Bartın Gazetesi Sahibi Esen Aliş bey, şöyle teşhis koydu bu olaya: “ Tabi sen,  onların verdiği resmi beğenmediğini söylersen, böyle olur. Vali Bey seni pişti yapmış!” dedi.

Aliş Bey espritüel bir dosttur. Ama Vali böylesi bir “hissi davranış” içinde nasıl bulunabilir. Kamu hukuku okumuş bir insan, böylesi eğilir mi?!  İhtimal veremedik. Pişti’yi, pişpiriği duyardım amma, bu işe uyarlanabileceğini, aklımdan bile geçirmezdim. E, o halde? Bir dahaki, karşılaşırsak sorarız elbet:  “ Sahi o, pişti miydi” diye.

Tabi bir mana vermemekle birlikte, duruma üzüldük. Ama, bakıyorsunuz ki, aynı vali: “ Herkese kapım açık. Telefonum açık.  Her an bana ulaşabilirsiniz. Cep telefonum herkeste”  diye beyanatlar veriyor. Sarmaş dolaş resimleri çıkıyor. Açıyorsunuz telefonu, ilgisiz adamlar çıkıyor karşınıza.  Cep telefonu müstahdemin cebinde ne arar?!? Herkese ayrı ayrı mavi boncuk mu veriliyor yoksa?!

Mesele, fotoğraftan açıldı. Milliyet Internet Medyasında yayınlanan her fotoğraf, dünyaya yayılıyor. Milyonlara ulaşıyor. Arama motorlarına giriyor. Araştırmacılara konu oluyor. Literatürü ise katlanarak çoğalıyor. Ta ki siz silinceye kadar. Taaaa ki, ahrete  kadar.

İstediğimiz ikilinin fotoğrafını  basına  ulaştırabilseydik,  ”Savur çifti olarak Bartın’lıların yanında ve kalbindeyiz” incelikli bir tavır olacaktı. Valimiz, bu tavrı, bu eda'yı, bu inceliği, bu mizanseni kavrayamadı.

Onların bizim objektifimize bakmaları, “Bartın’a ve Bartın’lılara bakmak” demekti. Ama, bakmak istemedi. Bizi başından savdı Bay Savur. İşte, işin  "püf" noktası burasıydı.... Bir insan bir yeri temsil ediyorsa, temsil hakkına sahipse, isteklere “ çekil oradan, yıkıl git karşımdan “  manasında  tavır takınamaz, görmemezlik edemezler.

Biz, özü sözü yakışıklı valiler arıyoruz. Biz, Bartın’a yakışacak valiler istiyoruz. Kaptanın iyisi, dalgalı denizde belli olur. İletişimde dalgalanmalar olursa, bu bozukluk telafi edilmelidir diyoruz. Kısacası  kaptanı usta olmayan gemiye her rüzgar, kötüdür diyoruz. Valinin bu  yakışık olmayan hallerini, düzeltmesini bekliyoruz.

İnsanları kırdığını, basını ürküttüğünü, esasında kendisi de biliyor. İnsanlara şüpheci yaklaşıyor. O teftiş gözlüğünü, bir türlü çıkaramıyor gözünden.  Aynı valinin, dün Bartın'daki  Hotel Grand Astra Otelinde verdiği  “ Basın çalışanlarının günü”  münasebeteiyle verilen yemeğin ana teması, zahiren buydu zannederim.. Oradaki arkadaşların bir kısmı, öteden beri  Valinin basına“soğuk ve uzak” durmasını istemiyorlardı. Vali, zeki adam. Bunu, bir yemek imajıyla derhal değiştirdi karşı bir atakla.

Şimdi…. “Google’a  bak” dendi ya.  Bu sözlere uyup resimlerini dediği yerden aradık Bay ve Bayan Savur’ları.. Gördük amma, asık yüzleri vardı o karelerde.  Beğenmedik. Bizim çektiklerimizi de gördük. İşte Bayan Savur’ların fotoğrafları, ( en  aşağıda.) Resim çekilirken haberleri belki de yoktu.  Zannederim, onların ikili olarak basında böylesi  sempatik resimleri, ilktir,  enderdir. Biz, her yerden güzellik ve asalet aksın istiyoruz. Kendilerinden istediğimiz, “özel” resimdi. O resimlerin yüzü, Bartın ve Bartın’lılara dönük olacaktı. Resimleri yayınlanınca, resimler, Bartın  kokulu olacaktı. Bartın’lılar idarecilerini, kendi güzel gönülleri gibi “güzel” olmasını beklerdi.

Denilebilir ki,  her idarecinin kendine has çözüm tarzı, üslubu vardır. Buna tabii ki kimse karışamaz. Her yiğidin bir yoğurt yeyişi  olduğu gibi. Ama yoğurt yerken etrafa sıçratmamak gereklidir. To be, or not to be.

Valimizi biz, öpücüğü bol, kolları sevgiyi bütünüyle saracak kadar uzun ve sımsıcak biriisi olarak gördük. Bu manzarayı görenlerin şaşkınlığına aldırmayın siz. Bir siyasi ile  bir vali öpüşemez mi? CHP M.Vekili Rıza Yalçınkaya, "bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?" dedi mi ? Duydunuz mu?  Duymadınızsa, demek ki öyle demedi. Ne var ki bunda?  Di mi? (Res:1)  Çocukları baş tacı edecek kadar sevecen tanıdık. Valiyi: (Res: 2)

Her şehrin gönlünde, kendi ilinin valisi yatar. Onları sıcak kalplerinde muhafaza eder. Hünerlerini göstererek, halka olabildiğince yakın görünürlerse, ömür boyu sevgi ve saygı ile anılırlar. (Res: 3- Eski Vali İsa Küçük ve eşi, halkın içinde imece’de mısır soyuyorlar)

Sayın Bartın Valisi, şüpheci ve hissi tavırlarını törpülemelidir. Etrafına, eski mesleğinin “teftiş gözlükleri” ni çıkararak bakmalıdır.

Sayın Bartın Valisi, bu memleketteki  sevenlerine  saygı duymalı ve kırmamalıdır.

 Bartın ve Bartın’lıların kendisinden çok beklentileri  vardır, unutmamalıdır.

 “2013 yılı, benim yılım olacaktır”  diyen Valimize başarılar dileriz. Ve de  gözümüzün  “üzerinde” olduğunu da, söylemek isteriz.  

  

 

 

 

  

 

 

   

  

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..