Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '17

 
Kategori
Söyleşi
 

Bir Varmış, Bir Yokmuş …

Bir Varmış, Bir Yokmuş …
 

Judith Malika liberman, M.Haluk Yalçınkaya


Bir varmış, bir yokmuş, zamanın birinde arkadaşımla buluşmak için evden çıktım, radyoda güzel bir müzik dinlemek için radyo kanallarını gezerken NTV Radyo'da bir kadın tatlı bir aksanla masal anlatıyordu. Ben masal okumayı severim, ama ilk defa annemin dışında birinden bu kadar tatlı masal dinledim, arkadaşın yanına zamanında varmama rağmen program bitene kadar dinledim,  beklettiğim için arkadaş biraz kızdı ama trafik bahanesini kullanarak gönlünü aldım...

İnsanlık kadar kadim bir gelenek olan masal anlatma ve yazmak herkesin hayatında bir iz bırakır. Eminim herkesin beğendiği bir masal vardır. Benimki "Martı" diye bir masal hikaye kitabı tavsiye ederim. Masallar, özellikle bizim tarihimizde ve geleneğimizde çok önemli bir yer tutar.

Masallar, genellikle ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen çoğunlukla olağanüstü durum ve olayları gene kahramanlara bağlayarak anlatan halk hikayeleridir. Masallarda  iyilik - kötülük, doğruluk, haksızlık, alçakgönüllülük, kibir, ...gibi zıt kavramların temsilcisi bireylerin savaşı ya da mücadelesini  aynı zamanda insanların güç mücadelesini anlatır, bazen olaylara cinler periler hatta bazı masallarda devlerde maceraya karışır. Masaların zamanı yoktur genelde "Bir Varmış, Bir Yokmuş" diye başlar ve "zamanın birinde" diye devam eder.                                                                                         

Türk masal tarihinde, ilk Tanzimat dönemi Ahmet Mithat ile başlar sonra; Ziya Gökalp, Eflatun Cem Güney, Orhan Veli Kanık, Cahit Uçuk, Halil Aytekin, Bilge Seyidoğlu ile devam eden masal yazarları vardır. Namık Kemal "Mukaddeme-i Celil"  adlı eserinde kullandı, masal incelemelerini Ziya Gökalp "Türkçülüğün Esasları" adlı kitabında halk edebiyatının içinde gösterdi. Recaizade Mahmut Ekrem ise "Çok Bilen, Çok Yanılır" adlı eserinde bir masalı genişleterek yazdığını ifade eder.

Masallar; hikayelerin romanların atası sayılabilir. Türk masal kahramanlarından hatırladığım bir kaçının ismini paylaşayım; Nasrettin Hoca, Keloğlan, Dede Korkut, Karagöz ve Hacivat, Oğuz Kağan var bildiğim bir geçen gün bir masal hakkında öğrendiğim bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum.

Ali Baba ve Kırk Haramiler'de Türk masalı olarak düşünülür, ya da ben öyle düşünürdüm, aslında Binbir Gece Masalları serisinin bir masalıymış ve olay Halep'te geçtiğini Fransız tercüman Antoine Galland'den öğrendim.

Masallar dünya coğrafyasına göre değişiyor. Mesela, doğu masalları;  Binbir Gece Masalları adı altında toplanıyor.  Alman edebiyatında masalları toplayıp yazan yazarlar ise Grimm kardeşlerdir. Fransız edebiyatında ise yazar Perrault halkın dilinden masalları toplayıp yazmış bir yazardır. Fransız masallarına örnek verirsek "Uyuyan Güzel, Kırmızı Başlıklı Kız, Çizmeli Kedi, Külkedisi."

Masallar önemli derken, radyodaki sesi unuttum zannetmeyin. Sonra araştırdım Judith Liberman adında Fransız bir masal anlatıcısı olduğunu öğrendim.  

Geçenlerde Judith Liberman'ın Bursa'ya gelip, bir masal semineri vereceğini öğrendim. Hemen yanında soluğu aldım son kitabı "Masallarla Yola Çık"ı alıp, önsözüne bir şeyler yazmasını rica ettim. Sağolsun kırmadı ve sohbet etmek istediği söyledim, beni kırmadı lafladık.

"Fransa'da dokumacı bir köyünde büyüdüm. Gecelerimiz, ateş başında; masal anlatarak, şarkı söyleyerek geçerdi.14 yaşında Genevieve Bayle-Laboure,  Fransa'da ünlü bir masalcıdan eğitim aldım. 2002 yılında Sorbonne'da Master'ımı tamamladım. Paris konservatuvarında hikaye anlatıcılığı eğitimi ardından tiyatro eğitimi aldım. Birçok dünya hikayeleri hakkında eğitimler aldım. Paris'te iki tiyatro grubu ve Paris ve New York'ta kitapevi, kütüphane ve okullarda masal anlatıcılığı yaptım.

Masalları sen seçemezsin, masallar sizi seçer. Her anlattığın masal ve hikaye seni anlatır ve sende o masalda kahraman olursun prenses ya da prens önemli değil masalın kahramanı olursun. Çocuk ve yetişkin arasında fark görmüyorum. En çok yetişkinlerin hayal gücünü arttırmaya ihtiyacı var, ben buna inanıyorum. Dünyanın değişmesi için, masallara ihtiyacı var. Masallar, sihrini tılsımlı sözcüklere dokunarak düşler ülkesindeki tüm kahramanları uyandırır,  yaşamı güzelleştirip renklendirir masallar ve kahramanları."

Judith Liberman'ın Sanat Mahal'deki dinletisi bir başka güzeldi.  Orda otururken sanki dünya'yı geziyordum, ben çok zevk aldım.  Judith Liberman, kesinlikle çok başarılı bir masal anlatıcısı,  dinlemenizi tavsiye ederim. Bu arada kitabı "Masallarla Yola Çık"'ı da okuyorum, size de tavsiye ederim. Eskiden,  hatırladığım,  Adile Naşit "Uykudan Önce" diye bir program yapardı. Çocuklar için TV’lerde masal anlatırdı, masal bitiminde "kuzucuklarım, hadi uykuya" derdi. Adile teyzeden sonra hiç böyle bir Türk masal anlatıcı çıkmadı ya da ben duymadım. Benim temennim Judith Liberman gibi Türk anlatıcıların olması, yüzlerce yıldır bu topraklarda çok anılar biriktirdik,  masal gibi hayatlar yaşadık. Bunu dillendirip, anlatmamız lazım.

Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine. İyi seyirler…

 
Toplam blog
: 136
: 6807
Kayıt tarihi
: 09.05.15
 
 

Kültür ve sanat alanında araştırmalar yapıyorum. Birçok yayına sinema ve tiyatro alanında yazılar..