Bir vatandaş ile bir memurun diyaloğu

Devlet dairelerinde zaman zaman vatandaş ile görevliler arasında tartışmalar yaşanmakta, bu tartışmaların boyutu bazen fiili saldırıya kadar varabilmekte, hatta ölümle sonuçlanan olaylar da meydana gelebilmektedir. Emniyet, Jandarma gibi kurumlarda oldukça uysal olan bir vatandaş vergi dairesine geldiğinde kükreyen bir aslana dönüşmektedir. Vergi dairesi mensuplarını böyle saldırılardan koruyacak bir mekanizma da bulunmamaktadır.

Vergi dairesi tarafından kendisine yiyecek bedeli borcu nedeniyle ödeme emri gönderilen 30 yaşlarındabir vatandaş müdür yardımcısının odasına girerek ödeme emrini gösteriyor ve ' ben beş yıl cezaevinde yattım, bu parayı ödeyecek  durumum yok, bunu kaldırın' diyor.

Müdür yardımcısı ' Bu ödeme emri Cumhuriyet Savcılığı tarafından bize yazılı olarak bildirilmesi üzerine düzenlendi, kaldırmalarının mümkün olmadığını ancak vergi mahkemesi kararıyla kaldırabiliriz' diyor.

Vatandaş ikna olmuyor ve diklenmeye başlıyor, dışarıya da çıkmıyor, ileri geri konuşmaya başlıyor. Müdür yardımcısı da tekrar yapacağı bir şey olmadığını söylemesine rağmen odadan çıkmıyor ve 'ben senin gibi adamlar yüzünden cezaevine düştüm, gerekirse gene yatarım' diyor. Müdür yardımcısı da böyle olaylarla çok karşılaştığı için polemiğe girmiyor. Biliyor ki ne kadar haklı olursa olsun fiili bir olay olduğunda herkes bu vatandaştan yana olur. Kendi kendine şeytana sesleniyor, odamdan çık iblis diye. Odaya başka iki vatandaş giriyor o zaman söylene söylene çıkıyor.

Gelelim olayın mevzuat bölümüne. Ey devlet, vatandaşın mahkumiyet süresince yediğini içtiğini hesap edip vergi dairesine diyorsun ki bu vatandaştan 900.- tl yiyecek bedelini tahsil et. Peki hapisten yeni çıkmış, işsiz güçsüz bir insan, herhangibir mal varlığı da yok, neyini alacaksın. Bu şekilde ülke genelinde binlerce alacak tahakkuk ettiriliyor, tahsili hemen hemen olanaksız. Siyasetçilerimiz büyük işlerle uğraştığından böyle sıkıntı yaratan meselelere de vakitleri kalmıyor herhalde.

Müdür yardımcısı morali bozuk şekilde mesaisini bitiriyor, tanıdık bir büfeye uğrayıp bir bira içmek istiyor. Bu sefer de büfeci, 'bana 22.000. lira vergi borcu çıkmış, ben bunu nasıl öderim, dükkanı satsam ödeyemem , vergi dairesinden iki kişiyi vuracam, sonra kendi başıma sıkacam' demez mi?

Gerçekten de rafları yarıya kadar boşalmış, durumu iyi görünmüyor. Mal alacak para bulamıyorum diye yakınmaya başlıyor. Post makinası hesabına da vergi dairesi e-haciz koymuş.

Küçük esnafın durumu gerçekten zor, peki ya gündemimizde ne var?

Kavga, çekişme. Bu sistemle ilgili yapılması gereken çok iş var, önemli olan yaraları teşhis edebilmek.