Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Bir veda anı

Bırak kalsın ellerinin bütün izleri eşyalarda, dökülen saçlarında kalsın toparlama, giderken temizleme senden geriye kalanları. Doğru değil bu bari bırak o dağınıklıklar kalsın senden bana.
Ben artık öğrendim. Yılları yaşamak yetmiyormuş yalnızca. Bazen de susuz bırakmak gerekiyormuş saksıda ki çiçekleri. Kavrulsunlar, yansınlar ki bir damla suyun değeri anlaşılsın diye. Aşk bazen dokunuyor bazen de kahrediyormuş. Ben artık öğrendim.
Bırak o kurutulmuş çiçeklerde benim, sahip olduğum tek nesne sana dair. Biliyormusun ben onu saklarken hep buruktu içim. Yine böyle havanın bulutlu olduğu bir günde getirmiştin bana. Birgün giderken onu da atılacakların arasına koymak isteyeceğini biliyormuşum gibi her sakladığım da içim acırdı. Ve sen beni öyle gördüğünde anlamlaştıramazdın hüznümü, şimdi artık sende benim gibi biliyorsun nedenini.
Evet yavaş yavaş çıkıyorsun, usul usul sürüklüyorsun valizini, anılarımı, hayallerimi, sevinçlerimi. Neden bütün bu sessiz tavırlar daha bir içimi ezsin diyemi.
Gözlerin ahhh gözlerin benim için eşsiz bir hediye bir zaman tüneliydi. Gözlerin dalgalardan sonra kalan köpükler gibiydi. Ben aşka inancı kuvvetli olanlardan değilken, kölesi etmen.... işte bu olmadı.
Kapıyı yavaş kapat olurmu. Parçalanmasın aynada kalan suretin, ancak onunla renklendirebilirim bu boş evi, bu boş hayatı.
Hatırlarmısın ilk dokunduğunda saçlarıma, ılık bir rüzgar esti zannedip ürperişimi. İlk kez öperken dudaklarımdan irkilmiştim ve sen anlamamıştın nedenini. Neden biliyormusun sanki içimdeki bütün kuşlar havalanıp sağa sola çarpmaya başlamışlardı.
Biliyorum bitti artık. Bu seferki gidişin bütün bitmelerin başlangıcı, bu sefer kal diyecek sebeplerimde yok göz yaşlarımdan başka. Biliyorum bitti artık.
Merdivenleri ağır ağır in olurmu, biliyorsun sıksık bacaklarına ani kramplar girer. Unutmadın değil mi ağrı kesicilerini mutfakta köşedeki dolaptaydı hani. Onlarsız kolay kolay geçmez krampların, ağrıların. Peki ya benim ağrılarımı ne dindirecek nefesinden başka.
Yıldızlar parlarmış sabah hava güneşli olacaksa eğer, balıklar gün ışığında su yüzüne çıkarlarmış, kartallar yavrularını en yüksek dağın tepesinden kendileri atarlarmış uçmayı öğrensinler diye; bunların hepsini bana zorla izlettiğin belgesellerde öğrenmiştim ha birde ofsaytın ne olduğunu o Beşiktaş maçında isyan ederken anlatmıştın bana. Şimdi bunların hepsi mi bitti?

 
Toplam blog
: 28
: 490
Kayıt tarihi
: 28.05.08
 
 

Kim olduğum çok da önemli değil hayatın içinde ufacık bir nesne, ya da bir kelebeğe göre şanslı bi..