Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '06

 
Kategori
Felsefe
 

Bir yabancının gözleri

Yabancılaşıyoruz birbirimize…

Gariptir, iletisim olanaklarimiz arttikca, artik ilkokul cocuklari bile kendilerine ozel bir kodla, (numara ile) yakinken ebebeyinlerine, yabancilasiyoruz gunden gune. Bilgisayarlar kuculdukce, dunya globallestikce, ekonominin basini artik sadece bir kac para birimi cektikce, dil evrensellestikce, farkli milletlerden arkadas, sevgili edinme olanagimiz arttikca yabancilasiyoruz birbirimize. Evliysek yillarca yatagimizi paylastigimiz esimizle, bekarsak kacamak sevistigimiz sevgilimizle yabancilasiyoruz gunden gune.

Iletisim olanaklarimiz arttikca; once bizden farkli yasayan kulturler oldugunun farkina variyoruz. Yabancilik duyuyoruz .Burada o kadar cok zaman geciriyoruz ki ; gercek dunyamiza geri dondugumuzde artik eski ait oldugumuz topluma uzak, yabanci kaliyoruz.

Eskiden tam donanimli asker arkadasimiz G.I.Joe’larimizla veya yetisemediksek legene doldurdugumuz kocaman okyanusumuzda, battaniyemizi kaldirip asagi biraktigimizda o zamanlar haberlerde sık sık adini duydugumuz ama magaralarinda neler olduguna yabanci oldugumuz ”Cudi” dagimizda tahta mandallarimizla ya da daha sansli bir cocuksak Lego oyuncaklarimizla kurdugumuz hayallerin etkisiyle mi yine savas alanlarinda cekilmis fotograflarin Plutzer ödülleri ile odullendirilmesi ? Peki.. Bu odul alan kahraman fotograflarin birinde sirtinda G.I.Joe’su ile objektiflere yakalanan Amerikan askeri hangi hayalleri kurarak gelmisti kendisine tamemen yabanci bu kente ? Eminim burada gordugu patlama ve catisma goruntuleri izledigi Hollywood filmlerinden yabanci degildi ama akittigi kanin sicakligi; izledigi filmlerden farkli olarak gercekti ve hic bir cekimin tekrari yoktu.

Altmisbin kisi ayni stadi, yan yana doldurup, ayni kufuru hep bir agizdan edebiliyorken, karsi takimin teknik direktorunun babasinin onuruyla yaptigi isle dalga gectiginde emege, insana ve insanliga ne kadar yabancilastiginin farkina varamamasinin altinda yatan sebep; cepheye cocukluk hayallerinin pesinden gonderilen kursun askerlerin sonunun da somine atesinde sevdigi balerinle birlikte gumusten bir kalbe donusecegini sanmasi mi yoksa tam otomatik riflelarindan cikan gumus kursunlarla yabancisi olduklari bir sokakta yabanci bulduklari birini kalbinden vurma arzulari mi?

Bir gun yabanci biriyle tanisiyoruz. O yabancinin gozlerinde bulusuyoruz. Ne kadar cok ortak yonumuz oldugunu dusunuyoruz. Icimizdeki kurt diger yarisini bulan elmanin tadina bakmak icin kivranip duruyor. Sonra bu ortaklik “ask” denen sinirli sorumlu bir limited iliski kuruyor. Taraflardan biri ise bunu SPK’ya acilmis bir anonim ortaklik zannedip, butun hisseleri kendinde toplamaya calisiyor. Sonrasi her iliskide alistigimiz spekulasyonlar, al gulum ver gulum el degistiren son kullanim tarihi gecmis dayaniksiz, dayanagi olmayan yalanlar…

Ve tanidigimizi sandigimiz gozlerin bize tekrar yabancilasmasi oyle ki; bir zamanlar goz goze gelmek istedigimiz, tanidik gozler artik baska yone cevrilen bakislarla hizasindan uzaklasmaktadir. Basimizi cevirmemizin nedeni, The Doors’un bir sarkisinin sozlerindeki gibi
(“People are strange when you are a stranger. Faces look ugly when you are alone…” ) yabancilasmak ve yanlizlasmak midir ?

Yabanci kal bana, yakin dur bana…

4/21/2005 2:47 AM

 
Toplam blog
: 7
: 907
Kayıt tarihi
: 12.10.06
 
 

Almanya'ya iki sene evvel Istanbul'dan ögrenci olarak geldim. Ne mutlu ki; halen bütün zorluklara..