Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '17

 
Kategori
Öykü
 

Bir yaranın açılışına tanık oldum bugün

Bir yaranın açılışına tanık oldum bugün
 

Terasta oturuyorum. Bir gürültüyle yerimden fırlayarak, sesin nereden geldiğine bakınıyorum. 8 yaşlarında bir kız, bisikletinden düşmüş, yanında babası. Küçüğü düştüğü yerden kaldırıp, acıyan yerlerini öpüp koklayacağına, kızına bas bas bağırıyor adam  “Bıktım senden, dikkat etsene biraz!” Kanım donuyor.

Küçük kız, ağlaya ağlaya babasının yanına giderek "yapamıyorum" diyor. Beden dili, babasından sevgi, hoşgörü ve ilgi istediğini apaçık vurguluyor. Cılız gövdesini mümkün olduğunca yaklaştırıyor babasına ve başını olabildiğince arkaya atarak, yalvaran ve anlayış bekleyen gözleriyle, kendinden çok uzaklarda duran babasının gözlerine temas etmeye çalışıyor. Ancak dışarıdan bir göz bunları fark ederken, “Baba” sıfatındaki adam, öfkesinde kaybolarak  kızına bağırmaya devam ediyor.  Küçük kızsa, kocaman ellerin itelemesiyle uzaklaştırılmanın soğuk nefesini muhtemelen kalbinde hissederek ağlamaya ve  "yapamıyorum" demeye devam ediyor.

"Tamam babacım, yarın yine deneriz, üzülme" demek yerine, "al bisikletini git eve" diye haykırıyor adam, sonra da eve yollanıyor, kızını gözyaşları ve "yapamıyorum"   larıyla baş başa bırakıyor.

Bu sahneyi izlerken, benim de kalbim acıyor. Kendimi terastan atasım ve kıza sımsıkı sarılasım var. Pek çoğumuzun  çocukluğunda açılan yaralardan ne derece etkilendiğimizi düşünüyorum. O yaraların da tüm hayatımızı nasıl yönettiğini. Şimdi bu küçücük yürekte açılan yaranın, tüm atılan adımlarda nasıl etkili olacağını. Korkular, kısıtlamalar ve kısır döngüler. Kadınlık, güven, sevgisizlik. Öfke, sıkışmışlık hissi ve yalnızlık. Kelimeler, adeta kızın kalbinden fırlarcasına çıkıyor ve tüm bedenini sarıyor. Terasta öylece, bir yaranın açılışına ve bir geleceğin karanlık dehlizlerine tanık oluyorum.

Kendi öfkesi ve sabırsızlığıyla, kızının geleceğe uzanan yolunda, uçurumlar açtığının farkında değil bu adam.

Küçük kız gözyaşlarıyla bisikletini o cılız kollarıyla ve içini çeke çeke titreyerek yerden kaldırmaya çalışırken, etrafında dönüp duran kelimelerin her bir hücresine yapıştığını izliyorum. Onca kırılganlığa rağmen, bisikleti kaldırmayı başarıyor. Yere bir damla kan aktığını, tam da o sırada fark ediyorum. Sadece bir damla kanın, kalpten yere dökülüşündeki acıyı, ben de hissediyorum. Kan lekesi, beyaz bluzda bir anlığına görünüp kayboluyor.

Küçük kız olanlardan habersiz, burnunu çeke çeke, babasının peşinden gidiyor.

Evden yine bağrışmalar ve ağlamalar duyuluyor. Bir küçük yürek, cesaretsizlik ve sevgisizlik uçurumuna sürükleniyor.

Çimen Erengezgin 

 
Toplam blog
: 164
: 608
Kayıt tarihi
: 08.09.11
 
 

Yazar ve Yoga Eğitmeni ..