Bir Venüs Balık'ın "AŞK" Hikayesi

Bizler dünya'ya doğarken herşeyi var eden yaratıcıdan ayrılmanın, parçalara bölünmenin acısıyla bu hayata geldik. O'ndan ayrıldığımız için kimimiz yaralı, kimimiz öfkeli, kimimiz yanlız hissettik... Dünya'nın bizi anlamadığı zamanlarda O'nsuzluğun acısını derinden yaşayarak, bizi yanına geri alması için dualar ettik... Yaşadığımız dünyaya ait hissedememekte O'ndan ayrı kaldığımız içindi... Allah'ı bu dünyada yaşamanın, görmenin ve hissetmenin tek yolu vardı; "Yarattıklarını Sevmek..." 

 

ÖZ'den Sevmek... 

 

O'ndan ayrı kalmayı dert etmemeye başladığımız bir an da kalbimize bir yangın düştü... Benliğimizi büyük alevin içinde yanarken bulduk... Adına AŞK dedikleri bu ateş; Öz'ümüzün ışığını yakabilmemiz ve yaradanla BİR olabilmemiz için insana verilen en büyük mucizeydi. Yaradanın yarattığına duyduğumuz Aşk, O'nun güzelliğini görüp, varlığını hissederek her an bizimle olduğunu anlayabilmemiz içindi... Bu mucizenin farkına varamayan hayat yaşarlar, sevmenin ve aşık olmanın acı verici bir his olduğunu düşünerek korkuyla yaradandan kaçtılar... 

 

AŞK; tüm korkulardan geçerek cesaretle sevmek işidir. Kalbindeki AŞK ateşini yakan O ruhun, yaradanın yansıması olduğunu bilmektir... O'na her baktığında O'nu var edene teşekkür etmek, seni O'na yakınlaştırdığı için şükürler içinde olmaktır. AŞK; O'na hayran olmak, kendini ve sevdiğini korkusuzca O'na teslim etmek, Öz'ünün yüceliğine güvenmek, onu özgür ve sessiz bırakmaktır... AŞK; derin okyanuslarda yüzmek, alevler içinde yanmak, gözyaşlarıyla ölmek, kahkahalarıyla yeniden doğmak, ruhundaki ÖZ'e inmek, içindeki yaradanı bulmak ve O'na sımsıkı sarılmaktır.

 

AŞK'la SEVMEK yaradana kavuşmaktır... 

 

Yüreğindeki AŞK ateşiyle ısınanlara, yaradanla BİR olanlara, korkusuzca seven ve sevmekten hiç korkmayan O güçlü ruhlara selam olsun...

 

AŞK ile...

 

Hu...

 

Miray Ertuğrul